Kuran’da Allah’ın Bildirdiği Hikmetli Benzetmelere Örnekler
Bize Rabbimiz`in Kuran’da bildirdiği benzetmeler son derece etkili, çarpıcı, okuyanın o konuda anlayışını açacak niteliktedir. Yapılan benzetmelerin ve tasvirlerin tümü, aktarılan konuyu en etkili ve anlaşılır şekilde örneklendirmektedir. Bu yöntem ile zenginleştirilmiş anlatımın insanların derin düşünmesi, öğüt alması amacını taşıdığı, yine çok çarpıcı bir örnekle bir ayette şöyle bildirilmiştir:
Şayet Biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz. (Haşr Suresi, 21)
Haykıran Hayvan Örneği
Yüce Allah her insanı, belirli bir anlayış ve düşünme yeteneğiyle yaratmıştır. Ancak bu yeteneğin gereği gibi kullanılabilmesi yalnızca samimi imanın yaşanmasıyla mümkün olur. Rabbimiz kullarına doğruyu, yanlışı, iyiyi, kötüyü, insanın aklını nasıl kullanabileceğini, bu kavramlar arasındaki farkı nasıl görebileceğini ve nasıl düşünmesi gerektiğini ayetlerle bildirmiştir. Kuran’ı kendisine rehber edinen bir insan, bu bilgiler doğrultusunda yaşadığı için, Allah’ın izniyle gerçek akla ve dürüst bir vicdana sahip olur. Mümin, Yüce Allah’ın Kuran ile bildirdiği bu gerçekleri kavrayarak Kuran ahlakına göre yaşar ve akıl kazanır.
İman etmeyen insanlar ise akıldan yoksun bir topluluk oldukları için bu gerçeklerden habersizdirler ve yaşamlarını çarpık temeller üzerine kurmuşlardır. Bu kişiler ne kadar zeki olurlarsa olsunlar, iman etmedikleri sürece, Yüce Allah’ın kudretini takdir edebilecek, yaşadıkları dünyanın geçiciliğini anlayacak ve bunun sonucunda ne yapmaları gerektiğini kavrayacak bir akla sahip olamazlar. Akıl, sadece Allah’ın dilemesiyle oluşan, iman edenlere ait bir anlayış ve kavrama gücüdür. Yüce Allah Kuran’da düşünmeyen ve akletmeyen insanların bu şuursuzluklarını ve kavrayış eksikliklerini sözden anlamayan, akla sahip olmadığı için, sürekli bağırıp çağıran bir hayvan örneğiyle haber vermiş, bu özelliklerinden dolayı söz konusu insanların kör, sağır ve dilsizler olduğunu bildirmiştir:
“İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler.” (Bakara Suresi, 171)
Sonsuz ilim ve hikmet sahibi Yüce Rabbimiz, Kuran`ı son derece anlaşılır, özlü ve hikmetli bir dille Arapça olarak vahyetmiştir. Kuran-ı Kerim`i incelediğimizde, bazı ayetlerde çeşitli benzetmelerin ve örneklerin yer aldığını görürüz.
Yuvarlanan Taşlar Örneği
Yüce Allah Kuran’da insanlara sonsuz kudretini, makamının yüceliğini ve üstünlüğünü, Kendisi’ne karşı gelenler için hazırladığı azabın şiddetini ve büyüklüğünü detaylı olarak anlatmıştır. İnsan gücü yettiğince Rabbimiz’in tehdit ettiği azabın -cehennem azabının- büyüklüğünü, boyutlarını ve sonsuzluğunu tefekkür etmelidir. Bunun sonucunda kalbinde doğal olarak Allah korkusu oluşacaktır. Bu korku, iman edenlerin Yüce Allah’ın emir ve yasaklarını titizlikle korumalarını sağlar. Kuran’da, bu saygı dolu korkunun ne denli güçlü bir his olduğunu belirtmek için, müminler üzerinde tecelli eden Allah korkusu hikmetli bir örnekle anlatılmaktadır. Ayette şöyle buyrulmaktadır:
Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı. Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, onlardan ırmaklar fışkırır, öyleleri vardır ki yarılır, ondan sular çıkar, öyleleri vardır ki Allah korkusuyla yuvarlanır. Allah yaptıklarınızdan gafil (habersiz) değildir. (Bakara Suresi, 74)
Ayette tarif edilen Allah korkusunun diğer dünyevi korkularla karıştırılmaması için, Yüce Allah Kuran’da, Kendisi’nden korkan müminlerin hislerini, ruh hallerini ve korkularının şiddetini yuvarlanan taşlara benzeterek vurgulamaktadır. Gerçekten de müminin Allah korkusu başka hiçbir korkuya benzemeyen, son derece içli ve saygı dolu bir korkudur. Bu korku diğer korkular gibi insana sıkıntı ve azap veren bir korku türü değildir. Tam tersine, insana kulluğunu ve aczini hatırlatan, onun aklını ve şuurunu açıp geliştiren, insanı çok üstün bir ahlak seviyesine ulaştıran bir korkudur. Bu korku müminin ahirete olan özlemini arttıran, ümit ve şevkini körükleyen bir korkudur. Allah korkusu, müminin Yüce Allah’a olan yakınlığını ve sevgisini kat kat artıran, ona büyük manevi hazlar yaşatan asil bir duygudur.
