.jpg)
İnsan çoğu zaman uyku konusuna derin bir alışkanlıkla yaklaşır. Ertesi sabah yeniden uyanıp yataktan kalkacağından çok emindir. Uyumadan önce ertesi gün için bir çok planlar yapar, giyeceği kıyafeti hazırlar, nereye nasıl gideceğini, kimlerle buluşacağını, hangi işleri takip edeceğini düşünür. Alışveriş, toplantı, işe gitme, doktora gitme gibi bir çok uğraşıları kapsayan bir gün vardır önünde. Sabah uyanacağına emin bir halde planlar gününü. Oysa insan çok büyük bir olay beklerken, uyku sırasında da ölebilir. Hayatı boyunca hastalıklar, ameliyatlar geçirebilir, trafik kazasına uğrayabilir hepsinde de yaşamaya devam edebilir ama hiç beklemediği bir zamanda uykuda ölümle yüz yüze gelebilir. Yüce Rabbimiz Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
Sizi geceleyin öldüren (uyutan) ve gündüzün 'güç yetirip etkilemekte (yapıp kazanmakta) olduklarınızı' bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten (uyandıran) O'dur. Sonra 'en son dönüşünüz' O'nadır. Sonra yapmakta olduklarınızı size O haber verecektir. (Enam Suresi, 60)
Rabbimiz bu ayet ile uykunun bir çeşit 'ölüm' olduğunu belirtmektedir. Allah uykumuzda bizi öldürür, dilediği bir zamanda da yeniden uyandırır. Ama uyuduğumuz zaman, uyanacağımızın hiçbir garantisi yoktur. Bazı insanların kaderinde uyurken ölmek vardır. Allah dilediği kişilerin canını uykuda alır, dilediklerinin ise belli bir zamanda uyanmalarına izin verir:
Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. (Zümer Suresi, 42)
Uykudan uyanmak Allah'ın dilemesi ile olur. İnsan belli bir saate uyanmak için saatini kurar. Saatin çalma sesini duyarak uyandığını zanneder. Oysa saati çaldıran, çalma sesini duymamızı sağlayan, tekrar can veren ve şükredilecek olan yalnızca her şeyin sahibi olan Yüce Rabbimizdir.