SUNUCU: Söz verdiğimiz gibi ilk saatimizde Harun Yahya olarak da tanınan Türk düşünür ve filozof Adnan Oktar’la konuşacağız. Ziyaret etmeniz ve Harun Yahya’nın yaptığı çalışmaları görmeniz için websitesini vermek istiyoruz. Websitesi www.harunyahya.com. Şimdi Türkiye’ye gidip Adnan Oktar’la konuşacağız. Sanırım şu şekilde olacak, biz Adnan Oktar’la konuşacağız, fakat bir kişi yardımcı olacak. Adnan Oktar beyefendi Türkçe konuşacak ve bize de söylediklerinin hemen tercümesi yapılacak. Şimdi Adnan Oktar’la görüşmek için Türkiye’ye gidelim. Adnan bey programa hoş geldiniz.
ADNAN OKTAR: Hoş bulduk efendim.
SUNUCU: Şimdi şunu sormak istiyorum. Yakın zamanda Adnan Oktar beye İsrail’den hahamlar geldi ve Türkiye’yi ziyaret ettiler. Bu toplanının tam olarak ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Israil’den gelen hahamlarla olan bu toplantıdan sonra neleri başardınız? O toplantıda neler olup bittiğini anlatabilirmisiniz?
ADNAN OKTAR: Museviler, tek Allah’a inanan, cennete, cehenneme inanan, Allah’ın meleklerine inanan, geçmiş peygamberlere inanan insanlar. Burada bir inanç beraberliği var. Gerçi tabii farklılıklar var ama, beraber olduğumuz, aynı yönde olduğumuz yönlerde bir inanç kardeşliği ve inanç beraberliği olduğu için onlara şefkat, sevgi duyuyorum, saygı duyuyorum. Onlarla dinsizliğe ve ateizme karşı, dünyadaki zulme ve anarşiye karşı birlikte hareket edip başarılı olmak için Allah’a dua ediyorum.
SUNUCU: Peki. Ayrıca yanımızda şu anda bizimle birlikte programı sunacak olan Marc Glan var, kendisi de Adnan Oktar’a bazı sorular soracak. Ancak Marc’a geçmeden önce, Adnan Oktar’a şunu sorayım, 2000 yılıında Filistin’le ilgili bir kitap bastınız ve dünyadaki Müslümanların dikkatini Filistin konusuna çektiniz. Tabii sorun sadece Filistin değil. Doğu Türkistan, Keşmir, Çeçenistan, Cibuti gibi çok fazla sorun yaşanan bölge var. Bu tür çalışmalarınızda amacınız nedir? ADNAN OKTAR: Dünyada ben ne Hıristiyanların, ne Müslümanların, ne Yahudilerin yani Musevi kardeşlerimizin acı çekmesini, ızdırap çekmesini istemem. Her türlü zulme karşı olduğum için, orada yapılan zulme de karşıyım. Buna karşı bilimsel metodlarla, Kuran’ın hakikatleriyle, bilgim dahilinde bir mücadele verdim ve bu mücadeleye de devam ediyorum. SUNUCU: Sizce Filistin sorunu için en iyi çözüm nedir, yani Filistinlilerin bundan sonra özgür insanlar olarak yaşamaları için en iyi çözüm nedir?
ADNAN OKTAR: En iyi çözüm Türk İslam Birliği’nin oluşması, Türk İslam Birliği’nin şefkati içerisinde İsrail’in güvenliğinin tam sağlanması, Filistin’in güvenliğinin tam sağlanması ve bütün İslam ülkelerinin, Ermenistan da dahil, hürriyet, bereket, bolluk, huzur ve kardeşlik duyguları içerisinde birlikte yaşamaları.
SUNUCU: Bu Osmanlı İmparatorluğunu geri getirmek anlamına mı geliyor? Türk İslam Birliği bu mudur?