www.Kurandaihlas.beyazsiteler.com
Sağanak Yağmurda Çıplak Bırakılan Kaya Örneği
İnfak bir insanın sahip olduğu malını ve imkanlarını Yüce Allah’ın yolunda kullanması demektir. Bu nedenle tüm ibadetlerde olduğu gibi, infak ederken de, bu ibadetin hikmetinin akılda tutulması çok önemlidir. Çünkü infak müminler için manevi bir arınma ve temizlenme vesilesidir.
Malını Allah yolunda, sadece O’nun rızasını kazanmak amacıyla harcayanların mallarında bir eksilme olmayacağı ve kazançlarının daima bereketli olacağı; buna karşılık insanlara gösteriş amaçlı, isteksizce harcama yapanların ise yaptıklarının ahirette kendilerine bir yarar sağlamayacağını Yüce Allah Kuran’da çıplak kalan kaya örneği ile hikmetli bir biçimde açıklar.
Rabbimiz bu kimselerin samimiyetsiz şekilde infak etmelerini ve kazandıkları paranın hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini Bakara Suresi’nde şöyle bildirmiştir:
Ey iman edenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağanak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakır. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kâfirler topluluğuna hidayet vermez. (Bakara Suresi, 264)
İman etmeyenler mallarına dünya hayatında çok değer verirler, büyük bir sevgi ve tutkuyla bağlanırlar. Oysa bu mallar müminler için sadece kendilerine Yüce Allah’ın rızasını kazandırmasını umdukları birer vesiledir. Müminler sahip oldukları herşeyin gerçek sahibinin Yüce Allah olduğunu bildikleri için, infak ibadetini çok büyük bir istekle yerine getirirler. Tüm nimetleri sadece Allah’ın rızasını kazanmak için büyük bir şevkle kullanmaları ve infak etmeyi Yüce Allah’a yakınlaşmaya bir vesile olarak görmeleri, müminlerin Rabbimiz’e olan sadakatlerini, O’nun rahmet ve hoşnutluğunu dünyadaki hiçbir şeye değişmeyeceklerini, bu uğurda herşeyi feda edebileceklerini en güzel şekilde ortaya koyar.
Sahipleri Çok Ortaklı Olan (Köle) Adamın Örneği
Yüce Allah’tan başka kuvvet sahibi olmadığı Kuran’da bildirilmiştir. Allah’ın yarattığı varlıkların sahipmiş gibi göründükleri güç ise gerçekte Allah’a ait olan sonsuz gücün onlardaki bir yansımasıdır. Allah dilediği anda bu gücü kendilerinden geri alabilir. Bu nedenle bir kimseyi, Allah’ın kendisine bu dünyada geçici olarak ve imtihan için verdiği güç ve kudret nedeniyle gözde büyütmek, ona hayran olmak, bu gücü ona aitmiş gibi görmek bir nevi kişiyi ilahlaştırmak olur. (Allah’ı tenzih ederiz) Gerçekte büyük görülmesi, hayran olunması, kendisinden medet umulması gereken yegane mutlak varlık alemlerin Rabbi Yüce Allah’tır.
