Bir deniz memelisi olan ve "deniz perisi" ismiyle de anılan manatların anlatıldığı bölümde, sözkonusu canlı hakkında bazı evrimci iddialar ortaya kondu. Bununla ilgili ilk iddia, manatların yaşayan akrabaları arasında filler ve karıncayiyenler olduğu iddiasıydı.
Bir deniz memelisi olan ve "deniz perisi" ismiyle de anılan manatların anlatıldığı bölümde, sözkonusu canlı hakkında bazı evrimci iddialar ortaya kondu. Bununla ilgili ilk iddia, manatların yaşayan akrabaları arasında filler ve karıncayiyenler olduğu iddiasıydı. Ancak bu akrabalık iddiasının tek dayanağı, önyargılardır.
Animal Planet belgeselinde manatlarla ilgili bu evrimci iddianın temelinde sözkonusu canlılarla manatların paylaştığı genetik özellikler yatmaktadır. Ancak genetik benzerliğe dayalı bu iddia bazı temel tutarsızlıklar ortaya koymaktadır. Öncelikle iki canlının taşıdığı genetik benzerlikler, evrime kanıt gösterilebilecek bir olgu değildir. Bu ortak kökenin ortak tasarıma dayandırılabileceği de açıktır. Evrimciler ortak tasarımı en başta "tartışma dışı" bırakmakta ve buldukları her benzerliği artık bir dogma haline gelmiş olan ortak ata hipotezine addetmektedirler. Kısacası Animal Planet"ın yaklaşımı sadece evrimci önyargılarının ifadesidir.
Diğer yandan manatların kökenini evrimciler arasında bile tartışmalıdır. Bu tartışmalar büyük ölçüde manatın dahil edildiği sınıflamadaki canlılar arasında derin farklılıklar görülmesinden kaynaklanır. Evrimcilerce bu canlıya akraba gösterilen canlılar arasında, fil ve karıncayiyenin yanısıra minik bir fare türü de vardır. Özellikle fare gibi küçük bir canlı, morfoloji açısından bir fil ve bir manatla büyük bir tezat oluşturmaktadır. Üstelik bu canlılar morfolojinin yanısıra, yaşam alanı ve beslenme şekilleriyle de farklılıklar göstermektedirler. Animal Planet, belki bu büyük farklılıkların izleyicide bırakmak istediği izlenimi zedeleyeceğinden çekindiği için manatın fareyle olan akrabalığından hiç söz etmemektedir. Bir evrimci için ortak bir atadan evrimleştiği ileri sürülen bu canlıların nasıl olup da böyle farklılaştıklarını açıklamanın ikna edici hiçbir yöntemi yoktur.
Bir başka nokta ise bu akrabalık ilişkisinin nispeten yakın bir dönemde oluşturulmuş olması ve bunun hakkında evrimciler arasında şiddetli tartışmalar yaşanıyor olmasıdır. Soyağaçlarının anatomik benzerliklere dayalı olması gerektiğini savunan geleneksel okul, hızla gelişen genetik bilimine dayalı -ve geleneksel soyağaçlarını kökünden yıkan- yeni soyağaçlarını şiddetle eleştirmektedirler. Anatomik benzerliklere dayanan evrimciler fil-fare-manat arasındaki akrabalık ilişkilerinde anatominin tamamen gözardı edilmesini kabullenememektedirler.
Bu tartışmalar sonuçlansa, genetik veya anatomik ağaçlardan biri üzerinde anlaşma sağlansa bile evrime bir kanıt sağlanmış olmayacaktır. Çünkü soyağacının yaprakları üzerindeki türlerin yeri ne şekilde olursa olsun, ağacın şematik çizimi hep aynı kalmakta, ortak tasarımının da en başta devre dışı bırakılmasıyla ortak ata hipotezi bir dogma olarak ortaya çıkmaktadır. Sonuçta, genetik veya anatomik olsun, soyağaçları daima türler arasında hayali çizgilerle sürdürülen, ispatlayıcı niteliği olmayan bir tür gruplama oyunudur. Tüm bunlar manatlarla ilgili akrabalık iddialarının bilimsel bir temele değil, evrimci önyargılara dayalı hayali varsayımlar olduğunu göstermektedir.
Animal Planet"ın manatlarla ilgili bir başka evrim yanlısı iddiası, bu canlıların tırnaklarının, fillerle paylaştıkları sözde evrimsel geçmişlerinin bir izi olduğu yönündedir. Ancak bu da hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan tamamen zihingücüyle oluşturulmuş bir iddiadır. Evrimin temel dogmalarından biri olan homoloji argümanının bir uzantısı olan bu yaklaşım bilimsel olarak çürütülmüş bir varsayıma dayanmaktadır. Bu tür homoloji iddialarının geçersizliği hakkında daha geniş bir yazıyı buradan okuyabilirsiniz.