1
Uzay çağını yaşadığımız yüzyılda teknoloji, neredeyse hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Teknoloji deyince ilk başta aklımıza gelen; evde ve iş yerimizde yaygın olarak kullandığımız elektronik cihazlarımızdır. İşte, bu elektronik cihazlarımızın yapısını meydana getiren ve olmazsa olmazını teşkil eden elementlerden birisi de “silisyum”dur.2
Ayrıca silisyum, aklımıza gelen tüm cam yapıların hammaddesini de oluşturur. Vücudumuzun da belli miktarda silisyuma ihtiyacı olduğu bilinmektedir.3
Vücudumuzun kıkırdak dokusunda, kemik yapısında, gözümüzde yer alan kornea ve sklerada, derimizde, tendonlarımızda ve az miktarda da karaciğer ile kanımızda silisyum yer aldığı, bilimsel araştırmalarla tespit edilmiştir.4
Yapılan başka bir araştırmada da ortalama 60 kg’lık bir insan vücudunda, yaklaşık 3 gr silisyum olduğu tahmin edilmektedir.5-Silisyumun Genel Özellikleri
Silisyum, Rabbimiz’den bir nimet olarak bizler için bol miktarda yaratılmış, dünya şartlarına uygun ve çok geniş kullanım alanına sahip mucize bir elementtir. Silisyumu bir element olarak 1826 yılında ilk keşfeden kişi, İsveçli kimyager Jakob Berzelius’tur.6
Doğal şartlarda katı olan silisyumun atom numarası 14’tür ve “Si” simgesi ile gösterilir. Saf kristal haldeki silisyum sert, koyu gri renkte, metalik parlaklığa sahip, kırılgan, saydam olmayan bir yapıdadır. Kristal ağ yapısı ise elmas biçimindeki karbon gibidir.7
Eğer silisyumu eritmek istersek, yüksek ısı gücüne ihtiyaç duyarız. Çünkü silisyumun erime noktası 14140C’dir. İsmini çok sık duyduğumuz ve hayat kaynağımız oksijen (O2)’den sonra, yeryüzünde bileşikleri şeklinde en çok bulunan element silisyumdur. Yerkabuğunun neredeyse %30’unu bu element oluşturmaktadır.8
Doğada element halinde saf silisyum bulunmadığından silisyum, ya oksijenli bileşiği olan silis/silisyum oksit (SiO2) halinde ya da oksijen ve alüminyum, potasyum, demir, magnezyum, kalsiyum, sodyum gibi değişik elementlerle oluşturduğu silikatlar halinde bulunur. Silisyum oksit (SiO2) doğada kum ve kuvars şeklindedir.9-Silisyumun kullanıldığı yerler;
10
11
12
Silisyum denince akla hemen kum, dolayısıyla cam kelimeleri gelir. Çünkü camın ana maddesini silisyum teşkil eder ve silisyum da kumda çok fazla oranda bulunur.13
Penceremizde bulunan cama baktığımızda dışarıdaki her şeyi çok net olarak görebilmemiz bir mucizedir. Çünkü camın çok büyük kısmını kum oluşturmaktadır, fakat elimize bir avuç kum alıp baktığımızda, penceremizde olduğu gibi şeffaf bir yapıda olmadığını görürüz. Peki, kum taneleri nasıl olur da cam gibi şeffaf bir yapıyı oluşturur? Bunun cevabı, kuma eklenen diğer hammaddelerde ve cam üretim teknolojisinde gizlidir.14
Camı oluşturan hammaddeler; kum, su, soda külü, dolomit, kireç taşı ve rafine sodyum sülfattır. Bu maddeler uygun miktarlarda karıştırılarak pişirme fırınına gönderilir ve fırında 15000C’ye kadar ısıtılarak, karışım eriyik hale getirilir.15
Cam hamuru SiO2 (kum), B2O3, Al2O3 gibi oksitlerle CaCO3, Na2CO3, Na2SO4 gibi karbonat veya sülfatların uygun karışımlarının tekne fırınlarında eritilmesiyle elde edilir.16
Örneğin adi cam hamuru elde edebilmek, için: Kum (SiO2), kireçtaşı (CaCO3), soda (Na2CO3) veya Na2SO4 karışımı eritilir. Aslında kumun erime sıcaklığı 17000C’dir. Ama eklenen soda sayesinde sıcaklık 15000C’ye düşürülmüş olur.17
Bu arada cama saydamlık kazandıran da kireç taşıdır.18
Bu arada cama saydamlık kazandıran da kireç taşıdır.19
20
Camın hayatımızdaki kullanım alanları çok geniştir. Cam ve camın ana maddesi olan silisyum elementi Yüce Allah’ın emrimize sunduğu diğer tüm nimetler gibi şükür vesilesi olacak nimetlerden biridir.21
Kuran’dan edindiğimiz bilgilere göre, geçmişte de Allah’ın izniyle cam üretimi ve kullanımında çok yüksek teknolojilere ulaşıldığını görmekteyiz. Örneğin, Hz. Süleyman (a.s.)’ın yaşadığı dönemde, sarayında cam sanatının çok üstün ve ince tekniklerini kullanarak, sarayına gelen konuğunu nasıl etkilediği ayette şu şekilde bildirilir: