Kanal Urfa, 26 Aralık 2009 Adnan Oktar: Bu üçü parçalıyorlar, ayırıyorlar, Siyaset Mehdi’si, diyanet Mehdi’si, saltanat Mehdi’si diye. Said Nursi’nin sözlerini çarpıtıp yalan söylüyorlar. Halbuki bak burada çok açık söylüyor. “Ahir zamanda gelecek zatın üç vazifesinden en mühimi ve önemlisi, ve en büyüğü en kıymetlisi, değerlisi olan imanı tahkiki” gerçek imanı “neşr yazma ve dağıtma yoluyla yaymak ve ehli imanı” iman edenleri darwinizm, materyalizm gibi “dalaletten sapıklıktan kurtarmaktır” diyor. Sapkınlıktan kurtarmaktır diyor. Birinci vazifesi budur diyor Mehdi (a.s)’ın. Tasdiki gaybi sayfa dokuz açıp baksınlar. Bak diyor ki bu hakikatten de anlaşılıyor ki sonra gelecek o mübarek zat Mehdi (a.s) Risale-i Nur Külliyatı’nı bir program olarak neşr ve tatbik edecek. Onu delil olarak kullanacak. Konuşmalarında Risale-i Nur’dan deliller verecek. Bak neşr ve tatbik edecek diyor. Tasdiki gaybi sayfa dokuz. Bak o zatın ikinci vazifesi diyor. Demek ki daha bitmiyor. Hani bir taneydi. Bakın o zatın ikinci vazifesi diyor. Kuran’ı, Kuran ahlakını Peygamberimizin (sav) sünnetini icra uygulamak ve tatbik etmektir. İkinci görevi budur diyor. Tasdiki gaybi sayfa dokuz. Birinci vazife maddi kuvvette değil. Belki kuvvette itikat bakın Mehdi(a.s)’ın özellikleri. Güçlü bir iman, güçlü ve samimi bir iman ve ihlas samimiyet. Mehdi (a.s) son derece samimi. Ve yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu gözetme ve sadakatle. Davasına sadık. Mehdi (a.s) delidir yani. Deli aşıktır asla bırakmaz. Sadakatle kalpten bağlılıkla olduğu halde diyor bu ikinci vazife gayet büyük; bak ikinci vazife diyor gayet büyük bir maddi kuvvet ve hakimiyet lazımdır ki o ikinci vazife tatbik edilebilsin. Çok büyük ordular, İslam orduları, Müslüman ülkelerin birleşmesi, İslam aleminin birleşmesi ve ittihad-ı İslam gerekir diyor. Ama bunu yani gerekir diyor ama safha olarak söylüyor. Zaten Mehdi (a.s) bunu yapacak diyor inşaAllah. Ve bütün İslam aleminin orduları birleşecek dünyanın en büyük ordusunu oluşturacaklar diyor Said Nursi. Ve hiçbir kuvvet onları yenemez diyor. Yani bu orduyu diyor dünyada ki hiçbir kuvvet ne Amerika ne Rusya, Çin üçü de birleşse yenemezler diyor. Dünyanın en büyük ordusu olacak diyor. Türk İslam Birliği ordusu. O zatın üçüncü vazifesi. Hani bir taneydi? Bak geçtik üçüncü vazifeye. İslam birliğini ittihad-ı İslam’a bina ederek; İslam birliğine dayandırarak İslam birliği üzerine kurarak İsevi ruhanilerle dindar Hıristiyanlar ve Hıristiyan alemiyle ittifak ederek. Hıristiyanlarla da ahbap olarak onlarla da arkadaş olarak, onlarla da yardımlaşarak, onarlı da koruyup kollayarak işbirliği ve dayanışma içerisine girerek dini İslam’a İslam birliğine hizmet etmektir. Üçüncü vazife. Bu vazife pek büyük bir saltanat, kuvvet, milyonlar fedakarlarla, milyonların fedakarane katılımlarıyla tatbik edilir diyor. Yerine getirilir diyor. Bunu da diyor ancak Mehdi (a.s) yerine getirecektir diyor inşaAllah.
Adnan Oktar: Bediüzzaman böyle bir şey yapmadı. Bediüzzaman sürekli hareketliydi. Oradan oraya sürgün edildi. Oradan oraya sürgün edildi. Hapislere girdi, değil mi? Çok heyecanlı, şevkli, azimli bir mücadelesi vardı ve ittihad-ı İslam’ı aşkla, şevkle istiyordu Bediüzzaman. Yani İslam Birliği’ni istiyordu ve İslam’ın dünyaya hakimiyetini istiyordu. Bunu anlamayacak bir durum yok. Şimdi bu bana çok heyecan veriyor. Milyonlarca insanın Bediüzzaman’ın bu gerçek olarak açıkladığı izahları örtbas etmek için çırpınması, bana bir Ahir zaman alameti gibi geliyor. Allah-u alem Ahir zaman alameti ve şaşırtıcı. Bir de Bediüzzaman kapalı, örtülü yazsaydı, yani ben o kadar onlara bir şey demezdim. Fakat o kadar sarih ve açık söylüyor ki; yani kaçacakları hiçbir kapı bırakmamış. Mesela Hz. İsa (a.s.) için de diyor. Çünkü birçoğu diyor ki; “Hz. İsa (a.s.) öldü” diyor. Öldü diyenlere de şunu söylüyor Bediüzzaman; “gerçekten ölse de,” sizin dediğiniz gibi olsa da diyor, “yine indirecek Allah Hz. İsa (a.s.)’yı” diyor. Kanal 35, 21 Mart 2010 Adnan Oktar: Müslümanların Türk-İslam Birliği’ni kararlılıkla istemesi gerekiyor. Yani samimiyetle istemeleri gerekiyor. Bir de Türk-İslam Birliği’ni istemek yani ittihad-ı İslam’ı istemek, Müslümanların birlik olmasını istemek, insanın ne kadar, vaktini alır ki? Yani 10 saniyesini falan alır, 10-15 saniyesini. İnternette de yazmış olsa, 10-15 saniyesini alır. Bakın, bunu diyecek gücü bulamıyor büyük bir kitle. Bakın şeytanın etkisine bakın. Bakın, diyorum ki ben, inanmıyorsan da söyle diyorum bak. İnanmıyorsan da. İçinden gelmiyorsa da söyle. Ben Türk-İslam Birliği’ni istiyorum de. Zoraki bak, Türk de, İslam de, değil mi, Birliği’ni istiyorum. 4 kelime. Bunu söyleyemiyorlar. Yani bakın istediği halde ümitsizlikten, yeis ile manevi güçsüzlükten bunu söyleyemiyorlar. Epey bir kitle. Burada bir hastalık var. Ben buna da dikkat çekiyorum. Önemli gördüğüm için bunları söylüyorum.
Adnan Oktar: Ama Peygamber hadisleriyle sabit olan bir konunun yani irdelenmesi, acaba mı denmesi olmaz. Said Nursi de yani yüz elli iki yüz sayfayı bu konuyu açıkladığına göre konu bitmiş ve gördüğü şeyi anlatıyor ve bütün kıtalara her yere İslam hakim olacak diyor. Tek din İslam kalacak diyor, ittihad-ı İslam oluşacak diyor. Bunu da Kuran’da söylüyor ayetler var, çok fazla Kuran ayeti var. Dolayısıyla bu konuda bir Nur talebesi kardeşlerimiz de bir kabz hali var. Bir kasılma hali var. Bunun açılması lazım. O zaman bereket gelir değil mi dimağları açılır. Allah bir güzellik var ki Mehdi (a.s) ile bizleri müjdelemiş.
Adnan Oktar: Yani “Darwinizmle, materyalizmle ilgili çalışmaları toplayacak, bir araya getirecek, onlarla eserler hazırlayacak, onunla Darwinizm’i, materyalizmi yerle bir edecek” diyor. “Birinci vazifesi budur” diyor. Ve “en önemli vazifesi de budur” diyor. “İkinci, üçüncü ve dördüncü vazifeleri de vardır” diyor. “Müslümanları bir araya getirecek, seyyidler topluluğunu bir araya getirecek, bütün Müslümanların desteğini alacak; İslam’ı dünyaya hakim edecek, ittihad-ı İslam olacak” diyor. En büyük hakim, hem hakim, hem Mehdi, hem mürşit, hem Kutb-u Azam olarak” diyor. “O zat-ı nuraniyi gönderecek, o da Ehl-i Beyt-i Nebevi’den olacaktır” diyor. Hz. İsa (a.s.)’ın da geleceğini söylüyor, “gerçekten ölse dahi gelecek.” diyor. Yalan söyleyenlere karşı, sağlam bir delil oluşturmak için ve “Hz. Mehdi (a.s.) ile birlikte İslam’ı dünyaya hakim edecek.” diyor. “Mehdi (a.s.) da Hıristiyan Ruhanilerle birlikte ittifak edecek.” diyor. |