ADNAN OKTAR: Hayır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan tamamen ayrı, her devlet kendi içinde bağımsız, milli yapısını koruyacak fakat bu devletler birbirleriyle tam bir yardımlaşma, kardeşlik, dostluk, sevgi bağıyla birbirlerine bağlanacaklar. Her konuda birbirlerine ihtiyaçlarını bildirebilecekler. Cömertlik, sevecenlik ve yardımseverlik bu sistemde esas olacaktır. SUNUCU: Peki. Bir kaç gün önce Iran Irak’ı işgal etti ve oradaki petrol yatağının kontrolünü eline aldı. Sizce bu daha da ilerleyecek olan İran kaynaklı bir Ortadoğu sorununun başlangıcı mı? Iran’ın Ortadoğu’da daha fazla aktif rol aldığını mı göreceğiz? Bu Türk İslam Birliğinde var mıdır? Bu Birlik için bir sorun teşkil edecek midir? ADNAN OKTAR: Hayır. Hayır. Birçok İslam ülkesi kendi arasında ufak tefek çatışma içerisinde oluyor. Bu daha önce de oldu. Mehdi öncesinde olacak olaylardandır bu. Mehdi’nin zuhurundan önce, Müslümanların birbirine bu şekilde düşeceği, kendi aralarında bu tarz savaşlar olacağı, kargaşalar olacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla bunlar gelip geçici şeylerdir. Mehdi’nin zuhurunda bütün bunlar kökten hallolacaktır. Bu da önümüzdeki 10 yıl içerisinde gerçekleşecek açık bir güzelliktir. Açıkça görülecek bir olaydır. Ayrıca, İran bugün Irak’a girdi yönündeki haberi de yalanladı. Bu haberin sıhhati de şüpheli. İran’ın yalanlamış olması da bence haberin uydurma bir haber olduğu imajını veriyor.
SUNUCU: Peki çok güzel. Şimdi Marc Glan’ı alalım. Mar’ın Adnan Oktar’a bazı soruları olacak. Marc?
MARC: Evet Adnan bey, dediniz ki Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Yahudiler bölgede birlikte barış içinde yaşayabilirler. Ancak sorun şu ki İsrail’deki hahamlar ve dini partilerde en etkili olan hahamların bir kısmını oluşturduğu dini otoritelerin uygulamaları ve vaazları Monarşi şeklinde. Bu ise Hıristiyanlık ve İslam’a tam anlamıyla yabancı. Yahudilerin üstünlüğünü ve bu siyonist devletin üstünlüğünü vaaz veriyorlar. Bu durumda, üç dinden birinin ırkçılık ve üstünlük şeklinde uygulamaları varken nasıl oluyor da üç dinin birlikte barış içinde yaşayıp varolabileceklerini söyleyebiliyorsunuz? ADNAN OKTAR: İsrail’in beklediği Mesih’le, Müslümanların beklediği Mehdi aynıdır. O bütün dünyayı tek Allah inancında birleştirecektir. O devirde Museviler kendi dinlerini çok özgürce,en güzel şekilde yaşayacaklardır. Hıristiyanlar kendi dinlerini en güzel şekilde özgürce yaşayacaklardır. Müslümanlar da aynı şekilde özgür, huzurlu, neşeli, mutlu şekilde dinlerini yaşayacaklardır. Mesih’in vaktinin geldiğini Tevrat’ın izahlarından anlıyoruz. Yani Mehdi’nin geldiğinin vaktini de hadislerden anladığımız gibi.
SUNUCU: Usame bin Ladin’in halen yaşadığını düşünüyor musunuz? ADNAN OKTAR: Bence o, filmin aktörlerinden, hayali aktörlerinden birisi. Böyle birinin olduğuna ben inanmıyorum. Müslümanları anarşist ve terörist gibi göstermek için bu tip Darwinist materyalist eğitimden geçmiş gibi kişileri örgütleyerek çeşitli terör faaliyetleri yaptırıyorlar. Yabancı istihbarat örgütlerinin kontrolünde bu faaliyetler. Usame Bin Ladin adını da kullandıklarını düşünüyorum. Böyle bir insanın ben yaşadığına da inanmıyorum. Olsa, çok rahat bulunabilirdi şu ana kadar böyle bir kişi. SUNUCU: Çok güzel. Kısa bir ara vereceğiz ve hemen döneceğiz. Tekrar hoşgeldiniz baylar ve bayanlar, Republic Broadcasting Network ‘ten güncel konular radyo programımızı dinliyorsunuz, Bugün Istanbul, Türkiye’den Harun Yahya olarak da tanınan Adnan Oktar ile konuşuyoruz. Adnan beyin yazdığı ve konferanslarında, röportajlarında, kitaplarında yada yazılarında bahsettiği bir çok konu hakkında görüşüyoruz. Usame Bin Ladin’in varolduğuna inanmıyorsanız ve onu bir film karakteri olarak görüyorsanız, bu durumda 11 eylül 2001 tarihindeki suçu kim işledi? ADNAN OKTAR: Darwinist, materyalist, eski komünistler, Müslüman kimliği altında faaliyet gösteriyorlar. Bunlar eskiden Suriye’de de vardı, Irak’ta da vardı, Filistin’de de vardı. Komünist, Darwinist eğitimi de, Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’daki okullarda aldılar. Yurtlarına döndükten sonra da bu fikirleri etrafa yaydılar. Dolayısıyla da, hazır, Leninist, Stalinist düşünceyi savunan, Ho Şi Min’in gerilla yöntemlerini benimseyen, gözü dönmüş, kan dökmekten zevk alan, fakat nüfus cüzdanında Müslüman yazan komünistler türedi. Şu an onları kullanıyorlar. Bunları da masonlar yönlendiriyor.
