Din ahlakını yaşayan ve Allah'ın büyüklüğünü kavrayan kimselerin, din ahlakından uzak yaşayan bilgisiz insanlara hissettiklerini ve düşündüklerini samimi bir şekilde ifade edebilmeleri, birçok insanın İslam ahlakına ısınmasına ve kalbinde Allah sevgisinin ve korkusunun artmasına vesile olabilir. Bu ise Allah Katında çok hayırlı olduğu umulan bir ameldir. Dolayısıyla iman edenler için akıl, hikmet ve hayır dolu konuşmalar yapabilmek büyük önem taşır. Bu konudaki en önemli örnek ise peygamberlerimizdir.
Allah, "Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir..." (Bakara Suresi, 269) ayetiyle, tüm peygamberlerin hikmet verilerek ödüllendirildiğini bildirmiştir.
Hz Yusuf`un Hikmetli Üslubu
Müminlerin sahip olmaları gereken hikmetli konuşma üslubunun en güzel örneklerinden biri de Hz. Yusuf`un zindan arkadaşlarına yaptığı konuşmada görülmektedir. Kendisine rüyalarının yorumunu soran zindan arkadaşlarının sorularına cevap vermeden önce kendi istediklerini anlatmış dikkatlerinin açık olduğu anda onlara tebliğ yaparak çok akıllıca bir yol izlemiştir. Konuşmanın seyrini kendi istediği gibi yönlendirmiş, onların merak ettikleri konulardan önce daha acil ve önemli gördüğü konulardan bahsetmiştir. Ayetlerde bildirildiği üzere Hz. Yusuf:
Hz. Yusuf`un zindan arkadaşlarına verdiği bu öğütler, tebliğindeki hikmeti gözler önüne sermektedir. Hz. Yusuf'un uyguladığı bu yol, Müslümanların din ahlakını insanlara anlatırken kullanabilecekleri önemli bir yöntemdir.
Hz. Lokman`ın Oğluna Verdiği Öğütler
Allah'ın verdiği ilimle, hikmet ve yüksek hitabet gücüne sahip elçilerden biri de Hz. Lokman'dır. Kuran'da bildirilen "Andolsun, Lokman'a "Allah'a şükret" diye hikmet verdik..." (Lokman Suresi, 12) ayetinde, Hz. Lokman'ın bu ilmi haber verilmektedir.
Hz. Lokman, Allah`ın haber verdiği sınırları koruyan samimi bir mümin olarak, oğluna yaptığı tebliğ ile de Allah`ın izniyle tüm insanlara yol göstermektedir.
Hz. İsa İkinci Kez Dünyaya Gelişinde Yüksek Hikmet ve Hitabet Gücü ile Tanınacaktır
Hz. İsa'nın Allah'ın bir elçisi olarak hikmetle ödüllendirildiğine ve bunu kendi kavmine de bildirdiğine Kuran'da şöyle dikkat çekilmiştir:
"Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı,hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim..." (Maide Suresi, 110)
Bu ayetler doğrultusunda ikinci kez dünyaya gelişinde Hz. İsa'yı tanımaya vesile olacak en önemli işaretlerden birinin, onun yapacağı "hikmetli, isabetli ve çok etkili konuşmalar" olduğu anlaşılmaktadır. Diğer tüm konularda olduğu gibi hikmetli konuşma da, peygamberlere has çok dikkat çekici bir özelliktir. Kuran'ı kendilerine rehber edinmiş olan müminler, Hz. İsa'nın konuşmalarının diğer bir ayette de belirtildiği gibi "özü kapsayan bir bilgi" (Kehf Suresi, 91) içerdiğini ve bunun ancak Allah'ın seçtiği elçilere has olduğunu anlarlar. Gösterdiği üstün akıl, yaptığı kusursuz teşhisler, getirdiği çözümler her zaman çok isabetli olup Allah'tan özel olarak verilmiş bir hikmetin en açık alametlerini oluşturacaktır. Böylece üstün şahsiyeti ve aklı açıkça göze çarpacaktır.
Kuran Ahlakına Hikmetle Çağırmanın Önemi
Sonsuz rahmet sahibi olan Allah, Kuran'da iman edenlerin en önemli ibadetlerinden birinin tebliğ, yani Kuran'da bildirilen gerçekleri insanlara anlatmak ve onları iman etmeye davet etmek olduğunu bildirmiştir. Öyle ki bu ibadet, hayatın her alanını kapsar. Bu nedenle tüm müminler, değerli peygamberlerimizin elçilik göreviyle şereflendirildikleri andan itibaren büyük bir kararlılıkla yaptıkları gibi, sözleriyle ve tavırlarıyla yaşamlarının her anında Allah`ın bildirdiği ahlakı diğer insanlara anlatmakla ve İslam ahlakını temsil etmekle yükümlüdür. İnsanları hak yola davet etmenin önemi, Kuran'da şöyle bildirilir:
"Gerçekten insan, ziyandadır. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka." (Asr Suresi, 2-3)