Kibir Allah (cc)'ın beğenmediği bir ahlak özelliğidir. Kibirli insan büyüklenme hissine kapılmış demektir. Bu büyüklenmenin nedeni ise, kişinin kendisine müstakil bir benlik vermesi, hem kendini hem de çevresindekileri Allah (cc)'tan bağımsız varlıklar olarak görmesidir. Böyle bir insan, yaptığı ve sahip olduğu herşeyi kendisinden bilir. Bir başarı elde ettiğinde bununla kibirlenir ve kendisini en üstün insan olarak görür. Her fırsatta, her konuda üstünlüğünü ve büyüklüğünü çevresine de hissettirmek ister. Halbuki, o başarıyı ona lütfeden Allah (cc)'tır. Ancak kibirli kişi bu önemli gerçekten gafil bir hal içerisindedir. Onur ve üstünlüğü bu yolla elde edebileceğini sanır.
Oysa ki bu yolla, hiçbir zaman peşinde oldukları gerçek onur ve üstünlüğü elde edemezler. Çünkü onur ve şeref ancak Kuran'a uymakla kazanılır. Allah (cc) bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve herşey) bozulmaya uğrardı. Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar. (Mü'minun Suresi, 71)
İnsan, Kuran'a ve Peygamber Efendimiz (sav)`in sünnetine uymadığında, ayette bildirildiği gibi, herşey bozulmaya uğrar. Allah (cc), insanların bu gerçeği unutarak onur ve şerefi, insanlara büyüklük taslamakta aradıklarını bir ayette şöyle bildirmektedir:
Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resûlü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar. (Münafikun Suresi, 8)
Onur ve izzet ancak Allah (cc)'ındır. Ve Allah (cc) bu üstünlüğü sadece Kuran'a uyan, güzel ahlak gösteren kullarına vermektedir. Bunun yanı sıra kibir ve büyüklenme duygusunun insanları azaba sürükleyen en önemli konulardan biri olduğu da unutulmamalıdır. Zira kibir insana, Kuran'a uymayan birçok ahlaksızlığı ve kötülüğü yaptıran bir ahlak bozukluğudur. Bir ayette kibirli insanın bu ahlakı şöyle bildirilmektedir:
Ona: "Allah'tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o. (Bakara Suresi, 206)
Kibirli bir insan kendini herkesten daha çok sever. Bu nedenle çıkarıyla ters düşen her şeyde, Allah (cc)'ın rızasını ve vicdanını değil, kendi tutku ve isteklerini önde tutar. Bu ise, onu günaha ve kötü ahlaka yöneltir.
Kibirli insanlar, nefislerine ağır geldiği için hiçbir zaman bir konuda alttan almayı kabul edemezler. Çevrelerindeki insanlarla aralarındaki dostluğu zedeleyecek, gerginliğe ve huzursuzluğa neden olacak tavırlar sergilemekten çekinmezler. Hoşgörülü, sabırlı, affedici, uzlaşmacı bir karakter gösteremezler. Her zaman hep kendi dediklerinin kabul edilmesini isterler. Ortada bir anlaşmazlık söz konusu olduğunda kendilerinden hiçbir zaman ödün vermedikleri için inatçı, dik başlı bir tavır gösterirler. Kendi istedikleri yapılmadığında ise ters bir tavır içerisine girerler. Tüm bunlar da söz konusu kimseleri 'zor ve geçimsiz insanlar' haline getirir. Onlarla arkadaşlık etmek, konuşup sohbet etmek, sevgiyi, dostluğu, güzel ahlakı yaşamak zordur. Bu da kibirli insanların, çevreleri tarafından sevilmeyen, yanlarında rahat edilemeyen kimseler haline gelmelerine neden olur.
Kibirli insanlar, kendilerini herşeyin üstünde görüp, hep nefislerini kolladıkları halde aradıkları mutluluk ve huzuru da bulamazlar. Oysaki bunun yerine mütevazi, Allah (cc)'a ve müminlere karşı boyun eğici bir karakter göstermiş olsalar, hem dünyada hem de ahirette güzel bir hayat ve büyük bir mutluluk içerisinde yaşayacaklardır.
Unutulmamalıdır ki kibir şeytanın en temel özelliğidir. Büyüklenmesi, onun cennetten kovulmasına, lanetlenmesine ve cehennem azabını hak etmesine neden olmuştur. Bu nedenle Allah (cc)'ın gücü karşısındaki aczini unutan, haksız bir büyüklenme içerisine giren kimseler, şeytanın bu durumunu düşünmelidirler. Zira Allah (cc) bir ayetinde, onur adı altında kibir ve enaniyete kapılan kimseler için ahirette acı bir azap olabileceğini hatırlatmaktadır. Allah (cc) dünyada büyüklük taslayanlara o gün şöyle seslenileceğini bildirmektedir:
(Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun. (Duhan Suresi, 49)
Gerçek onur ve üstünlük ise dünyada iken boyun eğici, mazlum ve yumuşak başlı bir tavır içerisinde olan kimseler içindir.