Tüm yaşantılarını din ahlakından uzak geçirmiş olan bazı insanlar, yaşlı kimliğine sığınarak cahiliye toplumunun kötü bir alışkanlığı olan düşüncesizliğe makul bir zemin hazırlamaya çalışırlar. Yaşlı olmanın birtakım ahlaki bozuklukları mazur göstereceğine inanırlar. Zaten toplumun diğer bireyleri de bu durumu kabullenmiştir. Bu nedenle "yaşlıdır, kusuruna bakmayın, lafını sözünü bilmiyor işte" deyip geçiştirirler. Oysaki bu ahlak bozukluğu yaşlılar tarafından genellikle tamamen şuurlu ve kasıtlı olarak yapılmaktadır. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda her türlü detayı akledebilen ve kendilerine yönelik her türlü eksikliği ya da kusuru fark edebilen bu kimselerin patavatsızlığı da çoğunlukla bilinçli bir tavırdır.
Nitekim patavatsızlığı ne zaman yapacaklarını, hangi sözü söyleyeceklerini ve kime imada bulunacaklarını çok iyi bilirler. Neredeyse konuşmalarının büyük çoğunluğunda bu yöntemi kullanırlar. Düzgün ve normal sohbet ettikleri anlar çok nadirdir. Söz gelimi hasta olduklarında neden hastalandıkları sorulacak olursa "uzun süredir et yemedim de ondan", "yattığım oda çok soğuk da", ya da "çok yoruluyorum da ondan" gibi imalı cevaplar verirler.
Bazen de küçük intikam alma yolları peşinde koşarlar. Örneğin bir misafir geldiğinde özellikle evdekileri küçük düşürecek bir konuyu gündeme getirir, çevresindeki kişileri mağdur edeceğini bildiği, en olmayacak konuları herkesin ortasında anlatırlar. Ancak sonra da yaşlılığın arkasına sığınarak farkında değilmiş gibi yapar, üzgün olduklarını söyleyerek geçiştirirler. Oysaki işin aslı oldukça bilinçli bir plana dayanır. Kendilerini kızdıran birinden intikam almanın en kolay yolunun patavatsızlıkla onları küçük düşürmek olduğunu bilirler.