Çeşitli atomlar, çeşitli şekillerde bir araya gelerek, etrafımızdaki her şeyi oluşturan molekülleri meydana getirirler. Ortaya çıkardıkları şekil, moleküler düzeyde üç boyutlu bir şekildir ve bu şekil, meydana gelen molekülün niteliğini belirlemek için oldukça önemlidir. Örneğin, birbirine bağlanmış olan sodyum ve klor moleküllerinin birleşerek tuzu oluşturabilmeleri için ancak bu üç boyutlu şeklin sağlanması gerekmektedir.
Bir maddeyi oluşturan moleküller ve atomlar, en düzenli şekillerini katı hallerindeyken elde ederler. Meydana getirdikleri şekiller üç boyutlu geometrik şekillerdir ve atomların birleşmeleriyle oluşan prizmalarda, açıların belirli ve mükemmel kesinlikte oranları vardır. Bu oranlar, molekülü oluşturan parçaların hiçbirinde hiçbir zaman değişikliğe uğramaz. Bu düzen öylesine mükemmeldir ki, tek bir atom bile sıralamayı bozmaz, atomların birbirleriyle birleştikleri açılar arasında 1 derecelik bile bir sapma olmaz. 60 derecelik açılarla birleşmiş olan atomlar hiçbir zaman 61 veya 59 derecelik açılarla birleşmezler. Bu katı madde ısıtılsa, sıvı haline getirilse, sonra buharlaştırılsa, ardından tekrar soğutulsa, söz konusu madde yine aynı mükemmel geometrik şeklini geri alacaktır. Atomlar, adeta nerede birbirleriyle birleşmeleri gerektiğini bilircesine, aynı belirlenmiş düzen içinde yerlerini alacaklar, kusursuz bir geometrik dizilim meydana getireceklerdir. Yine hata yapmayacaklar, atomlar yine kendi aralarında beşgen prizma meydana getirmişlerse, mutlaka yine aynı hatasız beşgen prizmayı olduğu gibi oluşturacaklardır. İşte katı maddenin bu mükemmel yapısı ile oluşan şey, bir kristaldir.
Bu mükemmel düzenin ve kusursuz geometrinin, madde içinde ne kadarlık bir alanda meydana geldiğini anlamak, Allah (c.c)'ın yarattığı bu muazzam eserin kusursuzluğunu görmek için oldukça önemlidir. Bir atomun çapı 3 cm'nin yaklaşık yüz milyonda biri kadardır. 3 cm çapındaki bir kristalin içinde ise 100 milyon kere 100 milyon kere 100 milyon atom vardır. (100.000.000 x 100.000.000 x 100.000.000). Eğer 3 cm'nin milyonda biri kadarlık bir alanda atomlar son derece düzenli bir şekilde birbirlerine bağlanmışlarsa ve bu oluşturdukları geometrik yapının ilerleyişinde hiçbir değişiklik olmuyorsa, bu madde kristaldir. Her kristal parçası, düzenli bir sıralamaya sahip olan bir milyon atoma sahiptir. Dolayısıyla katı bir maddeyi, örneğin bir metali ne kadar çok parçaya ayırırsak ayıralım, geriye kalan küçük parçalar yine kristallerdir. Bu metal parçasını, toz haline getirsek bile, elimizde yine kristaller kalacaktır. Bu kristalleri ortadan kaldırmak için onları eritmek, yani katı hali ortadan kaldırmak gerekmektedir.
Kristalin bu mükemmel yapısının bozulması ise, maddenin tümüyle farklı bir şekil alması veya dağılıp gitmesi anlamına gelir. Bu, doğadaki tüm düzeni bozacak, tanıdığımız pek çok maddeyi ortadan kaldıracak, pek çoğunun yapısını değiştirecektir. Kısacası, içinde bizim de var olduğumuz bu evrende kristal yapıların, bu kristal yapılar içinde de kusursuzluğun hakim olması zorunludur ve bu kusursuzluğun ve düzenin sürekli olarak koruma ve gözetim altında olması gerekir. Maddeyi üç hali ile farklı şekillerde yaratan, bunun katı haline benzersiz bir nizam veren, bunu yaşamın varlığı için zorunlu kılan ve bu mükemmelliği sürekli olarak kontrolü ve koruması altında tutan, tüm varlıkların hakimi olan Allah (c.c)'tır.
Birbirinden farklı moleküller, aynı ortamda olsalar da, sahip oldukları kristal yapıları nedeniyle birbirlerine karışmaz ve özelliklerini yitirmezler. Örneğin, aynı sıcak suyun içine attığınız tuz ve şeker kristalleri kısa bir süre içinde erir ve sıvı hale geçerler. Ama bu su buharlaştığıında, suyun içinde erimiş olan tuz ve şeker ayrı ayrı kristalleşecek ve eski yapılarına eksiksiz olarak kavuşacaklardır. Tuzu oluşturan atomlar, hiçbir zaman yanlışlıkla şekerin bir parçası olmaz veya eksilmezler. Onlar, aynı mükemmel denge içinde birbirlerini bulur ve aynı olağanüstü geometrik şekli meydana getirirler.
Bu mükemmel yaratılış delili ile Allah (c.c), yarattığı en küçük zerrede bile Kendi üstün kudretinin tecellilerini insanlara gösterir. Allah (c.c)'ın dışında hiçbir gücün bu mükemmelliği meydana getiremeyeceğini, bu sanatı sergileyemeyeceğini ilan eder. Allah (c.c), yarattığı üstün eser ile, evrim taraftarlarının hiçbir zaman tesadüf iddialarını kanıtlayacakları bir delil bulamayacaklarını, hiçbir zaman yeryüzündeki mükemmel yaratılış harikalarını görmezden gelemeyeceklerini kendilerine ispat eder. Kuşkusuz Allah (c.c), bu eserin eşsiz benzersiz örneklerini ve daha da mükemmellerini yaratmaya kadirdir.