SUNUCU: Peki Marc. Marc orada mısın?
MARC: Evet, evet. Özür dilerim. Adnan bey ABD şu anda Irak ve Afganistan ile savaşta. Ve ileride görünen o ki, Pakistan ve İran’la da savaşa girecekmişiz gibi görünüyor. Batı’nın İslam’a karşı bir savaş verdiği açık. Peki İslamiyet’i ABD ve İsrail tarafından hedef haline getiren nedir? ADNAN OKTAR: Evanjelik bir kısım Hıristiyan kardeşlerimizi mason localarına aldılar. Burada Masonluk onları yanlış bir inançta eğitti. Çıkacak Mehdi’nin kan akıtacağını, insanları katledeceğini onlara söyledi. Dolayısıyla, Hıristiyanlar’la Müslümanların arasını açacak yanlış inançların gelişmesine sebep oldular. Mesela Müslümanların Deccal ordusu olduğunu, yani anti-Christ olduklarını iddia ettiler ve o şekilde eğittiler. Halbuki bu Darwinistlerin materyalistlerin oyunuydu. Hristiyanlar’la Müslümanları birbirine düşürüp, dünyaya komünistleri, Darwinist ve materyalistleri, ateistleri hakim etmek için plandı bu. Bu planı da ilk başta hakkaten, çok etkili olarak kullandılar. Bu sayede hem Müslümanları ezdiler, hem de Hıristiyanları çok ezdiler. Ama bu oyun bozulmuştur. Mehdiyet devrine girdik. Evanjelikler de Hıristiyanlar’la Müslümanların ittifak ederek, dinsizliği ve ateizmi dünyadan kaldıracaklardır inşaAllah. Museviler’le de işbirliği yapılarak, dindar Museviler’le işbirliği yaparak, dünyayı kaplayan bu anti-Christ düşünceyi, Darwinist, materyalist dünyadaki, felsefeyi yerle bir edecektir inşaAllah. Bu da başlamıştır şu an. Hızla gelişiyor. SUNUCU: Hıristiyan ve Müslümanlar arasındaki bu sorunu gerçekte masonların oluşturduğunu ve masonların da Musevilerin kontrolü altında olduğunu söylüyorsunuz... Yani Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasındaki bu sorunu Musevilerin mi ortaya çıkardığını söylüyorsunuz? ADNAN OKTAR: Museviler tarafından kontrol edildiği iddiası doğru değil. Bunu ateistler kontrol altında tutuyorlar. Dindar bir Musevi böyle bir olaya asla girmez. Dindar Museviler Allah’ın sevdiği kullar olmayı isterler. Dolayısıyla da Müslümanları Ben-i Nuh olarak görürler. Yani Nuh peygamberin dinine uyan kişiler olarak görürler. Ehl-i Hak olarak, doğru yolda insanlar olarak görürler. Onları da mümin olarak değerlendiriler. Hıristiyanlara Müslümanlara karşı bir öfkesi düşünülemez. Fakat Hıristiyan kardeşlerimizin de düşünülemez. Çünkü İncil’de de diğer insanlara karşı şevgi ve şefkat istenilir. Ayrıca Müslümanlar Hz. İsa’yı çok seven insanlar, Hz. Meryem’i çok seven insanlar. Hz İsa’nın geleceğine inanan insanlar. Fakat masonlar Hıristiyanları Musevileri ve Müslümanları şeytani tuzaklarla birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Bu arada da Darwinizm gibi saçma bir teori ile de insanlar ateist ve dinsiz yapmaya çalışıyorlar idi. Fakat bu oyunu şu an Mehdi bozmuştur, Mehdiyet bozmuştur. Yerle bir olmuşlardır. Bu oyun günden güne daha da çok bozuluyor. SUNUCU: Dünyadaki sorunlardan, 11 Eylül yada Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki sorunlardan bahsederken sürekli Darwinizmden bahsediyorsunuz. Darwinizmin dünyadaki siyasi olaylarla ne ilgisi var? ADNAN OKTAR: Darwinizm sürekli mücadeleyi insanlara emreden, insanların mücadelesi sonucunda toplumun gelişeceğini iddia eden bir yapıdadır. Dolayısıyla Leninizm ve Marksizm de Darwin’in bu teorisini olduğu gibi almışlardır ve dünyayı Marksist yapamamanın gerilimi içinde, Marksizme insanları çekmek için ateizme çekmek için terörü tırmandırmaktadırlar. Halen de bu faaliyetlere devam ediyorlar. Bunu Hıristiyan terörü, Müslüman terörü, Musevi terörü şeklinde adlandırıyorlar. Hepsi yalandır. Müslüman da, Hıristiyan da, Musevi de teröre hiçbir şekilde bulaşmaz. Çünkü her üç dinde sevgiyi merhameti kardeşliği esas alır.
