Dünya hayatı güzelliklerle eksikliklerin hep bir arada bulunduğu bir mekandır. Bir güzelliğin yanında mutlaka başka bir yönden kusur vardır. Evimizin penceresinden dışarı baktığımızda, bahçemizde gördüğümüz ağaçlar, çiçekler içimizi açar; Allah’a yarattığı bu inceliklerle dolu güzellikler için şükrederiz. Yeşilin tonu içimizi ayrı açar, çiçeklerdeki mor, pembe, beyaz, sarı renkler bize ayrı bir zevk verir. Daha da yakından bakınca gördüğümüz çeşitli tonlardaki dantel gibi süslemeler, çiçeklerin eteklerindeki birbirinden farklı desenli bitiş sınırları bizlerde daha da çok hayranlık uyandırır. Allah’a bizler için yarattığı bu birbirinden zarif incelikli, detaylı ikramlar için, bizlere olan ilgisi, sunumu için şükrederiz.
Ancak bahar aylarıyla kavuştuğumuz tüm bu estetik detayların yanı sıra, dünyanın birer eksiği olarak alerjilere de kavuşuruz. Alerjilerin en yoğunlaştığı zamanlar genelde polenlerle ilişkili mevsimlerdir.
Peki nedir alerjiyi tetikleyen nedenler?
Bağışıklık sistemimiz, aslında pek de zararlı olmayan bazı maddeleri düşman kabul ederek atağa geçer ve bu savunma, bizlere, vücudumuzun gösterdiği alerjik reaksiyonlar olarak döner. Bağışıklık sistemi, Allah’ın insanlar için yarattığı büyük bir nimettir. Bedenimizin içinde hiç haberimizin dahi olmadığı bir orduyla yaşarız. Biz daha ne zararlı ne değil, habersiz bir şekilde yaşarken onlar zararlı, ölümcül, virütik, mikrobik herhangi bir nesneyi tespit edip hemen orduyu savaşa gönderirler. Gözle dahi göremediğimiz savunma sistemimizdeki ordu, bu mikro dünyadaki nesneleri, molekülleri tek tek tespit ederek onları bertaraf etme mücadelesine başlar.
Vücudumuzda bizler için çalışan mikro küçüklükteki doktorlarımız, virüsle enfekte olmuş bir hücreyi ya da tümör olma yolundaki pek çok hücreyi hemen teşhis edip işe koyulurlar.
İnsanların bir kısmı diğer kişilere göre biraz daha fazla alerjik reaksiyon gösterirler. Bunun sebebi, bağışıklık sistemlerinin daha hassas olmasıdır. Sistem kimi zaman aslında pek de zararlı olmayan bir maddeyi zararlı algılar ve ona karşı atağa geçer. Kimi insanlar için bu hafif atlatılan, alerji ilaçları desteğiyle aşılan ufak bir konu iken kimi insanlar için ise, hayati tehlikeye yol açabilen ciddi bir problem niteliği taşır.
Mevsimsel alerji, gıda alerjisi, ilaç alerjisi sık görülen alerji türlerindendir.
Genelde en tehlikeli alerjiler penisilin alerjileridir.
Gıda alerjilerinde ise genellikle bağışıklık sistemi bir proteine karşı tepki gösterir.
Nikel içeren takılar kimi insanlarda yaşam boyu süren metal alerjilerini tektikleyebilmektedir.
Bahar aylarında genellikle çiçeklerin alerjiyi tetiklediği düşünülür.
Ancak, New York’ta Montefiore Tıp Merkezi, Alerji ve İmmünoloji Bölüm Başkanı David Rosenstreich, aslında alerjiye neden olan asıl etkenin, ağaçlar ve yabani otlar olduğunu söylüyor. Çünkü bu bitkiler, polenlerini, rüzgarla dağıtarak tozlaşıyorlar. Çiçeklerin polenleri ise bilakis ağır ve yapışkandır ve arıların bacaklarına yapışarak taşınırlar. Dolayısıyla çevreye uçuşup çok fazla dağılmazlar ve nadiren alerjiye neden olurlar. Pek çok bitki sabahları polenlerini daha çok dağıtırlar. Bu yüzden alerjisi olan kişiler sabahları daha yoğun rahatsızlık hissederler.
Son yıllarda meydana gelen iklim değişikliği ve sıcaklıklar, bitkilerin daha erken polen üretmesine ve çevreye yayılmasına neden oluyor, bu da polen seviyesini arttırıyor ve alerji sezonu daha uzun sürüyor. Yağmurlu havaların ise alerjiyi hafifletici etkisi olduğu düşünülmekle birlikte , aslında yağmur, bitki ve polen gelişimini teşvik ederek, polenlerle daha çok muhatap olmamıza sebep olur.
Allah’ın dünyada yarattığı kanunlar harikadır. Yağmur tohumun gelişmesine, toprağa karışmasına; tohum bitkinin gelişmesine, meyve vermesine; meyveler de hem tonlarca rızık üremesine, hem de görsel güzellikler olarak insanlar için birer göz ikramı olmasına vesile olurlar.
Enam Suresinde Rabbimiz bu gelişim sürecini en güzel şekilde şu şekilde tarif etmiştir:
O, gökten su indirendir. Bununla her şeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. (Enam Suresi, 99)
Bütün bu mucizevi sistemler içerisinde Allah’ın bir hikmet üzere yarattığı acizlikler de ayrı birer mucizedir. Her bir acizlik kendi içerisinde çok sayıda detaydan oluşan ayrı sistemler barındırır. Bunlar da düşünebilen, akledebilen insanların Allah’a daha yakınlaşmasına, nimetlerin daha şuurlu olarak farkında olmalarına vesile olur.