Üçleme inancı neden tehlikelidir?
ucgen

Üçleme inancı neden tehlikelidir?

39040

Günümüzde bazı Hristiyanların savunduğu üçleme ve üçlü birlik inancı, çok ciddi bir yanılgı, Allah'a ve Hz. İsa (as)'a atılmış büyük bir iftira olmasının yanı sıra aynı zamanda çok ciddi bir tehlikedir. Hristiyanların üçleme ya da üçlü birlik olarak ifade ettikleri inançlarının, İncil'lde öğretilen Allah'ın birliği inancı ile ne şekilde çeliştiğine, üçlemenin Hz. İsa (as)'dan sonra, yapılan yanlış yorumlamaların sonucu yaygınlaştığına daha önceki yazılarımızda değinmiştik. Ayrıca Hz. İsa (as)'ın Allah'ın tecellisi olmasının, haşa Allah'ın Zatı demek olmadığına ve bunun Allah'ın adetullahına, Allah'ın yüceliğine, Allah'ın sıfatlarına ve akla ve mantığa kesin olarak aykırı olduğunu da bu yazılarda açıklamıştık. (Konuyla ilgili diğer yazıları buradan ve buradan okuyabilirsiniz.) Zaman zaman söz konusu yazılarda bu yanlış inancın büyük bir tehlike olduğunu da ifade etmiştik. Hristiyan kardeşlerimizin üçleme inancının getirdiği ve getirebileceği bu tehlikelerin farkında olmaları büyük bir önem taşımaktadır. Bu tehlikelerin başlıcaları şunlardır:

1. Şirk tehlikesi:

İncil'e göre de, Tevrat ve Kuran'a göre de Allah'a ortaklar koşmak şirk anlamına gelir. Dolayısıyla samimi Hristiyanlar, üçleme inancı ile farkında olmaksızın Hz. İsa (as)'ı Allah'a ortak koşarak (Allah'ı tenzih ederiz) bu büyük şirk tehlikesinin içine düşmektedirler. Bu şirk tehlikesi, göz ardı edilebilecek tali bir konu değildir. Yüce Allah Kuran'da bu büyük şirk tehlikesinden dolayı neredeyse, "gökler paramparça olacak, yer çatlayacak ve dağlar yıkılıp göçüverecekti" diye buyurmaktadır (Meryem Suresi, 90). Şirk, Allah'ın Katında büyük bir suçtur. Allah Kuran'da bu günahı işleyenlere karşı tehdidini şöyle bildirmektedir:

Gerçekten, Allah, Kendisi'ne şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa Suresi, 48)

Allah, İncil'de de Hristiyanlara şirki yasaklamıştır:

Ölümsüz Allah'ın yüceliği yerine ölümlü insana,kuşlara, dört ayaklılara, sürüngenlere benzeyen putları yeğlediler [Allah'ı tenzih ederiz]... Onlar Allah ile ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan'ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. [Allah'ı tenzih ederiz.] Oysa Allah sonsuza dek övülmeye layıktır... (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 1:23-25)

İsa ona şu karşılığı verdi: "'Allah'ın olan Rab'be tap, yalnız O'na kulluk et' diye yazılmıştır." (Luka, 4:8)

Allah'ın birliği konusu da İncil'de geniş ve açık bir şekilde yer almaktadır. Hatta İncil'den bir pasajda, Hz. İsa (as) Allah'ın en önemli buyruğunun Allah'ı birlemek olduğunu bildirmektedir:

Onların tartışmalarını dinleyen ve İsa'nın onlara güzel yanıt verdiğini gören bir din bilgini yaklaşıp ona, "Buyrukların en önemlisi hangisidir?" diye sordu. İsa şöyle karşılık verdi: "[Allah'ın buyruklarının] en önemlisi şudur: 'Dinle, ey İsrail! Allah'ımız Rab tek Rab'dir… Din bilgini İsa'ya, "İyi söyledin, öğretmenim" dedi. "'Allah tektir ve O'ndan başkası yoktur' demekle doğruyu söyledin." (Markos, 12:28-32)

(İncil'de Allah'ın birliği ve Allah'a şirk koşmadan iman etmenin öğütlendiği bölümleri buradan okuyabilirsiniz.)

Bazı Hristiyanlar bu açıklamalara karşı, kendilerinin gerçekte tek Allah'a iman ettiklerini; Hz. İsa (as)'ı Allah'tan ayrı bir varlık kabul etmediklerini; (Allah'ı tenzih ederiz) tek bir varlığın beden, ruh ve bilinç gibi üç farklı yönde tezahür ettiği gibi bir tevil öne sürebilirler. Fakat bu açıklama, özünde çok ciddi çelişki ve yanılgılar barındırmaktadır. Bu konuyla ilgili açıklamalarımızı buradan okulabilirsiniz.


Hz. İsa'nın gelişini görmek isteyenler, Hıristiyanlıktaki üçleme inancının sonlanması ve tek Allah'a inancın yerleşmesi için çaba harcamalı.