SUNUCU: Adnan bey Yahudi soykırımıyla ilgili bir kitap yazdığınızı biliyorum, 6 milyon yahudinin gerçekten soykırım sırasında öldüğü yada öldürüldüğüne inanıyor musunuz? Bu sözde soykırımdan kurtulmuş kişilerin yani İsrailli Yahudilerin son 61 yıldır Filistinlilere karşı yaptığı soykırım hakkında ne düşünüyorsunuz? Yani iki sorum var. 6 milyon kişinin gerçekten öldüğüne inanıyormusunuz? Aynı kişilerin Filistinlilere karşı bir soykırım yapması hakkında ne düşünüyorsunuz?
ADNAN OKTAR: Soykırımı Hitler’in uygulamasının sebebi şeytanla bağlantısıdır. Hitler de bir masondu. Peygamber neslini yok etmek, ki Museviler Peygamber neslidir, şeytanın bir hedefidir. Dolayısıyla her zaman soykırımla Musevileri yok etmeye yönelik birçok yerde sapkın fikirli insanlar ortaya çıkmıştır. O mazlum insanları kitleler halinde yok etmeye yönelik tavırları olmuştur. Fakat ahir zamanda artık bu mümkün olmayacaktır inşaAllah. Museviler huzur içerisinde, kendi memleketlerinde dünyada da rahatlık içinde yaşayacaklardır. Bu tip şeytani tırmanışlar, şeytani oyunlar ahir zamanın başlangıcında, bir ahir zaman olayı olarak olmuştur. Ama bundan sonra inşaAllah bunun sonuna gelindiğini insanlık görecek. Bu olayın sonunu inşaAllah Allah Mehdi ile en güzel şekle getirecek. SUNUCU: Bir çok şey için şeytanı suçladığınızı farkettim. Neden suçluyoruz? Demek istediğim biribirilerine karşı bu zulmü yapan insanların kendisi. ADNAN OKTAR: Bunlar şeytani düşüncelerdeki insanlar. Yani şeytan bunlara etki ediyor. Ama sonunda bunları yapan yine insan oluyor. Dolayısıyla şeytanlaşmış insanlar bunu yapıyor. SUNUCU: Öyleyse şeytanın.. yani Hitler’in şeytanla direk bağlantıda olduğunu mu söylüyorsunuz? İnsanların gerçekten şeytanla bir çeşit iletişimi olabileceğine inanıyormusunuz? Peki bağlantı nasıl? Şeytandan nasıl emir alıyorlar? ADNAN OKTAR: Hitler mason locasına üyeydi. Zaten masonlar bunu açıkça söylüyorlar. Biz masonluğu tarif ederken de bunu açıklamıştık. Şeytanla bağlantısı masonların ünlüdür, bilinir. Yani sistem ona dayalıdır zaten.
SUNUCU: Peki çok güzel. Hızlıca geçelim. MARC: bir soru sormak istiyorum. Adnan bey Yahudiliğin, üç dinin barışçı olduğunu söylediniz. Ancak iki hafta önce israildeki hahamlar yahudi olmayanların, hatta siyasi bir liderin çocuklarını dahi öldürmeye izin veren bir kitap bastılar, sanki Yahudi halkının bir işine yararmış gibi. Öyleyse Yahudiliğin yada Yahudilerin dininin barışçı olduğunu nasıl söyleyebiliyorsunuz, kitaplarını okuduğunuzda savaşı vaaz ediyorlar. Eski Ahid bile savaştan bahsediyor ve masum insanları, kadın ve çocukları öldürmeyi tavsiye ediyor. Bu dinin barış dini olduğunu nasıl söyleyebilirsiniz? ADNAN OKTAR: O tarzda insanlar zaten her zaman çıkar. Mühim olan İsrail’deki gerçek dindarlardır. Mesela Sanhedrin üyeleri çok aklı başında insanlar, çok samimi, dindar insanlar. Onlara sorarsanız daha net bilgi alabilirsiniz. Bu tarz kişilerin çıkması, marjinal izahlar her zaman olur. Onlara önem vermesinler. SUNUCU: Çok güzel Adnan bey programımıza katıldığınız için size çok teşekkür ediyorum. Sizi programımızda ağırlamak bir zevkti. Bugün bu geç saate kadar bizimle birlikte olduğunuz için teşekkür ederiz. ADNAN OKTAR: Ben de teşekkür ediyorum. Hepinizi çok seviyorum. İnşaAllah yine görüşürüz.inşa’Allah. SUNUCU: Teşekkür ederim. İnşa’Allah.