İnsanların büyük bir çoğunluğu kendilerinin iyi insanlar olduklarını, kötü bir ahlak yapısına sahip olmadıklarını iddia ederler. Kimseye zararlarının dokunmadığını ve kötü yönlerinin olmadığını söylerler. Oysa, bu insanların çok büyük bir çoğunluğu, Allah'ın hoşnut olmadığı, insanlara yasakladığı birçok kötü ahlak özelliğine sahiptir. Ancak bu kötü ahlak özellikleri, bazı toplumlar içinde yaygınlaştığı ve olağan karşılanarak kabul gördüğü için, kötü ve çirkin karşılanmamaktadır. Örneğin dedikodu, Allah'ın yasakladığı, hatta bir insanın dedikodu yaptığında ölü kardeşinin etini yemek kadar tiksineceği bir davranışta bulunduğunu bildirdiği bir davranıştır. (Hucurat Suresi, 12) Buna rağmen, birçok insan biraraya geldiğinde, bir başka kişinin dedikodusunu yapabilmektedir. Hatta, dedikodu için televizyon programları ve dergilerde köşeler yer almaktadır.
Dedikodu gibi alaycılık, cimrilik, kibir gibi özellikler de Allah'ın insanları uyardığı ve karşılığının cehennem olduğunu belirttiği çirkin davranışlardır. Ancak, insanların büyük bir çoğunluğu bu özelliklere sahiptir ve bunları çok zararlı görmezler. Bu kişiler bir katilin, hırsızın veya katliamlar yapan azgın bir diktatörün çok kötü bir insan olduğuna kanaat getirirler, ancak yukarıda belirtilen tarzdaki ahlak bozukluklarını kendilerince zararsız ve önemsiz görürler. Oysa, her türlü ahlaksızlığın, derecesine göre Allah Katında adaletle verilmiş bir karşılığı vardır.
Bu kitabın konusunu oluşturan yalancılık da, insanların bir kısmının üstünde çok durmadıkları, başkaları yaptığında çoğu zaman anlamazlıktan gelip, kendileri yaptığında ise masum gördükleri ve insanların çok büyük bir kısmının sahip olduğu kötü bir özelliktir.
Dünyanın her yerinde, her kesimden insanın önemli bir kısmı, küçük yaşlarından itibaren sık sık yalana başvurur. Kimi insanlara gösteriş yapmak için, kimi kibirinden, kimi insanları güldürmek için, kimi bir çıkar sağlamak için, kimi birilerinden kendini korumak için, kimi ise bir başkasına kötülük yaparak iftira atmak için yalan söyler. Büyük bir kısmı ise çok basit nedenlerden dolayı veya sırf ağzı alışık olduğu için yalan söyler, fakat yalanın gerçekte ne kadar kötü bir ahlak bozukluğu olduğunu, Allah'ın yalan söylenmesini yasakladığını ve yalancıların ahirette cehennemle karşılık göreceklerini hiç düşünmez.
Bu kitap insanları, küçük, masum ya da zararsız gibi gördükleri, ancak kendileri için büyük bir tehlike olan yalancılığa karşı uyarmak, onlara yalan söylemenin haram olduğunu hatırlatmak için hazırlanmıştır. Kitapta, insanların neden yalana başvurdukları, yalan söylemekten nasıl vazgeçileceği, dürüstlüğün insana neler kazandıracağı gibi konuların yanısıra, yalancıların ruh hali, yalanlarını kurtarma taktikleri gibi konular da anlatılacaktır. Yalancılığın taktiklerinin deşifre edilmesi, yalan söyleyenlerin dayandıkları yöntemlerini ellerinden alacağı için, bir bakıma onları dürüstlüğe mecbur edecektir.