Allah’In Göklerdeki Renk Sanatı

Güneşli ve açık bir günde gökyüzü gözümüze mavi, güneş sarı olarak gözükür. Akşamüstü ise bu renkler yerlerini kırmızı ve pembe tonlarına bırakır. Peki, Yüce Allah’ın günün değişik saatlerinde tamamen birbirinden farklı, adeta bir tablo gibi kusursuz güzellikte yaratıp üzerimize bina kıldığı gökyüzünün renkleri neye göre ve nasıl belirlenir? Yüce Allah, tüm evreni kusursuz bir yaratılışla yoktan var etmiş ve her şeyi neden ve sonuçlarıyla düzenlemiştir. Bu mucizevî gezegeni saran ve yaşamsal dengeleri düzenleyip koruyan atmosferin bir diğer özelliği ise gökyüzünün renklerinin belirlenmesinde ana etken olmasıdır. Güneş’ten gelen ışınlar uzayda önü gazlar ve toz zerrecikleriyle kesilmediği sürece dik bir açıyla ilerlerler. Atmosferin de içinde barındırdığı gaz molekülleri, görünen ışığın dalga boyundan daha küçüktürler. Işık, bir gaz molekülüyle çarpıştığı zaman ışığın bir kısmı soğrulur, bir kısmı da kısa süre sonra moleküller tarafından farklı yönlere yansıtılır. Buna “Işığın Saçılması” adı verilir. Işık, dalgalar halinde hareket eden bir tür enerjidir. Görünen ışık, gözlerimizle görebildiğimiz elektromanyetik yelpazenin bir parçasıdır. Beyaz ışığı bir parça kristal yardımıyla yansıttığımız zaman, kristal ışığı kırarak karşımıza rengârenk adeta gökkuşağını andıran bir görüntü çıkarır. Bunun nedeni beyaz ışığın aslında tüm renklerin bir karışımı olmasıdır. Tüm renklerin farklı dalga boyları, frekansı ve enerjileri vardır. Bunlar ışığın renklerinin görünebilirliğini belirleyen faktörlerdir. Tüm ışıklar soğurabilir ama yüksek frekans ve enerjiye sahip olan mavi renkli ışık, kırmızı gibi frekansı daha düşük olan ışıklardan daha sık soğurulur ve saçılır. Mars’ta Gökyüzü Neden Kırmızı Olarak Gözükür?
1977 yılında “Viking Mars Lander”’den ve 1997 yılında “Pathfinder”dan gönderilen resimlere göre Mars’ın yüzeyinden bakıldığında gökyüzü kırmızı gözükmektedir. Bunun nedeni ise Mars’ta zaman zaman gerçekleşen toz fırtınaları sırasında etrafa saçılan kırmızı demir zengini toz parçacıklarıdır.
Mars’ın gök rengi bu gezegenin hava durumlarına göre değişiklik gösterir. Eğer yakın bir zamanda fırtına olmamışsa gök mavi renkte fakat çok daha koyu bir tonda gözükür. Bunun nedeni ise Mars’ın atmosferinin Dünya’nınkinden daha ince olmasıdır. Gökyüzü Neden Mavidir?
“Işığın Saçılması” gökyüzünden gelen ışığın rengini etkiler ama bu ışığın rengi daha çok dalga boyu ve partiküllerin boyutuyla belirlenir. Atmosfer içerisindeki moleküller ve küçük partiküller ışık ışınlarının yönlerini değiştirerek saçar. Renk yelpazesindeki en kısa dalga boyları ışığın mor yönündekilerdir. Işığın kırmızı yönü ise en uzun dalga boylarına sahiptir. Kısa dalga boylarına sahip olan mor ve mavi tonları havadaki moleküller tarafından renk yelpazesindeki diğer tüm renklerden daha çok saçılır ve yansıtılır. Bu nedenle mavi ve mor tonları açık havalı bir günde gözümüze daha iyi yansır. Ama gözlerimiz mor rengini tam anlamıyla ayırt edemediği için biz gökyüzünü masmavi olarak görürüz. Neden Mor Rengini Göremeyiz?  
Eğer dalga boyu kısa olan ışıklar, en çok saçılanlar ise neden gökyüzünün mavi yerine en kısa dalga boyuna sahip olan mor renk olmaması adeta bir bilmecedir.
