Dua, her insan için çok kıymetli bir ibadet ve büyük bir nimettir. Çünkü Allah, insana dua aracılığı ile Kendisi'nin hayırlı ve güzel gördüğü her şeye erişme imkanı vermiştir.
Kişi bazen kendisine zararı dokunacak bir konuda dua edip, bunun hiç farkında olamayabilir. Allah ayette bu konuya dikkat çekmektedir. Allah duasına istediği yönde icabet etmediği için, duasının kabul olmadığını zanneden kişi, büyük bir yanılgı içindedir. Zira Allah merhametinden dolayı, kulunun hayrına olacak şekilde duasına icabet etmektedir. Allah, bu insanın duasını duyar ve onun duasına en hayırlı şekilde karşılık verir. Olayların kişinin istediği gibi gelişmemesi bu sonucu değiştirmez. Bu, çok önemli bir sırdır. Bu yüzden dua ederken istenen şeyin muhakkak istendiği şekilde yerine gelmesi değil, hayırlı olacaksa istenmesi önemlidir.
Ayetin devamında insanların aceleci bir fıtrata sahip olduğu bildirilmektedir. Dua konusunda belki de en büyük tehlike, kabul olmayacağı endişesiyle dua etmekten vazgeçmektir. Bu, pek çok yönden hatalı, hatta cahilce bir tavırdır. Allah’tan bir şeyi istediğinde, gerçekleşmesi için aceleci davranmamalı, takdiri Allah’a bırakmalı ve Allah’tan her şartta razı olmuş bir biçimde sabırla beklemelidir. Duada istenilen şeyin geciktirilerek verilmesi, ya da istenilen yönde icabet edilmemesi Allah’ın, kullarının sabrını ve tevekkülünü bir denemesi ve onları imani yönden olgunlaştırması anlamına gelebilir. (Doğrusunu Allah bilir.)
Kişi, her duanın Allah tarafından bir ibadet olarak kabul edildiğini bilmeli ve duasının, en hayırlı zamanda ve en hayırlı şekilde karşılık göreceğine iman etmelidir.