Yeni Bir Evrimci Münasebetsizliği: 385 Yıllık Örümcek Fosili Üzerine Spekülasyonlar
ucgen

Yeni Bir Evrimci Münasebetsizliği: 385 Yıllık Örümcek Fosili Üzerine Spekülasyonlar

39428

Dünyanın en eski örümcek fosili olarak gazete manşetlerine yansıyan 385 milyon yıllık örümcek fosili üzerinde yapılan son spekülasyonlar evrimci münasebetsizliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. BBC News internet sitesinde 23 Aralık 2008 tarihinde “Tangled web of spider evolution” (örümcek evriminin karışık ağı) başlığı altında yayınlanan haber, ülkemizde de CNN Türk web sitesi (23 Aralık 2008) ve Star gazetesi (24 Aralık 2008) gibi basın organlarında yerini buldu. Haberde, 385 milyon yıl önce yaşamış olan örümceğin, günümüz örümcekleri gibi iyi ağ üretemediği iddia ediliyor ve örümceklerin hayali evrimle sonradan ağ kurabildikleri iddiası yer alıyordu.

Dünyanın en eski örümcek fosili olarak gazete manşetlerine yansıyan 385 milyon yıllık örümcek fosili üzerinde yapılan son spekülasyonlar evrimci münasebetsizliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. BBC News internet sitesinde 23 Aralık 2008 tarihinde “Tangled web of spider evolution” (örümcek evriminin karışık ağı) başlığı altında yayınlanan haber, ülkemizde de CNN Türk web sitesi (23 Aralık 2008) ve Star gazetesi (24 Aralık 2008) gibi basın organlarında yerini buldu. Haberde, 385 milyon yıl önce yaşamış olan örümceğin, günümüz örümcekleri gibi iyi ağ üretemediği iddia ediliyor ve örümceklerin hayali evrimle sonradan ağ kurabildikleri iddiası yer alıyordu.

Bu sahte iddia, insanları yalnızca aldatmak içindir. Ve Darwinist münasebetsizlik bu iddia ile yeniden kendisini göstermiştir.

Darwinistler, söz konusu örümcek ile ilgili bu iddialarını canlının ipek üretmeye yarayan organlarının günümüz örümceklerindeki gibi olmadığından yola çıkarak ortaya atmışlardır. Ancak bu mantıksız bir iddiadır. Günümüzde bile örümceklerin ağ kurma sistemleri farklı farklıdır. Bunlar arasında düzgün sprial şeklinde ağ kuran örümcekler olduğu gibi, huni şeklinde ağ örenler, saçak altlarına düz ağ örerek av bekleyenler, kement atanlar, kendisini ağının içine saranlar ve bunun gibi yüzlerce örümcek çeşidi vardır. Bunların tümünün söz konusu ağı oluşturacak yapıları ve sistemleri farklıdır. 385 milyon yıl önce yaşamış olan bu canlının, günümüzde yaşayan, farklı ağ tipleri oluşturan dolayısıyla farklı anatomik yapıya sahip olan bir örümcek çeşidi olması muhtemeldir. Taşlaşmış bir fosil kalıntısından Darwinistlerin bunun değerlendirmesini yapabilmesi mümkün değildir.

Aynı şekilde Darwinistlerin taşlaşmış bu fosile bakarak, ipek üreten organların kapsamlı yapılarını belirlemeleri de mümkün değildir. Darwinistler genellikle fosillerin ortaya koydukları gerçekleri görmektense, fosiller üzerinde spekülasyon yapmayı tercih ederler. Bu konuda Darwinistlerin yıllarca sudan karaya çıkan ara form olarak göstermeye çalıştıkları Coelacanth’ı hatırlamakta fayda vardır.

400 milyon yıl öncesinden beri var olan ve fosilleri üzerinde evrimci spekülasyonlar nedeniyle sudan karaya hayali geçişin en önemli örneği olarak lanse edilmiş olan Coelacanth, yıllarca Darwinist yayınların en gözde malzemesiydi. Darwinistler, fosili karşılarına alarak, fosil üzerindeki bazı yapıların ilkel akciğerler olduğunu, yüzgeçlerin ise karaya çıkmak üzere evrimleşmeye başladığını iddia etmişlerdi. Fakat Darwinistlerin bir ara geçiş formu olduğunu ve bu sebeple türünün milyonlarca yıl önce tükendiğini iddia ettikleri Coelacanth’ın canlı örneğinin bulunması, bütün planlarını alt üst etti. Darwinistler artık Coelacanth hakkında yalan söyleyemiyorlardı. Çünkü Darwinistlerin yıllarca canlının ilkel akciğerleri olarak gösterdikleri yapılar yalnızca birer yağ kesesiydi. İlkel bacaklar olarak propagandasını yapmış oldukları yapılar ise canlıya ait mükemmel yüzgeçlerdi. Denizden karaya adım atmak üzere olduğu iddia edilen bu canlı, aslında sığ sulara çıktığı anda bile hemen ölen, ancak 180 m derinlikte yaşayabilen bir dip balığıydı. Ve evrimcilerin en temel malzemesi olmuş olan bu canlı, günümüz denizlerinde 300’den fazla kez canlı olarak bulunmuştu.

Yani Darwinist aldatmaca bir kez daha deşifre olmuştu.

Darwinistler bu açık kitle kandırmacasına rağmen, Coelacanth hakkında uzun yıllar sürdürdükleri yalanı, başka örneklerde de kullanmaya çalışmaktadırlar. 385 milyon yıllık örümcek fosili mükemmel görünümdedir. Ve açıkça, ilkokul, ortaokul öğrencilerinin bile rahatça anlayacağı şekilde günümüz örümceklerinden tam anlamıyla farksızdır. Günümüz örümceklerinin 385 milyon yıl önce, bugünkünden farksız şekilde var oldukları gerçeği ise, Darwinistlerin kabusudur. İşte bu nedenle Darwinistler, evrimi çürüten bu mükemmel örneği bir yolla evrimci spekülasyon malzemesi yapmaya çalışırlar. İnsanlarda bu canlının (hayali şekilde) evrimleştiğine dair bir izlenim bırakmak, bu mükemmel örnekte sahte evrimin varlığını kanıtlayacak bir kusur oluşturmak isterler. Görünürde her şey mükemmel olduğu, böyle bir kusur olmadığı için, insanların görmedikleriyle ilgili konular uydururlar. İşte 385 milyon yıllık örümcekte de yapılmış olan budur.

Darwinistler, bu mükemmel canlıda, kimsenin tespit edip doğruluğunu araştıramayacağı şekilde ipek üreten yapıların “evrimleşmediğini” öne sürerek insanları aldatma amacındadırlar. Oysa canlı mükemmel görünümdedir. Günümüz örümceklerinden farksızdır. 385 milyon yıldır hiç değişmemiştir. Bugünkü görünümü ile 385 milyon yıl önce aniden var olmuş, yaratılmıştır. Bu kusursuz fosil örneği, evrimi kesin olarak ortadan kaldıran son derece önemli bir delildir.

Darwinistler yaşayan fosiller nedeniyle panik içindedirler. Yıllardır saklamaya çalıştıkları 100 milyon fosilin evrimi çürütüp yok etmiş olduğunu anlamışlardır. Bu fosillerin ortaya çıkmış olmasının, tıpkı Darwin’in kendisinin de itiraf etmiş olduğu gibi1 , teoriye büyük bir itiraz olacağını, yani teoriyi yok edeceğini fark etmişlerdir. Artık yaşayan fosilleri gizleme imkanları olmadığından, yeryüzünde bulunmuş bütün fosillerin evrimi reddettiği tüm dünya tarafından anlaşılmış olduğundan, telaş, yıkım ve çöküş içindedirler. Darwinistlerin, panik içinde yalana başvurmalarının, mükemmel yaşayan fosiller üzerinde spekülasyonlara devam etmeye çalışmalarının sebebi budur.

Fakat Darwinistlerin inanmakta zorlandıkları, daha doğrusu inanmak istemedikleri gerçek şudur: Artık insanlar, gazete sayfalarında veya internette 385 milyon yıllık bu örümcek resmini gördüklerinde, bunun bir yaşayan fosil olduğunu ve evrimi çürüten önemli bir delil olduğunu düşünmektedirler. Bu fosil hakkında yapılan evrimci propaganda onları hiç ilgilendirmemektedir. Çünkü Darwinist propagandaların yalana dayandığını, yaşayan fosillerin ise bilimsel birer gerçek olduğunu, canlıların evrimleşmediklerini, yaratıldıklarını ispatladığını bilmektedirler. Tüm dünyaya yayılmış olan Yaratılış Atlası, bu önemli gerçeği insanlara açık delilleriyle göstermiştir.

Bir canlının var olması Rabbimiz’in “Ol” emriyledir. YÜCE ALLAH bir canlıyı, 385 yıl önce de şimdi de, daha öncesinde de daha sonrasında da, mükemmel ve kusursuz şekilde yaratmaya kadirdir. Allah’ın büyüklüğünü ve yaratmadaki üstünlüğünü kavramak istemeyenler, hala sahtekarlıklarla insanları aldatabileceklerini zannetseler de, Allah’ın dilemesiyle mutlaka batıl olan yok olacak, hak olan galip gelecektir.

“Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka böyle bağlantılarla dolu değil? Jeoloji iyi derecelendirilmiş bir süreç ortaya çıkarmamaktadır ve belki de bu benim teorime karşı ileri sürülecek en büyük itiraz olacaktır.” (Charles Darwin, The Origin of Species, s. 172, 280)

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo