• Çekirdekteki 46 kromozomun her biri, bir insan ile ilgili tüm bilgileri taşıyan genlere sahiptir. Darwinistler, insan vücudunda bulunan bütün organların, hücrelerde yer alan genlerin tarif ettiği bir plan çerçevesinde inşa edildiklerini, örneğin, vücutta derinin 2.559, beynin 29.930, gözün 1.794, tükürük bezinin 186, kalbin 6.216, göğsün 4.001, akciğerin 11.581 gen tarafından kontrol edildiğini düşünmezler.
     
  • Darwinistler, doğada 200'ün üzerinde aminoasit bulunduğunu ancak canlıları oluşturan yararlı proteinlerin her zaman için bu aminoasitlerin sadece 20 tanesinden oluştuğunu, böyle bir seçimin tesadüfen oluşamayacağını düşünmezler.
     
  • Darwinistler, proteinlerin canlılık için son derece önemli olan moleküler şekillerinin temel belirleyicisinin proteinleri oluş-turan aminoasitlerin sıralaması olduğunu, tek bir aminoasit bir sonraki aminoasite uygun bir sıralamada birleşmezse proteinin tüm işlevini yitireceğini, proteinleri oluşturan aminoasitlerin nasıl her seferinde uygun dizilime ulaştıklarını düşünmezler.
     
  • Darwinistler, protein üretiminin yapılabilmesi için DNA'dan alınan bilginin doğru olarak kopyalanması ve bunun için de öncelikle DNA molekülünün merdiven gibi birbirine dolanmış kollarının ayrılmaları gerektiğini, bu ayırma işleminde görevli olan moleküllerin bunu biliyor olduklarını düşünmezler.
     
  • Darwinistler, DNA'da herhangi bir basamaktaki, örneğin 1 milyar 719 milyon 348 bin 632'nci basamaktaki bir harfin yanlış kodlanması gibi bir hatanın bile, hücre için, dolayısıyla insan için korkunç sonuçlara yol açabileceğini, dolayısıyla bu kodlamanın tesadüflerle açıklanmasının imkansız olduğunu düşünmezler.


Konu yaşamın kökenleri olduğunda birkaç somut gerçekle yetinmek zorunda olmamız utanç verici bir durum. Yeryüzünde yaşamın ilk kez ne zaman ve nerelerde ortaya çıktığı konusunda üstün körü bir bilgiye sahip olsak bile, söz konusu bu sürecin nasıl geliştiğine ve yaşamdan yoksun, bir öbek kimyasalın nasıl apansız bir araya gelerek ilk canlı hücreye dönüştükleri konusuna gelince kala kalıyoruz. (Cumhuriyet Bilim Teknik dergisi)