Animal Planet’da 2 Mayıs 2003 günü "Geleceğin Yaratıkları-The Future is Wild" isimli bir belgesel yayınlandı. Belgesel, önümüzdeki 200 milyon yıllık dönemde, sözde evrimle ortaya çıkacağı ileri sürülen hayali canlı türleriyle ilgiliydi. Bilgisayarda canlandırılan tuhaf görünümlü canlılar hakkında birbirinden ilginç iddialar ortaya konuyordu: ‘Flish’ türünde balık ortaya çıkacak. Uçma yeteneğine sahip bu balıklar, diğer balıkları yiyerek onların neslinin son bulmasına neden olacak"tı.
‘Flish’ |
Belgeselde konu edilen bir başka garip canlı ise ‘crypile’dı. İddiaya göre kertenkele görünümlü bu canlı, Akdeniz’in milyonlarca yıl sonra buharlaşıp ortaya çıkaracağı tuz çölünde sinek avlayarak beslenecekti. Avlanma yöntemi ise son derece ilginçti: Boynunun etrafında bir yele gibi duran yapışkan organa yapışan sinekleri, neredeyse kendi boyu kadar uzatabildiği diliyle yakalayıp yiyeceği iddia ediliyordu. Belgeselde başka garip canlılar da tarif ediliyordu... Ancak bunların her biri sadece ve sadece hayal ürünüydü. Belgesel "bilim kurgu" bile değil, sadece "kurgu"ydu.
‘Cryptile’ |
Bu kurguyu cevaplarken öncelikle belirtmek gerekir ki, evrim teorisinin geçersizliği modern bilim bulgularıyla defalarca ortaya konmuştur. Evrimciler tek bir hücrenin kendiliğinden nasıl meydana gelmiş olabileceğini dahi açıklayamamaktadırlar. Fosil tabakalarında yüz elli yıldır aradıkları kayıp halkalar da bulunamamıştır. Dahası biyokimya ve genetik bilimlerinin kanunları, evrimi kesin olarak reddetmektedir.
Üstelik doğa tarihini incelediğimizde karşımıza, Animal Planet belgeselinde ileri sürüldüğü gibi "farklı anatomik yapılara evrimleşen" canlılar değil, aksine aynı anatomik yapıyı yüz milyonlarca yıl boyunca değişmeden koruyan canlılar çıkmaktadır. Bilim adamların "stasis" (durağanlık) adını verdikleri bu olgu, her canlı türünde açıkça gözlemlenebilir: 400 milyon yıllık bir balık fosili (örneğin Coalecanth) ile günümüzde yaşayan örneği birbirinden farksızdır. Aynı şekilde yüz milyonlarca yıl öncesine ait yumuşakçalar, solucanlar, böcekler, amfibiyenler, kaplumbağalar veya kuşların fosilleri, günümüzdekilerle aynı yapıdadırlar. Harvard Üniversitesi paleontologlarından ve ünlü evrimci Stephen Jay Gould, bu gerçeği şöyle kabul etmiştir:
Çoğu tür, dünya üzerinde var olduğu süre boyunca hiçbir yönsel değişim göstermez. Fosil kayıtlarında ilk ortaya çıktıkları andaki yapıları ne ise, kayıtlardan yok oldukları andaki yapıları da aynıdır. Morfolojik (şekilsel) değişim genellikle sınırlıdır ve belirli bir yönü yokturi.
Dolayısıyla bundan 200 milyon yıl sonra yaşayacak olan canlıların bugünkülerden farklı olacağını düşünmemizi gerektirecek bir bilimsel gerçek de yoktur.
Animal Planet belgeselinde ortaya konan bu bilim dışı iddialar aslında "The Future is Wild" (Gelecek Vahşi) isimli kitaba dayanmaktadır. Bu kitabın yazarları fanatik evrimcilerdirler ve -evrimin bilimsel geçersizliğini ortaya koyan tüm delillere gözlerini kapayarak- bilime aykırı bu teoriyi desteklemeye devam etmektedirler. Bu garip varlıkların da bilimsel kanıtlardan değil, Darwinist propagandadan doğduğu açık bir gerçektir.
Bu yüzden Animal Planet’ın, bu insanların ‘uzman’ olduklarını sık sık vurgulaması da bir anlam ifade etmemektedir. Gerçekdışı bir masalı anlatan "uzman" da olsa sıradan biri de olsa hayalgücü her zaman hayalgücüdür.
Kısacası Animal Planet, bilimsel açıdan ‘gülünç’ karşılanması gereken bir iddiayı ekranlarına taşımış, bir bilim hurafesinin propagandasına katılmakta sakınca görmemiştir. Animal Planet’a bilimsel konularda daha gerçekçi ve objektif haberler yayınlaması çağırısında bulunuyoruz.
1. S.J. Gould, "Evolution"s Erratic Pace", Natural History, vol. 86, May 1977