Güneşten gelen ışık yelpazesi tüm dalga boylarında aynı değildir ve buna ek olarak atmosfer tarafından büyük oranda soğurulur, bu nedenle ışıkta mor renk daha az seçilir. Bilmecenin çözümü ise gözlerimizin mor renge diğer renklere oranla daha az hassasiyet göstermesi ve görüşümüzün çalışma şeklidir. Gökkuşağında belirgin bir miktar görünen indigo mavisi ve mor, gökyüzünde mavi rengin ardında kalır. Neden Ufuk Çizgisine Yaklaşıldıkça Renkler Soluklaşır?  
Ufka daha dikkatli ve yakından baktığınız zaman gökyüzünün orada daha soluk bir renkte beyaza yakın olduğunu görürüz. Çünkü saçılmış mavi ışığın bizim gözümüze ulaşabilmesi için daha fazla hava molekülünü geçmesi gerekir. Bu uzun yol üzerinde ışığın bir kısmı tekrardan saçılarak farklı yönlere dağılır ve böylece gözümüze daha az mavi renk ulaşır.
Günbatımında Gökyüzü Neden Kırmızıdır?  
Güneş tepedeyken, Güneşten gelen ışıklar atmosferde daha uzun bir mesafe kat ederek Dünyaya ulaşırlar. Yol uzadıkça ışık daha çok parçacık ve molekül içinden geçerek mavi renk ve tonlarını tüm gökyüzüne saçar. Günbatımı esnasında ufka yakınlaşan Güneşten gelen ışınlar atmosfere yatay olarak girer ve daha fazla yol kat eder. Böylece Güneşin rengi kırmızı tonlarına doğru değişmeye başlar. Eğer yol yeteri kadar uzunsa tüm mavi renk ve tonları emilerek görüş alanımız dışına saçılır ve diğer renkler gözümüze doğru yollarına devam ederler. Kısa dalga boyuna sahip olan mavi ve yeşil tonları bu uzun yol üzerinden dışarıya saçılır ve en uzun ışık dalga boyuna sahip olan kırmızı renk ortaya çıkar.
Peki, ya Atmosfer Olmasaydı?
Eğer atmosferimiz olmasaydı Güneş’i yine beyaz renkte görecek, fakat tüm gökyüzü geceleri olduğu gibi karanlık olacak ve tüm yıldızlar görünecekti. Uzaydan bakıldığında gökyüzü siyah olarak gözükür. Bunun nedeni uzayda ışıkları saçacak bir atmosfer bulunmamasıdır.
Dünya’dan bakıldığında Güneş sarıdır ama uzaydan veya Ay’dan bakıldığında Güneş beyazdır. Bunun nedeni uzayda Güneş ışığını saçacak bir atmosfer olmamasıdır. Dünya’da Güneş, mavi ve mor gibi kısa dalga boylarına sahip olan ışıklar saçılarak oluşturduğu sarı renkte gözükür. Bir Kuran Mucizesi: Geri Döndüren Gök  
Kuran-ı Kerim’de, Tarık Suresi’nin 11. ayetinde gökyüzünün “geri döndürücü” özelliği şöyle bildirilir: Dönüşlü olan göğe andolsun. (Tarık Suresi, 11) Kuran meallerinde “dönüşlü” olarak tercüme edilen “rec’i” kelimesi, “geri çeviren” ya da “geri döndüren” anlamlarına gelmektedir. Bilindiği gibi Dünya’yı çevreleyen atmosfer pek çok katmandan oluşur. Her katmanın, canlılığın yararına yönelik önemli bir görevi vardır. İncelendiği zaman her tabakanın kendisine ulaşan madde ya da ışınları uzaya ya da yeryüzüne geri döndürme özelliklerinin olduğu anlaşılmıştır.
Örneğin 13 ile 15 km yükseklikteki troposfer tabakası, yeryüzünden yükselen su buharının yoğunlaşıp yağış olarak yere geri dönmesini sağlar. 25 km yükseklikteki stratosferin alt tabakası olan ozonosfer, uzaydan gelen radyasyon ve zararlı ultraviyole ışınlarını yansıtarak, yeryüzüne ulaşamadan uzaya geri dönmelerini sağlar. İyonosfer tabakası da yeryüzünden yayınlanan radyo dalgalarını bir uydu gibi yeryüzünün farklı bölgelerine geri yansıtarak, telsiz konuşmalarının, radyo ve televizyon yayınlarının uzak mesafelerden izlenebilmesini sağlar. Manyetosfer tabakası ise, Güneş’ten ve diğer yıldızlardan yayılan zararlı radyoaktif parçacıkları, yeryüzüne ulaşmadan uzaya geri döndürür.Gökyüzü tabakalarının henüz yakın bir geçmişte keşfedilen bu özelliğinin yüzyıllar öncesinden Kuran’da haber verilmesi, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu bir kez daha tasdik etmektedir.
1

