Evrimci Masalları Altüst Eden Yaşayan Fosiller
ucgen

Evrimci Masalları Altüst Eden Yaşayan Fosiller

40902

Evrim teorisinin iddiasına göre, yeryüzündeki canlı türleri ortak bir atadan, küçük değişiklikler sonucunda türemişlerdir. Diğer bir deyişle, teoriye göre, canlı türleri birbirinden kesin farklılıklarla ayrılmamakta, süreklilik göstermektedir. Ancak, doğada yapılan gözlemler, bilimsel kanıtlar ortada iddia edildiği gibi bir süreklilik olmadığını göstermiştir. Örneğin fosil kanıtlarına göre canlılar dünyasında birbirinden belirgin değişikliklerle ayrılan, farklı kategoriler vardır.

Bir bitki ya da hayvanın eski jeolojik çağlardan bu yana yerkabuğunda korunmuş olan kalıntılarına ya da izlerine fosil denir. Yeryüzünün her tarafından derlenmiş olan fosiller, yaşamın başlangıcından bu yana yeryüzünde yaşamış canlılar hakkında bilgi veren en önemli kaynaktır.

Evrimin Fosillere Yenilişi

Gazete ve dergilerde zaman zaman haber olarak verilir: "200 milyon yıllık sivrisinek fosili bulundu!", "30 milyon yıllık kertenkele fosiline rastlandı"... Bu tarz haberleri okuyanlar, kimi zaman bu fosillerin ayrıcalıklı ve eşine az rastlanır olduğunu düşünebilirler. Ama bu hatalı bir bilgidir.

Yeryüzünün büyük bir kısmı, günümüz canlılarının milyonlarca yıllık fosil örnekleri ile doludur. Bunların çok büyük bir kısmı ele geçirilmiştir ve paleontologlar kazıp araştırdıkları her yerde, kusursuz donanımlarıyla günümüz canlılarının fosil örneklerine halen rastlamaktadırlar. Bunların tümü ülkelerin müzelerinde tutulmaktadır. Milyonlarca yıllık örümcek, karınca, sinek, akrep, yengeç, kurbağa ve daha pek çok soyu tükenmiş veya tükenmemiş canlı fosili, hatta amber içinde tüm detaylarıyla saklı kalmış örneklerin binlerce hatta yüz binlercesi, müzelerde yer almaktadır. Ancak bunların sayıca çokluğu kitaplara ve gazetelere pek yansıtılmaz, bilimsel dergi, forum ve söyleşilere konu olmazlar.

Peki Bunun Nedeni Nedir?

Bunun nedeni, bulunan her fosilin, evrimi yıkan bir delil olmasıdır. Bulunan her bir yaşayan fosil örneği, Darwinistlerin yaşamlarını adadıkları sahte teoriyi yok edecek güçtedir. Bu nedenle söz konusu fosillerin bir kısmı evrimcilerce gizli tutulmaya çalışılmıştır.

Tam 70 yıl boyunca Smithsonian Institution'da gizlenen Kambriyen canlılarının, bir başka deyişle dünya tarihinin en eski kompleks canlılarının fosilleri, bu konuda önemli bir örnektir. Charles Doolittle Walcott, ABD'nin ünlü müzelerinden Smithsonian Institution'da görevli yönetici (1907-1927) ve bir paleontologdu. Kanada'nın Rocky Dağları civarındaki Burgess bölgesinde fosil araştırmalarına başladı. 31 Ağustos 1909 günü, Walcott, paleontoloji tarihinin en büyük bulgularından birini ele geçirdi: 530 milyon yıl öncesinde yaşanmış Kambriyen dönemine ait ilk fosiller... (www.yasayanfosiller.com)

Walcott topladığı fosillerin hangi filumlara ait olduğuna baktığında çok şaşırdı. Çünkü bulduğu fosil tabakası çok eskiydi ve bundan daha eski tabakalarda kayda değer bir yaşama rastlanmamıştı; ama bu tabakada bilinen filumların neredeyse tamamına ait canlılar vardı. Dahası hiç bilinmeyen filumlara ait fosiller de bulmuştu. Bu, hayvanlar alemindeki tüm vücut yapılarının aynı jeolojik devirde, bir arada ortaya çıktıklarını gösteriyordu.

