Hercai menekşelerin hepsi eşit büyüklükte olmayan ve her birinde genellikle iki ayrı renk bulunan, beş tane kadifemsi taç yaprakları vardır. Taç yapraklarının arkasında, balözü içeren birer uzantı ya da mahmuz bulunur. Çiçeğe gelen arılar bu tatlı sıvıya ulaşabilmek için daha büyük olan en alttaki taç yaprağa konarlar. Böylece arılar balözünü emerken çiçeğin erkek organlarında bulunan çiçek tozları da arıların tüylerine yapışıp kalır. Arıya yapışmış olan çiçek tozlarının aynı çiçekteki dişi organın tepeciğine bulaşmasını önlemek üzere tepeciğin üzeri koruyucu bir kapakla örtülüdür. Ama arılar bir çiçekten uçup başka bir hercai menekşe çiçeğine konduklarında, balözü emebilmek için bu kapakçığı hortumlarıyla açarlar ve bir önceki çiçekten getirdikleri çiçek tozlarının bir bölümünü dişi organın tepeciğine bırakırlar. Böylece çiçekler döllenerek meyveye dönüşürler. Meyve olgunlaştığında çatlayarak kayık biçiminde üç parçaya ayrılır ve içindeki tohumları çevreye saçar. Görüldüğü gibi arılar sayesinde gerçekleşen bu döllenme işlemindeki tüm detaylarda bir tasarım vardır. Bu tasarımı ortaya çıkartan akıl ise elbette ki arının ya da çiçeğin kendisine ait değildir. Bu aklın sahibi alemlerin Rabbi olan Allah'tır.