Dünya hayatının geçici olduğunu ve asıl yaşanacak yerin ahiret olacağını Yüce Allah (cc) hak kitapları ve elçileriyle insanlara haber vermiştir. Rabbimiz'in gösterdiği gerçekleri akılcı bir şekilde düşünen bir insan, dünyaki yaşamın, sonsuz ve kusursuz mükemmellikte bir hayatın yanında ne kadar değersiz olduğunu açık bir şekilde görüp anlayabilir. Bunun sonucunda da ahirette sonsuza kadar sürecek olan hayatını eşşiz nimetlerle dolu cennette geçirmek için gayret etmeye başlar. İşte Allah (cc)`a teslim olup iman eden bu insanlar, dünyaki tüm metanın, dünyaya ait olduğu gerçeğini anlayanlardır. Bu açık gerçeği anlamayıp hataya düşenlerin ahirette yaşayacağı büyük pişmanlıklardan ise korkup sakınan kimselerdir. Bu yüzden müminler dünyaya değil sonsuz hayatın yaşanacağı cennete özlem duyar, hayatları boyunca Yüce Rabbimiz'i razı etmek için çalışırlar.
Hüccetü`l İslam İmam Gazali Hazretleri dünya hayatının aldatıcı yönünü Kalplerin Keşfi adlı eserinde şöyle anlatmaktadır:
Dünyayı zem eden (kötülüklerini anlatan, yeren) ayeti celileler çoktur. Kur`an ayetlerinin çoğu bu hususa temas eder. İnsanları dünyaya sarılmaktan uzaklaştırır, ahiret hayatı için çalışmaya davet eder. Peygamberlerin gayeleri de budur. Peygamberler ancak insanları, Allah`ın emirlerine sarılmaya davet etmek için gönderilmişlerdir. (Kalplerin Keşfi, İmam Gazali, s. 225)
Yüce Rabbimiz Kuran`da, iman edenlere ahirette dünya hayatındaki nimetlerin çok daha üstün olanını vereceğini vaat etmiş ve bu güzelliğe kavuşmak için Kendisi`ne gereği gibi kulluk edilmesini buyurmuştur. Ancak dünya hayatının onca eksikliğine ve geçiciliğine rağmen yine de bazı insanlar bu dünyaya bağlanırlar. Kendilerine doğruyu ve güzeli anlatan, onları iyi olana davet eden insanlarla karşılaştıkları veya bu doğruları duydukları halde bundan yüz çevirip, sıkıntılı, zorlu bir hayatın içine girerler. İman edenler dünya hayatının geçiciliğini kavrayıp ahirete yönelmekle aslında dünya hayatını da olabilecek en güzel şekilde yaşamış olurlar. Güzel ahlaklı olmaları, Rabbimiz'in nimetini, lütfunu, ihsanını görüp takdir edebilmeleri, her şartta, her olayda Allah (cc)'a karşı şükredici olmaları onların maddi manevi tüm dünya nimetlerinden en fazla zevki almalarını ve mutlu bir yaşam sürmelerini sağlar. İman etmeyen kimseler ise, hırsla dünyanın peşinde koşmalarına rağmen bu manevi huzuru ve mutluluğu hiçbir zaman için gerçek anlamda elde edemezler. İstedikleri tüm dünya metaına sahip olsalar dahi, bu onlara imanın, Rabbimiz'e teslim olmanın, O`nın rızası için yaşamanın vereceği derin hazzı vermez. Ahirette ise, tüm hayatlarını dünyanın peşinde tüketmelerinin bir karşılığı olarak sonsuza kadar acı ve ızdırap içerisinde bir hayatla karşılaşırlar.
Oysa bir insan tamamen inançsız bile olsa, öldükten sonra dirilmesi "ihtimali" bile, onu bu konuda daha akılcı düşünmeye zorlamalı ve gerçekleri görmeye yöneltmelidir. Yüce Allah (cc) Kuran`da insanları bu gerçeği görmeleri için şöyle uyarmaktadır:
"Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" (Enam Suresi, 32)
Ömrünü, dünyada çıkarlarının ve zevklerinin peşinde tüketen kimsenin, ahirette düşeceği durum ve yaşayacağı hayal kırıklığının büyüklüğü Kuran`ın pek çok ayetinde bildirilmiştir. Kuran`da insanın dünyada yığdığı malların, ahirette kurtulabilmesi için yeterli olmayacağı, yakın dostlarının onu orada koruyamayacakları, hatta yüz çevirecekleri haber verilmektedir. Fakat tüm bu gerçeklere rağmen insanların çoğu dünyaya körü körüne bağlanıp ahireti unutabilmektedirler.
Değerli İslam büyüğümüz Geylani Hazretleri dünyaya bağlanan insanların halini ve dünyanın gerçek yüzünün görülmesinin önemini bir sözünde şöyle anlatmıştır:
Ey kavmim! Bilin ki, dünya fanidir, dünya insanı kayıt altına alır. Dünyaperestler her zaman üzgün olurlar. Her zaman telaşlı ve dertli olurlar. Dünya bir mihnet (dert, zahmet), bir gam, bir keder yurdudur. İnsanla Rabbi arasında bir engel teşkil eder. Onun için ona siz kalp gözüyle bakın. Baş gözüyle değil. Kalp gözü manalara bakarken, baş gözü de zahiri şekillere bakar. Mü'minin herşeyi Allah'ındır... (Kalpleri Aydınlatan Sözler, Abdülkadir Geylani, s. 91)
Elbette dünya hayatının eksikliği, bu dünyada güzel şeylerin var olmadığı anlamına gelmez. Yüce Allah (cc) dünyayı cenneti hatırlatacak pek çok güzel nimetle birlikte yaratmıştır. Fakat bu güzelliklerin yanına cehennemi düşündürecek eksiklik, çirkinlik ve kusurlar da katılmıştır. Dünyada, imtihan ortamının hikmeti gereği, cennet ve cehenneme ait özellikleri andıran detaylar birarada bulunurlar. Bu şekilde müminler hem cennet hem de cehennemi düşünürler, hem de dünyadaki kısa ve geçici yaşama bağlanmak yerine, gerçek, kusursuz, eksiksiz ve sonsuz yaşam olan ahirete yönelirler. Yüce Rabbimiz`in kulları için seçip beğendiği yaşam da işte bu ahiret hayatıdır.