Bu ise Darwin'in teorisi için yıkıcı bir darbe oluşturuyordu. Çünkü Darwin canlıların yavaş yavaş dallanan bir ağacın kolları gibi geliştiğini ileri sürmüştü. Darwin'in kurguladığı evrim ağacına göre, önce türler belirmeli, ardından yeryüzünde tek bir filum olmalı, sonra uzun zaman dilimleri içinde farklı filumlar yavaş yavaş ortaya çıkmalıydı. Oysa Walcott, günümüzden yaklaşık 530 milyon yıl önce, günümüzde var olan tüm filumların, hatta daha da fazlasının aynı anda ve aniden ortaya çıktıklarını gösteren kanıtlarla yüz yüzeydi. Bu, türlerden başlayarak uzun zaman dilimlerinde kademelerle filumların oluştuğunu varsayan hayali "evrim ağacı"nı tamamen ortadan kaldırmaktaydı. Canlı tarihinin daha en başında tüm türleri kapsayan kompleks özellikler, toplam 50 ayrı filumu temsil eden birbirinden kompleks fosil örnekleriyle en mükemmel şekilde sergilenmişti.

Kademeli evrim safsatasını tümüyle ortadan kaldıran yaklaşık 530 milyon yıllık bu fosiller, ancak 70 yıl sonra gizlendikleri yerden çıkarılmış ve dünyaya tanıtılmıştır. Çünkü Walcott, elde ettiği fosilleri bilim dünyasına açmak yerine, gizlemeye karar vermiştir.

Smithsonian Müzesi'nin müdürü olan Walcott koyu bir Darwinistti. Evrim teorisine göre bu denli eski kayalarda, nispeten basit yapıda fosillerin bulunması beklenirdi. Oysa bulduğu fosillerin komplekslik açısından günümüzde yaşamakta olan yengeç, deniz yıldızı, solucan gibi canlılardan hiçbir farkı yoktu. Darwinistler açısından işin en endişe verici yanı ise Burgess Shale'de de, daha eski kayalarda da bu canlıların atası olabilecek hiçbir fosil örneğinin bulunamamış olmasıydı.

Bu açmazlarla karşılaşan Walcott, elde ettiği fosillerin evrim teorisine büyük bir sorun oluşturacağından emin olduğu için, bunları açıklamak yerine, çektiği bazı fotoğrafları, birtakım notlarla birlikte Smithsonian Institution'a yolladı. Fosiller burada yetmiş yıl kadar unutulacakları çekmecelere kilitlendiler. Burgess Shale fosillerinin gün ışığına çıkması, ancak 1985 yılında, müzenin arşivlerinin yeniden incelenmesi sayesinde oldu. İsrailli bilim adamı Gerald Schroeder bu konuda şu yorumu yapar:

Eğer Walcott isteseydi, fosiller üzerinde çalışmak üzere bir ordu dolusu öğrenciyi görevlendirebilirdi. Ama evrim gemisini batırmamayı tercih etti. Bugün Kambriyen Devri fosilleri Çin'de, Afrika'da, İngiliz Adaları'nda, İsveç'te ayrıca Grönland'da da bulunmuş durumdadır. (Kambriyen Devrindeki) Patlama, dünya çapında yaşanmış bir olaydır. Ama bu olağanüstü patlamanın doğasını tartışmak mümkün olmadan önce, bilgi gizlenmiştir. (Gerald Schroeder "Evolution: Rationality vs. Randomness")

Evrimin geçersiz bir teori olduğunu kesin olarak ortaya çıkaran bu fosiller, halen evrimcilerin tam anlamıyla açıklamasız kaldıkları ve teori için en büyük zorluklardan biri olarak gösterdikleri kusursuz birer yaratılış delilidirler.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo