Bosna-Hersek'in Zenika şehrinde 1995 yılının Mart ayında, Dışişleri Bakanlığı kapsamında yapılan görüşmelerde, Bosna-Hersek Dışişleri Bakanı İrfan Ljubijankic, Türk heyetine çok anlamlı bir armağan verdi. Bu armağan Fatih Sultan Mehmet Han`ın 1463 yılında Bosna`daki gayrimüslimler için yayınladığı ``Ahidname``nin bir kopyasıydı.
28 Mayıs 1463`te Milodraz ikametgahında yazıldığı kaydedilen ve aslı Bosna arşivlerinde bulunan ahidname, Osmanlı İmparatorluğu'nun ve bu imparatorluğa yön veren padişahların hoşgörüsünün ve hükmü altında bulunan azınlıklara olan adaletinin bir göstergesiydi...
600 yıllık Osmanlı idaresi, tüm Osmanlı topraklarında olduğu gibi Bosna ve çevre vilayetler için de adil yönetim altında geçen bir süre olmuştu. Bu dönem adaletin yaygın olarak yaşandığı, hem Müslüman hem de Müslüman olmayan topluluklar için adil, sosyal ve ekonomik olarak üst seviyede bir dönemdi. Dönemin diğer ülkelerinin aksine, Osmanlı topraklarında azınlıkların hakları en üst seviyede korunmuştu. Bunun sebebi ise, Osmanlı`nın, Kuran ahlakının gereklerini ve Peygamberimiz (sav)`in sünnetini samimiyetle uygulamaya çalışmasıydı. İmparatorluğun uzun dönem yaşadığı ekonomik ve sosyal refah da aynı şekilde, Osmanlı`nın din ahlakına göstermiş olduğu titizliğin sonucunda gelen bereket idi.
Osmanlı İmparatorluğu 600 yıldan fazla bir zaman boyunca varlığını sürdürebilmesini Kuran ahlakının gereği olarak göstermiş olduğu bu üstün sevgi, merhamet ve adalet anlayışına dayalı yönetimine borçludur.
Yüce Rabbimiz Kuran'da, Peygamber Efendimiz (sav)`in sevgi ve şefkate dayalı örnek ahlakını şu şekilde bildirmektedir:
"Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever." (Al-i İmran Suresi,159)
Fatih Sultan Mehmet`in İslam ahlakının gereği, adaleti temsil eden ahidnamesi şu şekilde idi:
Murat Han`ın oğlu, daim muzaffer Mehmed, hürmete layık yüce Sultan`ın emri, imzası ve cihan fatihinin parlayan mührü aşağıdadır.:
Ben, Sultan Mehmed Han, bu Ferman-ı Hümayunu`mu haiz Bosnalı Fransiskanların lütfuma sahip olduklarını ve bu emri verdiğimi bütün dünyaya duyuruyorum. Hiç kimsenin bahsi geçenleri veya kiliselerini taciz veya rahatsız etmesine izin verilmeye... Onların Devlet-i Al-i Osmaniye`de sulh içinde ikamet etmelerine izin verile... Devlet-i Aliyem hudutları dahilindeki bütün memleketlerde mevcut manastırlarına herhangi bir korku taşımaksızın geri dönmelerine ve yerleşmelerine izin verile... Ne şehzadem ne vezirlerim veya vazifelilerim, ne de hizmetçilerim veya devletimin vatandaşları onlara hakaret etmeyecek ve onları taciz etmeyecektir. Hiç kimsenin onlara tecavüzüne, hakaret etmesine ve canlarına kastetmesine, mallarına ve mülklerine veya kiliselerinin mal ve mülklerinin tehlikeye atılmasına izin verilmeye... Memleketime hariçten herhangi birini getirmelerine dahi müsaade edilmiştir.
Böylece, bu ferman-ı hümayunu lütufkar şekilde yayınladım ve işbu büyük yemini ettim: Dünya ve ahiretin Yaradanı, bütün canlıların rızıklandırıcısı adına, yedi Mushaf ve Muhbir-i Sadık (Hz. Peygamber s.a.v ) ve koyduğum kılıç adına, onlar hakimiyetime itaatkar ve sadık kaldıkları sürece, hiç kimse yazılanın aksine hareket etmeyecektir.