Sn. Adnan Oktar (Harun Yahya)
|
Bilindiği gibi Hıristiyan Yaratılış savunucuları yıllardır dünyanın yaşının 6000 yıl olduğunu iddia etmektedir. Bu iddiayı kendilerince büyük bir koz zanneden Darwinistler ise son dönemde yeni bir darbe daha aldılar. Sayın Adnan Oktar’ın (Harun Yahya), eserlerinde dünyanın, şu anki verilerin gösterdiği şekilde 4.5 milyar yıl yaşında olduğunu açıklaması ve dünyanın da içindeki canlılığın da Yüce Allah’ın eseri olduğunu delillerle göstermesi Darwinistler açısından son dönemdeki en büyük darbelerden biriydi. Dikkat edilirse son dönemde dünyaca tanınmış Darwinist profesörlerin gerçekleştirdiği evrim konferansları hep bu dehşetli yenilginin üzerine kuruludur. Darwinistler, yıllardır “6000 yıllık dünya” iddiasını, ellerindeki milyonlarca yıllık fosillerle sindirebilmelerini hep bir zafer olarak görmüşlerdir. Yaratılış savunucularının zaten baştan bu noktada yenildiklerini iddia etmişlerdir. Bu iddia, hala bazı Darwinist yayınlarda söz konusu sahtekarlığa en büyük delil olarak lanse edilmektedir. Dünyanın yaşının 6000 yıl olduğu iddiasıyla ortaya çıkan Hıristiyan Yaratılışçılar, Darwinizm’e karşı ellerindeki deliller ne kadar güçlü olursa olsun, baştan bu açıklama ile yenilgiye uğramaktadırlar. Hatta bu iddiaları, şimdiye kadar onların evrime karşı getirdikleri bilimsel gerçeklerin de gereği gibi değerlendirilememesine yol açmıştır. Çünkü “6000 yıl” açıklamaları bilimsel gerçeklerle çelişmektedir. Bu sebeple Avrupa ve Amerika’daki bazı Hıristiyan Yaratılışçılar daima bu büyük çelişki nedeniyle başarısız ve pasif kalmışlardır.
Hıristiyan Yaratılışçılar, İncil’de geçen bu açıklamayı tefsir etmeksizin olduğu şekli ile alıp kabul etmektedirler. Oysa yeryüzündeki Yaratılış delilleri dikkate alınarak değerlendirildiğinde, 6000 yıllık dünya açıklamasının farklı bir anlamda kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. 6 günde yaratılış açıklaması, Kuran’da da yer almaktadır:
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır... (Araf Suresi, 54)
Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O'na yükselir. (Secde Suresi, 5)
Ayette geçen 6 gün açıklaması, diğer ayette geçen bir günün bin yıl olduğu açıklaması ile beraber düşünüldüğünde, dünyanın 6000 yıllık bir ömrü olduğuna dair bir ifade ortaya çıkmaktadır. Oysa burada esas alınması gereken ifadelerin düz anlamları değil, işari ve derin anlamları olmalıdır. Gerçekte Rabbimiz’in haber verdiği 6 günde yaratılış ifadesi, “dönemleri” ifade eder. Zamanın göreceliği dikkate alındığında ve Big Bang’den itibaren zamanın akış hızına göre bir hesaplama yapıldığında, ayette geçen 6 günlük zaman diliminin gerçekte, milyarlarca yıla işaret ettiği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Yaratılış’ın her gününü, Dünya zamanıyla hesapladığımızda ise karşımıza aşağıdaki durum çıkar:
Zamanın başladığı andan itibaren bakıldığında, Yaratılış’ın 1. günü (1. devre) 24 saat sürmüştür. Ancak bu süre, bizim zamanı Dünya'da algıladığımız şekliyle 8 milyar yıla eşittir.
- Yaratılışın 2. günü (2. devre) 24 saat sürmüştür. Ancak bu, bizim algılarımızla bir önceki günün yarısı kadar sürmüştür. Yani 4 milyar yıl.
- 3. gün (3. devre) ise yine bir önceki gün olan 2. günün yarısı kadar sürmüştür. Yani 2 milyar yıl.
- 4. gün (4. devre) 1 milyar yıl,
- 5. gün (5. devre) 500 milyon yıl,
- ve 6. gün (6. devre) 250 milyon yıl sürmüştür.
Sonuç: Yaratılış’ın 6 günü, yani 6 devresi, Dünya zamanı türünden toplandığı zaman, 15 milyar 750 milyon yıl bulunur. Bu rakam kainatın yaşının 15 milyar olduğuna dair günümüzdeki tahminlerle büyük bir paralellik içindedir.
(Konuyla ilgili detaylı açıklamaya buradan ulaşabilirsiniz.) Darwinistler Sayın Adnan Oktar’ın Karşısına Çıkamamaktadırlar
Burada kısaca özetlediğimiz gibi, Allah’ın Kutsal Kitaplarda haber verdiği 6 günde yaratılış, bugün bilimsel olarak bildiğimiz kainatın yaşını vermektedir. Bu açık gerçek ışığında, Darwinizm’e karşı milyonlarca yıllık fosillerle yapılan fikri mücadele Darwinistleri şoka uğratmıştır. Şu anda hiçbir Darwinist, Yaratılış’ın kesin bir gerçek olduğuna dair bilimsel delilleri tüm dünyaya göstermiş olan Sayın Adnan Oktar’ın karşısına çıkamamaktadır. Hiçbir karşı açıklamada bulunamamaktadır. Daha önce savunduğu mantıksız izahları yeni baştan savunamamaktadır.
Sayın Adnan Oktar’ın dünyaca tanınmış Darwinistlere yönelik karşılıklı tartışma talepleri şimdiye dek hep cevapsız bırakılmıştır. Çünkü Darwinistlerin tümü, Sayın Adnan Oktar karşısında yenileceklerini çok iyi bilmektedirler. Yine Adnan Oktar, defalarca tek bir fosil getirene ödül verileceğine dair çağrısını yinelemiş, fakat buna da Darwinist kesimden bir karşılık gelmemiştir. Bunun sebebi de, gerçek bilimsel deliller getiren Sayın Adnan Oktar’a karşı, yani Yüce Rabbimiz’in üstün yaratmasına karşı Darwinistlerin artık yenilmiş olduklarını kendilerinin de görmeleridir. Yıkılmış, çökmüş ve rezil olmuş bu teoriyi savunabilmek için Darwinistlerin ellerinde artık tek bir tane bile sahte koz bulunmamaktadır. Darwinistler, elbette 21. Yüzyılın kendileri için dehşetli bir yenilgi yüzyılı olacağını tahmin etmemişlerdir ancak şu anda, kendileri isteseler de istemeseler de sadece bu büyük çöküşü izlemekle yetinmektedirler.
Yüce Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın Rabbi (olan Allah), onların nitelendirdiklerinden yücedir. (Zuhruf Suresi, 82)
Konuyla ilgili olarak Sayın Adnan Oktar’ın Röportajlarından Bölümler
ADNAN OKTAR: (Bu konu) Tabi Darwinistlerin, Müslümanlara karşı güya kullanmak istedikleri, fakat çok yanıldıkları bir konu. Çünkü bunu, doğru, Hıristiyanlar ve Museviler savunuyor ama Kuran’da zamanın Allah izafi olduğunu söylüyor. Yani, bizim günümüzün Allah’ın günüyle farklı olduğunu söylüyor Cenab-ı Allah. O zaman biz bunun zaman periyodu olduğunu anlıyoruz. Yani, altı zaman periyodu. Allah Katında yani artık bu mesela 20 milyar yıl da olabilir, 15 milyar yıl da olabilir, her şey olabilir yani, duruma göre. Yani, Allah onu bize bırakmış ve bizim araştırmamıza bırakmış, fakat diyor Allah benim Katımda belirli seneler diyor. Ama siz araştırın, Benim kastettiğim yılları bulun diyor Cenab-ı Allah. Fakat Hıristiyanlık ve Musevilikte de net tarih veriyorlar 6000 yıl bildiğimiz klasik 6000 yıl. Ve onlara, muazzam malzeme verdiler Darwinistlere. Onlar da dediler bunların bilimle alakaları yok. İnançla da alakaları yok, bunlar çok yanlış yoldalar dediler. Ama sonunda karşılarına bir Harun Yahya çıktı. Dedi ki: “Kardeşim, siz bir kendinize gelin, yerin altından 100 milyon tane fosil çıkmış bir kere, 100 milyon”. Değişmemiş. Kurbağa kurbağa, kedi kedi, köpek köpek, hepsi aynı. Motomot böyle fotokopi gibi çıkmış aynısı. Hiçbir değişiklik yok. Biz ne dedik, önce şunun bir hesabını verin. 100 milyon tane fosil nasıl değişmedi? Tabi çıt yok. Bir.
