Kuran'da bildirilen peygamber kıssalarının hikmetlerinden biri de ayetlerin sadece geçtiği zamanın olaylarını anlatması değil, tüm zamanlarda, gelecekte de insanlara bazı dersler vermesi ve yaşanabilecek olaylara işaretlerde bulunmasıdır. "Hz. Yusuf Kıssası" da bu doğrultuda çeşitli hikmetler ve anlamlar taşımaktadır. Yusuf Peygamberin hayatına bakıldığında hemen her dönemde Müslümanların birbirleriyle benzer zorluklar yaşadıkları, din ahlakını yaşamayan kişiler tarafından bazı iftiralara maruz kaldıkları, sabretmeleri ve tevekküllü olmaları gereken çok fazla durumla karşılaştıkları görülür. Bu, Allah (cc)'ın değişmez kanunudur; Allah (cc)'ın kanununda değişiklik olmayacağı ise Kuran`ın birçok ayetiyle haber verilmiştir. Bu ayetlerden biri şöyledir:
(Bu,) Allah'ın öteden beri sürüp giden sünnetidir. Sen Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın. (Fetih Suresi, 23)
Kuran'da Hz. Yusuf'un hayatı ile ilgili bir çok bilgi verilmiştir. Kuşkusuz müminlerin bu kıssadan alacakları pek çok ders vardır. Nitekim Yusuf Suresi'nin son ayetinde de, peygamber kıssalarının, imani akıl ve hikmete sahip olan, dünyanın özünü kavrayabilen müminler için önemli ibretler içerdiği bildirilmektedir:
Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır... (Yusuf Suresi, 111)
Hz. Yusuf, küçük yaşta iken kardeşleri tarafından bir kuyuya atılarak ölüme terkedilmiş, daha sonra köle olarak satılmış, sonra iftiraya uğrayarak uzun yıllar hapiste kalmış, çeşitli zorluklarla denenmiştir. Tüm bu olaylar sırasında Hz. Yusuf çok üstün bir ahlak sergilemiş, Allah (cc)'a karşı olan derin imanını, tevekkülünü ve sadakatini çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Öncelikle daha çocuk yaşta iken, babalarının Hz. Yusuf`u kendilerinden daha çok sevdiğini düşünerek kıskançlığa kapılan kardeşleri, ona bir tuzak kurarak, onu öldürmek üzere bir plan kurmuşlar ancak daha sonra Hz. Yusuf`u öldürmek yerine onu bir kuyuya atma kararı almışlardır. Babalarına ise, kardeşlerini bir kurdun kaptığını ve öldüğünü söylemişlerdir. Hz. Yusuf, henüz küçük bir çocuk olmasına rağmen bu olayda Allah (cc)`a karşı çok olgun, sabırlı, tevekküllü ve teslimiyetli bir ahlak göstermiştir. Ardından ise Allah (cc), bir yolcu kafilesine Hz. Yusuf'u buldurarak onu kuyudan kurtarmıştır. Hz. Yusuf burada da bir başka olayla denenmiş, köle ticareti yapan kimselerin eline düşmüştür. Ancak bu olayda da üstün ahlakından taviz vermemiştir. Daha sonra bu insanlar, Hz. Yusuf`u Mısır`lı bir vezire satmışlardır. Rabbimiz, kendisini satın alan Mısırlı'nın vesilesiyle onu koruma altına alarak, onun güzel bir şekilde bakılmasını ve büyütülmesini sağlamıştır. Onu Mısır'da yerleştirmiştir. Onu satın alan kişi Hz. Yusuf'u eşine emanet ederken onun hakkında şefkatli ve merhametli bir üslup kullanmış, ona iyi bakması yönünde tembihte bulunmuştur. Hatta kendileri için Hz. Yusuf'tan bir yarar dahi ummuş ve onu evlat edinmeyi dahi düşünmüştür. Bu olaylar da yine Allah (cc)'ın Yusuf Peygambere yardım ve desteğinin, şefkat ve merhametinin bir delilidir. Kuyuya atıldığında pek çok tehlike ile yüz yüze iken, Rabbimiz onu kurtarmış ve rahat edeceği, iyi bir yerde barındırmış, Mısır'da yerleşik kılmıştır. Tüm bunlar Allah (cc)'ın onun üzerindeki nimetleridir.
Sonraki yıllarda Hz. Yusuf, evinde kaldığı vezirin karısı tarafından iftiraya uğramış ve bu sebeple haksız yere yıllar yılı zindanda kalmıştır. Tüm bu olaylar sırasında da yine Allah (cc)`ın rızasını herşeyin üzerinde tutmuş, Allah (cc)`ın kendisi için takdir ettiklerine gönülden teslim olmuştur.
Hz. Yusuf'a kurulan onca tuzaktan; kuyuya atılmasından, iftiraya uğramasından, haksız yere zindanda tutulmasından ve yıllar boyu orada unutulmasından sonra ise Allah (cc) onu ülkenin hazinelerin başına geçirmiş; ona güç, mal ve iktidar vermiştir.
Hz. Yusuf`un hayatında olduğu gibi, Rabbimiz tüm müminlere, yaşadıkları zorlukların ardından onları felaha kavuşturacağını vadetmiştir. Allah (cc)`ın bu vaadini bildiren ayetlerden biri şöyledir:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir... (Nur Suresi, 55)