Adnan Oktar’ın 26 Temmuz 2010 tarihli Adıyaman Asu TV ve HarunYahya.TV röportajlarından

 

2. Emeklerin boşa gitmesi tehlikesi

Üçleme yanılgısı ile samimi Hristiyan kardeşlerimizin karşı karşıya kalacağı en büyük tehlikelerden biri de, Allah adına yaptıklarını iddia ettikleri tüm emeklerin boşa gitmesi ihtimalidir. Hatırlatmaları ve uyarıları dikkate almadan, sırf bu yanılgıdan dolayı şirk içinde yaşayan, bu konuda vicdanına başvurmayan, fakat kendisini doğru yolda zanneden Hristiyanlar için bu çok büyük bir tehlikedir. Böyle bir tehlikenin küçük görülmemesi gerekmektedir. Allah Kuran'da, "çalışmış, boşuna yorulmuş" olanları haber vermiştir (Gaşiye Suresi, 3). Tevrat'da ise samimi iman edenlerin duaları şöyledir: "Tanrımız Rab bizden hoşnut kalsın. Ellerimizin emeğini boşa çıkarma. Evet, ellerimizin emeğini boşa çıkarma." (Mezmurlar 90:17). Dolayısıyla ahirette çalışıp emekleri boşa çıkan insanlar olacaktır. Samimi bir dindarın böyle bir tehlikeyi kendisinden uzak görmemesi, vicdanına başvurması şarttır. Yıllarca üçleme inancının doğru olduğu telkinini almış Hristiyan kardeşlerimizi Allah, şu anda bu hatırlatma ve uyarılarla vicdani bir muhasebe yapmaya çağırmaktadır.


Hıristiyanlıktaki üçleme düşüncesi şirktir

Adnan Oktar'ın 3 Aralık 2009 tarihli Çay TV ve Maraş Aksu TV röportajından

 

3. Gizli dinsizlik ve ateizm tehlikesi

Üçleme inancının getirdiği en büyük tehlikelerden bir değeri ise, bu yanlış inancın gizli dinsizliğe yol açması veya insanları ateizme sürüklemesidir. İncil'i iyi bilen herhangi bir insanın, üçleme inancının mantıksızlığını kavraması elbette ki güç değildir. Aslında bu gerçeğin Hristiyanların neredeyse tamamı farkındadırlar. Fakat çeşitli tevillerle kendilerini buna inandırmakta veya "inanmazsan dinden çıkarsın" tehdidi nedeniyle suskun kalmaktadırlar.

Bazıları ise içten içe inanmadıkları bu inançtan dolayı dinsizliğe sürüklenmektedirler. İşte bu çok büyük bir tehlikedir. Hristiyanlık dininin içinde, üçleme inancının geçersizliğini bildiği halde dindar gibi görünmek zorunda kalan gizli dinsizler bulunmaktadır. Bu batıl inançtan dolayı imanını kaybeden gizli dinsizler, Hristiyanlık içindeki münafıklık tehlikesini oluşturmaktadır. Münafıklar ise, Hristiyanlık içinde fitne ve ayrılıkların temel sebebidirler. Hristiyanların güçsüzleştirmek, onları ibadetlerden uzaklaştırabilmek için geliştirilen yepyeni bidat ve batıl inançların kaynağıdırlar.

Bunun yanı sıra, gitgide artan sayıda Hristiyan, üçleme inancının akıl ve mantıklarına aykırı düşmesinden dolayı, tamamen inkara sapıp ateist olmuştur. Söz konusu ateistler gerekçelerini de açıkça dile getirmektedirler. Hristiyan kardeşlerimiz bu durumun kuşkusuz ki farkındadırlar. Elbette bu kişilerin üçleme konusunda kanaatlerinin gelmemesi, onların gizli dinsizliğe, münafıklığa veya ateizme sürüklenmelerini haklı çıkarmaz. İnsan, eğer gerçekten samimi ise, Allah'a kalpten yönelerek en doğrusunu görmeye, anlamaya çabalamak ve vicdanının kendisine gösterdiğini yerine getirmekle yükümlüdür. Fakat her ne kadar bu kişilerin yaptıkları yanlış da olsa, gizli dinsizlik ve ateizm tehlikesinin kaynağının üçleme inancı olduğu görmezden gelinmemelidir.

Üçleme inancının getirdiği dinsizlik tehlikesinin ne kadar büyük fikri ve fiili çatışmalara yol açtığını Hristiyanlık tarihinden de anlamak mümkündür. Bu kargaşalar bilindiği gibi günümüze kadar devam etmiştir. Hak olan bir inancın böylesine büyük karmaşaların ve fitnelerin kaynağı olabilmesi mümkün değildir. Bazı Hristiyanlar bu büyük tehlikenin çapını şimdiye dek pek değerlendirememiş olabilirler. İncil'in hükmü diyerek, atalarından gelmiş bir inancı farkında olmaksızın ayakta tutmaya çalışıyor olabilirler. Ancak bu, kesin olarak Allah'ın emrine aykırı bir inançtır. İncil'e akılcı baktıklarında ve batıl bir inancın getirdiği fitneleri gördüklerinde, bunu çok iyi anlayacaklardır. Dolayısıyla samimi Hristiyanlara çağrımız Allah'a sığınarak, tüm telkinlerden arınarak düşünmeleri ve bu konuda katıksızca vicdanlarıyla karar vermeleridir.

Bu sitedeki Hristiyanlıkla ilgili yazıların asıl amacının, samimi Hristiyanlar tarafından doğru anlaşılması önemlidir >>>


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER