Vatan gazetesi, olmayan bir evrim sürecinin savunuculuğunu yapmış ve insanın hayali evrimine dair son derece mantık dışı ve delilsiz iddialarda bulunmasının ardından, insanın evriminin devam ettiğini iddia etmiştir. Vatan gazetesinde konuyla ilgili ifadeler şu şekildedir:
"Canlıların evrimleri bir süreç değil, doğa ve yaşam şartlarına bir ayak uydurmadır. Yani bedenin herhangi bir yerindeki veya tek bir gendeki değişim, canlının hayatta kalma olasılığını artıran bir sistemdir."
Vatan gazetesi, bu sözlerle genlerdeki mutasyonları devam etmekte olan evrimsel bir süreç olarak göstermeye çalışmakta, tamamen gerçekdışı bu iddiayla okurlarını yanıltmaktadır. Genlerdeki mutasyonları evrimsel bir süreç olarak öne sürmek, genlerin de bu yolla ortaya çıktığını öne sürmekle aynı şeydir- ki bu, gerçekleşmesi tümüyle imkansız bir senaryodur.
Bilindiği gibi vücuttaki 100 trilyon hücrenin her birinin çekirdeğinde bulunan DNA molekülü, insan vücudunun eksiksiz bir yapı planını içerir. DNA"daki bu bilgi bu molekülü oluşturan dört özel molekülün diziliş sırası ile kodlanmıştır. Nükleotid (veya baz) adı verilen bu moleküller, isimlerinin baş harfleri olan A, T, G, C ile ifade edilirler. İnsanlar arasındaki tüm yapısal farklar, bu harflerin diziliş sıralamaları arasındaki farktan doğar. Eğer DNA"daki bu genetik bilgiyi kağıda dökmeye kalksak, yaklaşık 500"er sayfalık 900 ciltten oluşan dev bir kütüphane oluşturmamız gerekir. Ama bu inanılmaz hacimdeki bilgi, DNA"nın "gen" adı verilen parçalarında şifrelenmiştir.
Bir geni meydana getiren nükleotidlerde oluşacak tek bir sıralama hatası bile, o geni tamamen işe yaramaz hale getirecektir. Evrimci biyolog Frank Salisbury, böylesine kompleks bir yapının tesadüfen meydana gelme ihtimali için şunları söylemektedir:
"Orta büyüklükteki bir protein molekülü, yaklaşık 300 amino asit içerir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise, yaklaşık 1000 nükleotid bulunacaktır. Bir DNA zincirinde dört çeşit nükleotid bulunduğu hatırlanırsa, 1000 nükleotidlik bir dizi, 41000 farklı şekilde olabilecektir. Küçük bir logaritma hesabıyla bulunan bu rakam ise, aklın kavrama sınırının çok ötesindedir.a 41000"de bir, "küçük bir logaritma hesabı" sonucunda, 10620"de bir anlamına gelir. Bu sayı 10"un yanına 620 sıfır eklenmesiyle elde edilir. 10"un yanında 11 tane sıfır 1 trilyonu ifade ederken, 620 tane sıfırlı bir rakamın gerçekten de kavranması mümkün değildir."1
Böylesine kompleks bir yapıda, tesadüfi mutasyonların meydana gelmesi ve bir geni, yepyeni fonksiyonları olan farklı bir gen haline getirmesi imkansızdır. Kontrollü laboratuvar ortamlarında, genler üzerinde mutasyon deneyleri, daima başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Evrimci yazar Michael Pitman, meyve sinekleri üzerindeki deneylerin başarısızlığını şu şekilde itiraf eder:
"Sayısız genetikçi meyve sineklerini nesiller boyunca sayısız mutasyona maruz bıraktılar. Peki sonuçta insan yapımı bir evrim mi ortaya çıktı? Maalesef hayır. Genetikçilerin yarattıkları canavarlardan sadece pek azı beslendikleri şişelerin dışında yaşamlarını sürdürebildiler. Pratikte mutasyona uğratılmış olan tüm sinekler ya öldüler, ya sakat ya da kısır oldular."2
Evrimciler, tüm bu bilimsel deney sonuçlarını yıllardır görmezden gelir ve bilimin evrimi reddettiğini inkar etmeye çalışırlar. Körü körüne inançlarını "İnsanın evrimi devam ediyor" gibi dogmatik ifadelerle sloganlaştırarak toplumu kendi taraflarına çekmeye çalışırlar. "Genler tekrar mutasyona uğrayacak ve insan değişmeye devam edecek" gibi asılsız iddiaların en önemli sebebi budur. Evrimciler, teorilerinin bilim karşısındaki yenilgisini hazmedememekte yeryüzünde ani ve mükemmel bir yaratılış olduğu gerçeğini kabul edememektedirler. Bu uğurda insanları aldatmaya çalışmaktan çekinmemekte, hayali bir süreci bilimsel terimlerle süsleyerek gerçekmiş gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Ancak bilimsel gerçekler, her geçen gün, evrim masalının bir yalandan ibaret olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Sonuç:
İnsan, Allah"ın en güzel surette yarattığı bir varlıktır. Geçmişte evrim geçirmediği gibi, bu hayali evrim günümüzde de devam etmemektedir. Vatan gazetesine, körü körüne savunduğu evrimci spekülasyonlarına bir son vermesi ve Darwinizm"e olan ideolojik bağlılığını terk etmesi tavsiyesinde bulunuyoruz.
1. Frank B. Salisbury, "Doubts about the Modern Synthetic Theory of Evolution", American Biology Teacher, Eylül 1971, s. 336
2. Michael Pitman, Adam and Evolution, London: River Publishing, 1984, s. 70