1

Güneşli ve açık bir günde gökyüzü gözümüze mavi, güneş sarı olarak gözükür. Akşamüstü ise bu renkler yerlerini kırmızı ve pembe tonlarına bırakır.
2

2

Peki, Yüce Allah’ın günün değişik saatlerinde tamamen birbirinden farklı, adeta bir tablo gibi kusursuz güzellikte yaratıp üzerimize bina kıldığı gökyüzünün renkleri neye göre ve nasıl belirlenir?
3

3

Yüce Allah, tüm evreni kusursuz bir yaratılışla yoktan var etmiş ve her şeyi neden ve sonuçlarıyla düzenlemiştir. Bu mucizevî gezegeni saran ve yaşamsal dengeleri düzenleyip koruyan atmosferin bir diğer özelliği ise gökyüzünün renklerinin belirlenmesinde ana etken olmasıdır.
4

4

Güneş’ten gelen ışınlar uzayda önü gazlar ve toz zerrecikleriyle kesilmediği sürece dik bir açıyla ilerlerler. Atmosferin de içinde barındırdığı gaz molekülleri, görünen ışığın dalga boyundan daha küçüktürler. Işık, bir gaz molekülüyle çarpıştığı zaman ışığın bir kısmı soğrulur, bir kısmı da kısa süre sonra moleküller tarafından farklı yönlere yansıtılır. Buna “Işığın Saçılması” adı verilir. Işık, dalgalar halinde hareket eden bir tür enerjidir. Görünen ışık, gözlerimizle görebildiğimiz elektromanyetik yelpazenin bir parçasıdır.
5

5

Beyaz ışığı bir parça kristal yardımıyla yansıttığımız zaman, kristal ışığı kırarak karşımıza rengârenk adeta gökkuşağını andıran bir görüntü çıkarır. Bunun nedeni beyaz ışığın aslında tüm renklerin bir karışımı olmasıdır.
6

6

Tüm renklerin farklı dalga boyları, frekansı ve enerjileri vardır. Bunlar ışığın renklerinin görünebilirliğini belirleyen faktörlerdir. Tüm ışıklar soğurabilir ama yüksek frekans ve enerjiye sahip olan mavi renkli ışık, kırmızı gibi frekansı daha düşük olan ışıklardan daha sık soğurulur ve saçılır.
7

7

Mars’ta Gökyüzü Neden Kırmızı Olarak Gözükür?
1977 yılında “Viking Mars Lander”’den ve 1997 yılında “Pathfinder”dan gönderilen resimlere göre Mars’ın yüzeyinden bakıldığında gökyüzü kırmızı gözükmektedir. Bunun nedeni ise Mars’ta zaman zaman gerçekleşen toz fırtınaları sırasında etrafa saçılan kırmızı demir zengini toz parçacıklarıdır.
8

8

Mars’ın gök rengi bu gezegenin hava durumlarına göre değişiklik gösterir. Eğer yakın bir zamanda fırtına olmamışsa gök mavi renkte fakat çok daha koyu bir tonda gözükür. Bunun nedeni ise Mars’ın atmosferinin Dünya’nınkinden daha ince olmasıdır.
9

9

Gökyüzü Neden Mavidir?
“Işığın Saçılması” gökyüzünden gelen ışığın rengini etkiler ama bu ışığın rengi daha çok dalga boyu ve partiküllerin boyutuyla belirlenir. Atmosfer içerisindeki moleküller ve küçük partiküller ışık ışınlarının yönlerini değiştirerek saçar.
10

10

Renk yelpazesindeki en kısa dalga boyları ışığın mor yönündekilerdir. Işığın kırmızı yönü ise en uzun dalga boylarına sahiptir. Kısa dalga boylarına sahip olan mor ve mavi tonları havadaki moleküller tarafından renk yelpazesindeki diğer tüm renklerden daha çok saçılır ve yansıtılır. Bu nedenle mavi ve mor tonları açık havalı bir günde gözümüze daha iyi yansır. Ama gözlerimiz mor rengini tam anlamıyla ayırt edemediği için biz gökyüzünü masmavi olarak görürüz.
11

11

Neden Mor Rengini Göremeyiz?  
Eğer dalga boyu kısa olan ışıklar, en çok saçılanlar ise neden gökyüzünün mavi yerine en kısa dalga boyuna sahip olan mor renk olmaması adeta bir bilmecedir.
12

12

Güneşten gelen ışık yelpazesi tüm dalga boylarında aynı değildir ve buna ek olarak atmosfer tarafından büyük oranda soğurulur, bu nedenle ışıkta mor renk daha az seçilir. Bilmecenin çözümü ise gözlerimizin mor renge diğer renklere oranla daha az hassasiyet göstermesi ve görüşümüzün çalışma şeklidir. Gökkuşağında belirgin bir miktar görünen indigo mavisi ve mor, gökyüzünde mavi rengin ardında kalır.
13

13

Neden Ufuk Çizgisine Yaklaşıldıkça Renkler Soluklaşır?  
Ufka daha dikkatli ve yakından baktığınız zaman gökyüzünün orada daha soluk bir renkte beyaza yakın olduğunu görürüz. Çünkü saçılmış mavi ışığın bizim gözümüze ulaşabilmesi için daha fazla hava molekülünü geçmesi gerekir. Bu uzun yol üzerinde ışığın bir kısmı tekrardan saçılarak farklı yönlere dağılır ve böylece gözümüze daha az mavi renk ulaşır.
14

14

Günbatımında Gökyüzü Neden Kırmızıdır?  
Güneş tepedeyken, Güneşten gelen ışıklar atmosferde daha uzun bir mesafe kat ederek Dünyaya ulaşırlar. Yol uzadıkça ışık daha çok parçacık ve molekül içinden geçerek mavi renk ve tonlarını tüm gökyüzüne saçar. Günbatımı esnasında ufka yakınlaşan Güneşten gelen ışınlar atmosfere yatay olarak girer ve daha fazla yol kat eder. Böylece Güneşin rengi kırmızı tonlarına doğru değişmeye başlar. Eğer yol yeteri kadar uzunsa tüm mavi renk ve tonları emilerek görüş alanımız dışına saçılır ve diğer renkler gözümüze doğru yollarına devam ederler. Kısa dalga boyuna sahip olan mavi ve yeşil tonları bu uzun yol üzerinden dışarıya saçılır ve en uzun ışık dalga boyuna sahip olan kırmızı renk ortaya çıkar.
15

15

Peki, ya Atmosfer Olmasaydı?
Eğer atmosferimiz olmasaydı Güneş’i yine beyaz renkte görecek, fakat tüm gökyüzü geceleri olduğu gibi karanlık olacak ve tüm yıldızlar görünecekti. Uzaydan bakıldığında gökyüzü siyah olarak gözükür. Bunun nedeni uzayda ışıkları saçacak bir atmosfer bulunmamasıdır.
16

16

Dünya’dan bakıldığında Güneş sarıdır ama uzaydan veya Ay’dan bakıldığında Güneş beyazdır. Bunun nedeni uzayda Güneş ışığını saçacak bir atmosfer olmamasıdır. Dünya’da Güneş, mavi ve mor gibi kısa dalga boylarına sahip olan ışıklar saçılarak oluşturduğu sarı renkte gözükür.
17

17

Bir Kuran Mucizesi: Geri Döndüren Gök  
Kuran-ı Kerim’de, Tarık Suresi’nin 11. ayetinde gökyüzünün “geri döndürücü” özelliği şöyle bildirilir: Dönüşlü olan göğe andolsun. (Tarık Suresi, 11) Kuran meallerinde “dönüşlü” olarak tercüme edilen “rec’i” kelimesi, “geri çeviren” ya da “geri döndüren” anlamlarına gelmektedir. Bilindiği gibi Dünya’yı çevreleyen atmosfer pek çok katmandan oluşur. Her katmanın, canlılığın yararına yönelik önemli bir görevi vardır. İncelendiği zaman her tabakanın kendisine ulaşan madde ya da ışınları uzaya ya da yeryüzüne geri döndürme özelliklerinin olduğu anlaşılmıştır.
18

18

Örneğin 13 ile 15 km yükseklikteki troposfer tabakası, yeryüzünden yükselen su buharının yoğunlaşıp yağış olarak yere geri dönmesini sağlar.
19

19

25 km yükseklikteki stratosferin alt tabakası olan ozonosfer, uzaydan gelen radyasyon ve zararlı ultraviyole ışınlarını yansıtarak, yeryüzüne ulaşamadan uzaya geri dönmelerini sağlar.
20

20

İyonosfer tabakası da yeryüzünden yayınlanan radyo dalgalarını bir uydu gibi yeryüzünün farklı bölgelerine geri yansıtarak, telsiz konuşmalarının, radyo ve televizyon yayınlarının uzak mesafelerden izlenebilmesini sağlar.
21

21

Manyetosfer tabakası ise, Güneş’ten ve diğer yıldızlardan yayılan zararlı radyoaktif parçacıkları, yeryüzüne ulaşmadan uzaya geri döndürür.Gökyüzü tabakalarının henüz yakın bir geçmişte keşfedilen bu özelliğinin yüzyıllar öncesinden Kuran’da haber verilmesi, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu bir kez daha tasdik etmektedir.
1824
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo