Tüm balıklar akvaryumları süsleyen Japon balıkları ya da lepistesler kadar cana yakın değildir. Denizlerde kendilerini savunmak için zehirle yaratılmış pek çok balık vardır. Bazı balıklar ise avlanmak için hem kıvrak hem güçlü hem de son derece kesin dişlere sahiptir. İşte suyun altında yüzerken karşılaşmak istemeyeceğiniz 10 tehlikeli balık:
Kaya Balığı
Kaya balıkları, mercan resiflerinin yakınlarında veya deniz dibinde akıllıca hareketsiz durduklarında bir taş kaya görünüp kamufle olurlar. Kaya balığı sessizce durarak kendisine bir avın yaklaşmasını bekler. Eğer kendisine bir saldırgandan tehdit yönelirse diken şeklindeki zehirli sırt yüzgeçlerini açarak savunmaya geçer.
Kaya balığının zehirli yüzgeci oldukça acı verir ve maruz kalan doku hemen şişmeye başlar. Eğer tedavi edilmezse doku ölümü başlayabilir ölüme sebebiyet verebilir. Ne var ki kaya balığı zehrinin özel bir tedavi yöntemi ve panzehiri bulunmaktadır. Bu nedenle ölümle sonuçlanan zehirlenmeler oldukça nadirdir.
Müren Balığı
Bu üç metrelik deniz yılanına benzeyen korkunç yırtıcı genellikle balıkları hedef alır. Ancak kendisine çok yaklaşan dalgıçları ısırdığı da bilinmektedir. Görme yeteneği zayıf olan balığın keskin ve sivri dişlerle dolu büyük ağzı avlanma sırasında kullandığı en ölümcül silahıdır. Avını ağzı ile yakalayan müren balığı onu boğazına doğru sürüklerken ikinci bir çenesi olduğu görülebilir. Ona karşı yapılabilecek en iyi savunma hiç yaklaşmamaktır.
Balon balığı
Üzerindeki dikenler nedeniyle kirpi balığı olarak isimlendirilen bu deniz canlısı sevimli görünümüne karşın oldukça tehlikelidir. O kadar ki bilinçsizce yenildiklerinde ölümle sonuçlanan zehirlenmeye yol açtığı için dünyanın en ölümcül balıklarından biri olarak bilinirler. Buna karşın zehirli kısımları (karaciğer, yumurtalıklar, gözler ve deriler dahil) çıkartılarak yenmesi de mümkündür. Japon lokantalarında fugu olarak isimlendirilen bir menüye dahildir. Balığı sofraya hazırlayan aşçılar bu konuda özel eğitim almış lisanslı kişilerdir. Lisanslama sayesinde balon balığı zehirlenmelerini sayısı azalmışsa da hala pek çok amatör evde pişirmeye çalıştığı balon balığı yüzünden zehirlenebilmektedir.
Deniz dibinde pek çok avcı balon balığının zehirli olduğunu bilir ve onu yemeye yeltenmez. Ancak yine de bir saldırgan tarafından tehdit edilirse kendisini bir şişirir. Dikenlerle kaplı bir top haline gelen balığı saldırganın dişlemesi imkânsız hale gelir.
Vücudunun her yeri zehir ile dolu iken kendisinin bundan bir zarar görmemesi, şişmesini sağlayan mekanizma ve vücudunu kaplayan dikenlerin bir silaha dönüşmesi balığın Allah’ın yaratışı sonucu ortaya çıkmış benzersiz savunma mekanizmalarıdır.
Vatoz
Bir vatozun saldırısına uğrama ihtimaliniz yok denecek kadar azdır; bu nazik yaratıklar günlerini deniz yatağındaki kuma gömerek ve okyanusun içinde zarifçe süzülerek geçirirler. Yine de kendilerini kazara rahatsız eden insanları yaraladıkları biliniyor.
Hayvan tehdit edildiğinde yaptığı şey yüzerek hızla oradan uzaklaşmaktır. Ancak tehdit karşısında hepten savunmasız da değildir. Yüzmek için dalgalandırdığı kuyruğunun içinden oldukça zehirli bir iğne çıkar.
İğneleri, kuyruklarının kökünün yanından bir koruma silahı olarak dışarıya uzanan ve hançere benzeyen bir organdır. Vatozun iğnesi, avını ele geçirmekten çok savunma amaçlıdır. Örneğin, bu iğnesini kendisine saldıran köpek balığının etine batırarak deler ve dışarıdan basınç uygulamak suretiyle keskin iğnelerini daha derine batırırlar. İğnenin alt kısımlarındaki deliklerden zehrini akıtırken iğnesi çıkmasın diye, iğnesinin kenarlarında dikenli tellerin dikenleri veya bit olta iğnesinin kancasının geriye çıkmasına engelleyen çıkıntılar vardır.
Büyük Beyaz Köpekbalığı
Büyük beyaz köpekbalığı ölümcül balıkların belki de en ünlüsüdür. Büyük beyaz köpekbalığının boyu 6 m'ye kadar çıkabilir ve ağırlığı da 1.800 kg’a ulaşabilir. Hayvanın dişleri tutma için değil parçalama için yaratılmıştır çünkü çene yapısı ve dişlerin şekli çiğneme ve öğütmeye uygun yaratılmamıştır. Yassı üçgen biçimli kesici dişler kırılma kopma gibi durumlarda yeniden çıkar.
Güçlü çenesi ve üç sıra halinde dizili ustura kadar keskin dişleri ile avını parçalayarak yutar. Avları arasında orkinos, yunus balığı, balina, fok ve penguen yer alır. Büyük bir av yakaladığında bununla bir şey yemeden 2 ay idare edebilir. Büyük beyaz köpek balığı diğer köpek balıkları gibi koku almada çok hassastır. 100 litre suda tek bir kan damlasının kokusunu fark edebilir. Sudaki elektriksel yük değişimlerine karşı oldukça hassas algılayıcıları da vardır. Bir voltun binde beşi kadar değişimleri bile fark edebilirler. Avının atan kalbinin ya da solungaçlarının yaydığı elektriği fark edecek kadar hassastırlar.
Su içinde hareketini kolaylaştıran ve ona atiklik kazandıran bir vücut şekline sahip olması nedeniyle oldukça iyi bir yüzücüdür. O kadar ki üç ayda Güney Afrika’dan Avustralya’ya yüzerek gidip gelen köpek balıkları bilinmektedir.
Aslan Balığı
Dünyanın her yerindeki dalgıçların ve şnorkelle dalış yapanların kalbine korku salabilen bu deniz yırtıcısı, güzel olduğu kadar tehlikeli bir yaratılışa sahiptir. Bunun nedeni, yumuşakça salınan yüzgeçlerinin arasında, geçici felç, nefes darlığı ve mide bulantısı gibi semptomlara neden olan bir düzineden fazla zehirli dikenin bulunmasıdır.
Kızıldeniz’de ve Hint-Pasifik bölgesinin tamamında görülebilen aslan balığı, kıyıya yakın yerler ile 50 metre derinlik arasındaki kısımlarda yaşarlar. Gözlerinin üzerinde ve ağızlarının altında pervane benzeri yüzgeçlere sahiptirler. Aslan balığı avlanırken bu yüzgeçleri açar ve avını köşeye kıstırır. Kaçma imkânı kalmayan av sonunda balığa yem olur.
İnsanlara saldırısına rastlanmayan uysal yaratıklardır. Yaralanmalar, balığı yakalamaya çalışırken meydana gelir. Üst kısımlarında bulunan iğnelerin insan ile teması sonucunda birkaç gün süren yanma, terleme ve solunum zorluğu görülebilir, hatta alerjisi olanlarda ölüme bile neden olabilir.
Candiru
Amazon Nehri'nde yaşayan bir tatlı su balığıdır. Candirular küçük balıklardır, yetişkin Candiru balıkları kan emerken başları şişer ve yaklaşık 40 cm büyüyebilir. Vücudu oldukça saydam yapıya sahip olduğu için suyun içerisinde görünme olasılığı çok düşüktür. Başının etrafında bıyık ve solungaçlar vardır bunları duyu organı olarak kullanır. Amazon nehrinde yaşayan balıkların solungaçlarının üzerinde parazit olarak yaşadığı gibi, Amazon Nehri'nden geçen hayvanların boşaltım sistemine kaçarak burada kan ile beslenmesi ile ünlüdür. Bu nedenle bu balığa vampir balık denilmektedir.
İnsanların boşaltım sistemine girmesi çok nadirdir ve genellikle efsane olarak bilinir. Ancak yine gerçekleşirse Candiru balığı doktor müdahalesiyle çıkarılmazsa ölüme neden olabilir.
Elektrikli Yılan Balığı
Elektrikli yılan balıkları (Electrophorus electricus), Amazon bölgesinde yaşayan ve elektrik üretebilme yeteneğine sahip olan balıklardır. Bu balıklar, vücutlarında ürettikleri elektrikle avlarını hareketsiz hale getirme ve düşmanlarını şok edip öldürme konusunda ustadırlar. Elektrikli yılan balıkları, elektrik akımını 650 volta kadar çıkarabilir ve bu miktarda bir voltaj, televizyonu çalıştırmak için kullanılandan daha güçlü bir elektrik yüküdür ve bir insanı öldürebilir. Hatta yılan balığının kimi zaman boşaltabildiği 800 voltluk elektrik şoku, bir atı öldürmeye yeterlidir
Elektrikli yılan balıkları, Allah'ın yaratmasındaki üstünlüğün ve çeşitliliğin örneklerinden biridir. Bu balıklar, suda yaşayan bir canlının elektrik üretmesi ve bu elektriği kontrollü bir biçimde kullanması gibi olağanüstü özelliklere sahiptirler. Bu özellikler, Allah'ın yaratmasındaki harikalığı ve mükemmelliği göstermektedir.
Baraküda
Deniz turnası olarak da bilinen baraküda denizlerin avcı sınıfında bulunan mükemmel özelliklere sahip olarak yaratılmış bir balıktır. Boyu iki metreye kadar ulaşan baraküda 3 saniye içinde 100 km’ye çıkan bir hıza ulaşabilir. Hızları ve keskin dişleriyle tanınan baraküdalar saldırgan olabilirler. İnsanlara saldırarak ciddi yaralanmalara neden oldukları biliniyor; ancak saldırıların, insanları bir balıkla karıştırma ya da metal takıların parlamasından kaynaklı olduğu düşünülüyor. Bununla birlikte, çok nadir de olsa, baraküda saldırılarında ölümle sonuçlanabilmektedir.
Piranalar
Güney Amerika'daki akarsularda yaşayan, küçük ama yırtıcılığıyla dikkat çeken balık türüdür. Bu balıklar tatlı su balıklarıdır, denizlerdeki gibi tuzlu sularda yaşayamazlar.
Piranaların en belirgin özelliği iri ve sivri dişleridir. Güçlü kaslara bağlı alt ve üst çenesinde sıralanmış olan ustura gibi dişler ağız kapandığında birbirlerine sıkıca kenetlenir. Böylece pirana kendinden çok daha iri olan avından büyük parçalar koparabilir.
Jilet gibi keskin dişlere ve herhangi bir balık için kaydedilen en güçlü ısırma kuvvetine sahip bir balıktır. Bazı türler bir insandan büyük bir parça koparabilir veya bir el ya da ayak parmağını kesebilir. Ancak saldırıların büyük çoğunluğu tek bir ısırıktan oluşur. Binlerce yırtıcı piranadan oluşmuş büyük sürüler suya giren ya da düşen sığır ve kapibara gibi iri hayvanlara saldırdığı bilinmektedir.
12 farklı türe sahip piranaların tamamı saldırgan ya da etobur değildir. Yine de avcı türün sürüsüyle karşılaşma bir saldırıya yol açabilir. Pirana saldırıları daha çok yüzücüler balıkların nehir yatağındaki yuvasını rahatsız ettiğinde gerçekleşir. Piranaların durduk yerde gerçekten insanları öldürüp öldürmediği henüz net değil. Sürüler oluşturuyorlar ama bu daha büyük avları sürüler halinde avlamaktan çok, güvenlik arayışıyla ilgili gibi görünmektedir.
Balıklardaki bu avlanma ve saldırı sistemleri, yaratılışın harikalarındandır ve bu sistemlerin detayları, Allah'ın üstün yaratma sanatını gözler önüne serer. Çünkü;
Kusursuz Tasarım ve Uyum: Balıkların avlanma sistemleri, olağanüstü bir tasarım ve uyum içerir. Örneğin, baraküda suda oldukça hızlı yüzmesini sağlayan mekik formundadır. Köpek balığının ana silahı olan dişlerin kılıp dökülse bile yenilenir. Bu hali ile bir tabancadaki bitmeyen şarjör gibidirler. Aynı şekilde, balon balığı hızlıca işleyen bir şişme mekanizmasına sahiptir. Eğer vücudu dikenlerle kaplı olmasaydı şişme düşmanın ısırıklarına karşı tek başına bir koruma sağlamazdı.
Özel Yetenekler: Her hayvan, yaşadığı ortama ve karşılaştığı tehlikelere uygun özel yeteneklerle donatılmıştır. Örneğin, yılan balığı sığ sulardadır ve bir köpek balığı kadar atik değildir. Ancak ürettiği güçlü elektrik bu dezavantajları yok eder. Bu tür özel yetenekler bu canlıların evrimle zaman içinde oluşmadığını ortaya koyar. Bu kusursuz yaratılış Allah'ın yaratma sanatının delillerindendir.
Ekosistem Dengesi: Hayvanların avlanma ve savunma sistemleri, ekosistemdeki dengeyi korur. Örneğin, köpekbalıklarının soyu tükense, onların avladığı fokların, penguenlerin ve diğer hayvanlar hızla çoğalır ve ekosistemde büyük bir dengesizlik ortaya çıkar. Bu özel denge, Allah'ın her canlıyı birbiriyle uyum içinde yarattığını bize gösterir.
İlham ve Bilinç: Hayvanların sahip oldukları bu yetenekler, onlara Allah tarafından ilham edilmiştir. Örneğin, kayabalığının bir kayaya gerçekten çok benzemesi ve kendine benzeyen kayaların yanında durmayı tercih etmesi Allah’ın bu balığa ilhamının bir sonucudur. Kaya balığının evrimsel süreçlerle vücudunun tam bir kaya görünümüne dönüştüğüne dair tek bir somut bilimsel delil dahi mevcut değildir.
Sonuç olarak saldırı ve savunma sistemleri balıkların bilinçli olarak yapamayacakları kadar karmaşıktır ve bu da Allah'ın her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir yaratıcı olduğunu gösterir.
Yalnız balıklardaki değil tüm hayvanlardaki avlanma ve saldırı sistemleri, Allah'ın yaratma sanatının muhteşem örnekleridir. Bu sistemler, hayvanların hayatta kalmasını ve türlerini devam ettirmesini sağlar ve aynı zamanda Allah'ın kudretini ve yaratma bilgisini gözler önüne serer. Bu harika sistemler, tesadüflerle açıklanamayacak kadar karmaşık ve mükemmeldir.
“Ellerimizin yaptıklarından kendileri için nice hayvanları yarattığımızı görmüyorlar mı? Böylece bunlara malik oluyorlar.” (Yasin Suresi, 71)