Ancak inkar edenler elde ettikleri nimetleri ve gücü Yüce Allah’ın vesile kıldığı maddelere ve şahıslara bağlar ve onlardan medet umarlar. Onlara müteşekkir kalır, onlara şükretmeye çalışırlar. Kısacası, Allah’tan başka güç ve etki sahibi sandıkları sayısız sahte ilahlar edinirler. (Allah’ı tenzih ederiz) Akıllarını kullanmadıkları için, bütün bu sahte ilahları da, onların yaptıklarını da Allah’ın yarattığını, Allah’ın dilemesi ve emri olmaksızın hiçbir şey yapamayacaklarını, hiçbir şeye güçlerinin yetmeyeceğini göremezler. Allah’ı unutarak gücü ve etkiyi O’nun kullarında arayıp, onlara yönelir, onlara şükreder ve onlardan medet umarlar. Bu ise hem şirk hem de çok büyük bir nankörlüktür. Ancak Allah’a ortak koşan kişilerin şuurunda olmadıkları bir gerçek vardır. Bu da Allah’tan başka taptıkları varlıkları hoşnut etmelerinin mümkün olmadığıdır. Bu kimselerin içine girdikleri çıkmazı Rabbimiz Kuran’da şu hikmetli örnekle bildirmiştir:
Allah (ortak koşanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah’ındır. Hayır onların çoğu bilmiyorlar. (Zümer Suresi, 29)
Gökten İndirilmiş Su Örneği
Dünya üzerinde güzel olan ne varsa bir gün güzelliğini kaybedecek ve yok olacaktır. Bu gerçek, üzerinde derin düşünülmesi gereken bir konudur. Çünkü Allah bu örnekleri ``düşünen insanlar`` için açıkladığını bildirmiştir. Sonsuz hüküm ve hikmet sahibi Allah, Kuran`ın pek çok ayetinde dünya hayatının geçiciliğini ve bu konunun önemini bildirmiştir. Bu gerçek, bir ayette şöyle bir örnekle bildirilmiştir:
Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız. (Yunus Suresi, 24)
Güzel Sözün Güzel bir Ağaca Benzetilmesi
Yüce Allah Kuran`da insanların birbirlerine güzel sözler söylemelerini, güzel hitaplarda bulunmalarını gerektiren bir ahlakı yaşamalarını emretmektedir. Kuran ahlakının bir gereği olan güzel sözün önemine ilişkin Kuran`da çok hikmetli ve etkili bir örnek bildirilmiş; güzel söz güzel bir ağaca, kötü söz ise kötü bir ağaca benzetilerek ayette şu şekilde buyrulmuştur:
Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir. Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlar için örnekler verir; umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler. Kötü (murdar) söz ise, kötü bir ağaç gibidir. Onun kökü yerin üstünden koparılmış, kararı (yerinde durma, tutunma imkanı) kalmamıştır. (İbrahim Suresi, 24-26)
En Güzel Örnekler Allah`ındır
Sonsuz ilim, akıl ve hikmet sahibi olan Yüce Allah, Kuran`da insanların kavrayabileceği en güzel örnekleri, en çarpıcı benzetmelerle bildirmiştir. Kuran`ın benzersiz üslubuyla zenginleşen, düşünen ve iman eden insanların öğüt alabilecekleri bu güzel örnekler, Allah`ın sonsuz ilmini ve muhteşem yaratışını bizlere gösteren delillerden yalnızca biridir. İlim bakımından her yeri kuşatan Yüce Allah çok hikmetli bir benzetmeyle bu durumu Kuran`da şöyle bildirmektedir:
Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah`ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Lokman Suresi, 27)
Rabbimiz`in Kuran’da bildirdiği bu benzetmeler, okuyan kişileri düşünmeye ve daha kolay kavramaya yönelten hikmetli bir üsluba sahiptir. Yazı boyunca verilen örneklerde de görüldüğü üzere, müminlerin yol göstericisi olan Kuran`daki benzetmelerin ve tasvirlerin tümü, aktarılan konuyu en açık şekilde anlatmaktadır. Şu bir gerçektir ki, en yüce örneklerin tek sahibi Rabbimiz`dir.
Ahirete inanmayanların kötü örnekleri vardır, en yüce örnekler ise Allah`a aittir. O, güç sahibi olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nahl Suresi, 60)