Peki dedik sizin iddianızı güçlendiren ve iddianıza herhangi bir delil olacak tek bir tane delil verebiliyor musunuz? Hatta ben bunları teşvik etmek için dedim ki, üstüne de 10 trilyon para vereceğim dedim. Bir tane ara fosil getireceksiniz, yani Darwin’in iddiasını savunan herhangi bir tane fosil. Yine çıt yok. Çünkü bunun rezil ve yalan bir teori olduğunu kendileri çok çok iyi biliyorlar. Ama böyle kandıramadıkları birini dünyada görünce, müthiş panik oldular. Yani, ama on binlercesi birden panik oldu. Fransası, Almanyası, Danimarkası hepsi ayağa kalktı. Hop oturup hop kalkıyorlar. Zaten size biraz sonra göstereceğim, yabancı basının ifadelerini. Yani, tam bir panik ve dehşet havası var. Zannettiler ki, meydan boş, boş meydanda bolca at koştururuz, istediğimizi yaparız. Bir dakika deyince, müthiş panik oldular... Hıristiyanlığı çok rahat karşılarına alabiliyorlardı. Yani mesela, Hıristiyan rahipleri falan, çok rahat ezebiliyorlardı adamları. Çünkü hakikaten onlara karşı güçlü bir fikirle gelemiyorlar. Çok zayıf bir fikirle geliyorlardı, 6 günde dünya yaratıldı dersen, zaten baştan olay bitmiş oluyor. 6000 yıl olur mu? 6000 yıl nerede yani, bakıyoruz, teknik olarak bilimsel olarak bakıyoruz. Artık granit olmuş canlılar, yani 6000 yılda granit hale gelir mi? Kaya, taş olmuş artık canlılar, belli ki milyonlarca senelik. Yani, 100 milyonlarca senelik canlılar bunlar. Ama çok şükür, Allah’a şükür, gizledikleri her şeyi ortaya çıkardık. Bir kere şu fosilleri gizlemelerinin sonuna geldiler. İstanbul’un her yerinde fosil sergileri yapıldı. Türkiye’nin her yerinde fosil sergileri yapıldı. O oyun bir kere tam bitti. Amerika’da da yapıldı, başka yerlerde de yapıldı. O kadar zevkli ki bunların aldatmacalarını bozmak, böyle bir yalancı güruhunu darma keşan etmek müthiş zevkli bir şey. Allah’ın izniyle bunlar benim elimden kurtulamazlar. Yani, dünyanın neresine giderse gitsinler peşlerinde olacağım.
ADNAN OKTAR: Museviler de, Hıristiyanlar da, Müslüman kardeşlerimiz de bu Darwinizme karşı pes etmiş, durmuşlardı. Onlar zaten kainat 6000 yıl diyor. Zaten orada olay bitiyor. Çünkü granit hale gelmiş fosiller var. Nerenin 6000 yılı yani milyonlarca yıllık olduğu belli. Sen 6000 yıl dedin mi zaten başlangıçta mağlup oluyorlardı. Bunları böyle leblebi çekirdek gibi yiyorlardı yani anında eziliyordu. Yaratılışçılar vardı Amerika’da ama, yani hiç esameleri okunmuyordu. Çok rahat eziyordu Darwinistler onları. Çünkü 6000 yıl dedi mi zaten konu başlangıçta bitmiş olmuyor mu? Kaya koyuyor adam senin önüne granit kaya koyuyor yani. 6000 yılda olur mu öyle bir şey? Tabii. Şimdi biz böyle derin derin nefeslenip, ondan sonra karşılarına Battal Gazi gibi çıkınca darmekeşan oldular. Çok şaşırdılar. Bir 250 milyon fosili karşılarına çıkaracağımızı tahmin etmediler. Bir de tek bir tane ara fosil olmadığı bilinmiyordu dünyada. Hatta inansınlar diye dedim ki: kardeşim dedim yani 10 trilyonu anında masanın üstüne koyacağım dedim, tek bir tane getirirseniz dedim. Bu çok net bir metod. Konu bitti. Yok fosil yok ara fosil yok. Ama bana desinler 250 milyon fosili takır takır saydırayım, birer birer. Bakın çok net. Proteinin tesadüfen olamayacağını çok net ispat ederim. Ama onlar bir proteinin tesadüfen meydana gelebileceğini asla ve asla ispat edemezler. Değil proteinin, aminoasitin bile bir tane aminoasiti bile açıklayamıyorlar. Onun için konu her yönüyle bitmiş yani. Hristiyanların bize ihtiyacı var şu an, hem Musevilerin, hem Müslüman kardeşlerimizin.