Geçtiğimiz yıl gerek Ülkemiz`de gerekse dünyada pek çok önemli olay meydana geldi. Özellikle Türk-İslam dünyasında, birlik olma umutlarımızı pekiştiren nice gelişmeler oldu.
Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nur Sultan Nazarbayev`in Orta Asya Cumhuriyetler Birliği`ni kurma girişimi, güçlü tarihi ve kültürel bağlarımız olan bu bölgede gerçekten de çok ihtiyaç duyulan beraberlik ortamının sağlanmasına büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca, Allah`ın izniyle Türkiyemiz öncülüğünde kurulacak olan Türk-İslam Birliği için de güzel bir altyapı teşkil edecektir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev`in hem Türk Birliği`nin kurulması arzusunu dile getirmesi hem de bu ülkenin KKTC`yi tanıma yolunda başlattığı girişimler Orta Asya`dan yükselen diğer güzel haberlerdendi.
Osmanlı İmparatorluğu`nun dağılmasından sonra, bilhassa Ortadoğu`da düzenin ve istikrarın bir türlü sağlanamamış olması gerçeği, Türk-İslam devletleri halklarının duydukları ‘Osmanlı özlemi`ni iyice arttırmıştır. Cezayir Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Abdelaziz Bouteflika bu özlemi, Ülkemiz`e yaptığı ‘Osmanlı Milletler Topluluğu`nu kuralım` teklifiyle en yüksek ağızdan ifade etmiştir.
KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş`ın da yine Türk Birliği kurulması yönündeki arzusunu açıklaması, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev`in Türk dünyasının daha da yakınlaşması gerektiğini vurgulaması, İslam Konferansı Örgütü`nde ülkelerin birbirleriyle daha sıkı ilişkiler içinde bulunacağı düzenlemelerin yapılmaya başlanması, Avrupa Müslümanlar Birliği`nin kurulması, İslam ülkelerindeki sivil toplum kuruluşlarının bir birlik kurmaları, Türk-İslam Birliği`nin kuruluşuna adım adım yaklaşıldığının geçtiğimiz yıldaki birer işaretiydiler.
Ancak Türk-İslam coğrafyasının pek çok bölümünde hala istikrarsızlığa ve huzursuzluğa neden olan çatışmalar ve gerginlikler yaşanmaktadır. Kuşkusuz hepimizin vicdanını rahatsız eden bölge sorunlarının bir an evvel son bulması ortak dileğimizdir.
Günümüzde bu problemlerin bir türlü çözüme kavuşturulamamasının en önemli nedeni ortak hareket edilmiyor olmasıdır. Hem Müslüman Türk ülkelerin kendi aralarında yaşadıkları sorunlar hem de diğer ülkelerle olan anlaşmazlıklar, Türk-İslam ülkelerinin temsilcilerinin oluşturacağı bir istişare kurulu vesilesiyle adil ve uygulanabilir kararlarla ortadan kaldırılabilecektir. Dayanışmanın arttırılması, ortak değerlerimize sahip çıkılması, her alanda işbirliğine gidilmesi günümüzün en problemli coğrafyalarının en kısa zamanda huzur ve mutlulukla dolmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda, diğer ülkelerle olan ilişkilerde de barışçıl ve sağduyulu bir yaklaşım sergileneceğinden Türk-İslam Birliği`nin kurulması kalıcı bir dünya barışına imkan verecektir. Osmanlı İmparatorluğu`nun bıraktığı boşluğu dolduracak adil ve varlığı ile herkese huzur veren bir Türk-İslam Birliği`nin kurulması temennimizdir.