Bir İman Zafiyeti: Yalan Söylemekten Çekinmemek
ucgen

Bir İman Zafiyeti: Yalan Söylemekten Çekinmemek

28885

Yalan söylemek, Yüce Allah`ın yasakladığı kötü bir davranıştır. Çoğu zaman pek önemsenmeyen, masum bir davranış olarak görülen, zaman zaman da anlamazlıktan gelinip göz yumulan yalancılık, sanıldığından çok daha yaygın olan bir davranış bozukluğudur. İnsanların rızasına göre hareket eden, tek hedefleri elde edecekleri dünya menfaatleri olan bazı insanlar, amaçlarına ulaşmak için yalan söylemekten çekinmezler. Allah bir Kuran ayetinde insanların pekçoğunun bu şekilde davrandığını bildirmektedir:

Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah`ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminle yalan söylerler.` (Enam Suresi, 116)

Yalancılık Şeytanın Bir Özelliğidir

Yalan söylemek yani yanıltıcı bilgi vermek şeytanın en önemli özelliklerindendir. Şeytan bu özelliği ile insanları aldatıp doğru yoldan saptırır. Kendi taraftarlarını, etkisi altına aldığı insanları da böyle davranmaya sevk eder. Yalan söyleyen bir insan, o anda şeytanın telkinlerine uyuyor demektir. Kuran`da şeytanın yalancı karakterinin bildirildiği ayetlerden biri şu şekildedir:

İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: ``Doğrusu, Allah, size gerçek olan va`di va`detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim…" (İbrahim Suresi, 14)

Şeytanın diğer bir özelliği ise kibirli olması ve kendini çok beğenmesidir. Bu özellik şeytanın etkisi altına aldığı iman etmeyen kişilerde de bulunur. Böyle kimselerin amacı, insanların gözünde yer edinmek, küçük düşüp itibarlarını kaybetmemektir. Böyle bir durumla karşılaştıklarında itibarlarını korumak için her yola başvurabilirler. Dürüst davranmak yerine hemen yalana başvurabilir, hatta bu yalanın etkisi ile zaman zaman çekinmeden masum insanlara iftira dahi atabilirler.

Birçok kötü özellik gibi yalan söylemekten çekinmemenin de asıl nedeni iman zafiyetidir. Allah`a inanan ve ahiret gününde hesap vereceğini bilen; dolayısıyla insanların rızasını değil de Allah`ın rızasını gözeten bir insan yalan söylemekten, menfaati için Kuran ahlakının gereği olan dürüstlükten ayrılmaktan şiddetle kaçınır. Nitekim bu davranışın iman etmeyen kimselere özgü olduğunu, Yüce Allah Kuran`da şöyle bildirmektedir:

Yalanı, yalnızca Allah`ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte yalancıların asıl kendileri onlardır. (Nahl Suresi, 105)

Yalanlarının Masumane Küçük Yalanlar Olduğunu Öne Sürenler

Yalancılık adeta gizli bir lisan gibidir. Bu dili kullananlar birbirlerini çoğu zaman anlarlar; ancak genellikle anlamazlıktan gelip göz yumarlar. Yalan söylemekten çekinmeyenlerin ortak özelliklerinden biri de yalanlarını çeşitli yollarla meşru göstermeye çalışmalarıdır. Yalanı kendilerine göre sınıflara ayırır, söyledikleri yalanların küçük ve zararsız olduğunu savunurlar. Hatta yeri geldiğinde küçük yalanlar söylemenin bir gereklilik olduğunu söylerler. Yalan söylediklerinde ``Yalan söylüyorum ama kimseye bir zararım dokunmuyor`` ya da ``yalan söyleyerek insanlara iyilik yapıyorum`` gibi düşüncelerle vicdanlarını rahatlatmaya çalışırlar. Gün boyunca onlarca yalan söyledikleri halde bunların yalandan sayılmayacağını iddia ederler. Örneğin telefonla arayan birine ``çok meşgulüm şu an seninle ilgilenemeyeceğim`` derler ama aslında o anda hiçbir işleri yoktur. Ya da işyerindeki bir dosyayı kaybeder ama kendilerine sorulduğunda ``bilmiyorum`` derler ya da bir başkasının adını vererek suçu o kişiye yüklerler. Patronlarıyla karşılaştıklarında tam tersini düşündükleri halde ``fikirleriniz çok isabetli oluyor`` ya da ``şu işi çok iyi yaptınız`` gibi sözler söylerler ama aslında ikiyüzlü bir tavır içerisindedirler. Bir kişi yardım talep ettiğinde, imkanları olduğu halde bir bahane uydurarak bundan kaçınırlar. Oysa yalanın küçüğü ve büyüğü yoktur. Allah Hac Suresi`nin 30. ayetinde insanlara ``... yalan söz söylemekten de kaçının.`` şeklinde buyurmaktadır.

Yalan söyleyen biri bunu kendisi için bir kazanç sayabilir. Ancak dünyada insanlar tarafından anlaşılmamış olsa da her yalan ahirette mutlaka ortaya çıkacaktır. Yalan söyleyen kişi dünyada elde ettiği geçici menfaat karşılığında cehennemde ceza görecektir. Şu bir gerçektir ki; yalancı sonuç itibarı ile daima kaybeder. Dünyada gerçek dostluğu, sevgiyi, güveni, samimiyeti, yakınlığı, huzur ve rahatlığı yaşayamaz; ahirette ise çok şiddetli bir azapla karşılık görebilir. Ahirette her şeyin apaçık ortaya çıkacağı bir ayette şöyle bildirilmektedir:

O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah`a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar:) ``Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah`ındır.`` (Mü`min Suresi, 16)

İnsan bu gerçeği hiç unutmamalı, her an ahirette hesap vereceğini düşünerek hareket etmelidir. Elde edeceği geçici bir menfaat için hem dünyada hem de ahirette küçük düşmeyi ve azap içinde yaşamayı göze almamalıdır. Yüce Rabbimiz Allah bir Kuran ayetinde, dünyadaki menfaatleri düşünerek ahireti unutanlar hakkında şöyle buyurur:

İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez. (Bakara Suresi, 86)

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo