Mikro kurbağaların güçlü sesleri, kilometrelerce uzaklara uçan minik kuşlar, gözle görülemeyecek ölçüde küçük yaban arıları...
Daha pek çok mikro boyutlardaki canlıların ortak noktası taklit edilemeyecek ölçüde kusursuz yaratılış özelliklerine sahip olmalarıdır. Bu canlıların sahip olduğu üstün özellikler Allah’ın muhteşem yaratmasının delillerindendir.
Teknolojinin en dikkat çeken özelliklerinden biri teknoloji ilerledikçe üretilen teknolojik aletlerin boyutunun küçülmesidir. Örneğin ilk bilgisayarlar bir odayı kaplayacak kadar büyüktü. Günümüzde ise avucumuzun içinde odayı kaplayan bilgisayardan çok daha fazla işlem gücüne sahip bilgisayarları taşıyabiliyoruz. Akıllı telefonlar da bunun en belirgin örneklerinden biridir. Doğada da tıpkı akıllı telefonlarda olduğu gibi, küçücük bedenlerine pek çok mucizevi özellik ve yetenek yerleştirilmiş pek çok küçük canlı yaşar. Allah’ın yaratış sanatının en güzel örneklerinden olan bu minyatür canlılar, bilim adamlarının henüz yeni tespit ettiği teknoloji harikası özelliklere sahiptir:
Mikro kurbağaların güçlü sesleri, kilometrelerce uzaklara uçan minik kuşlar, gözle görülemeyecek ölçüde küçük yaban arıları...
Daha pek çok mikro boyutlardaki canlıların ortak noktası taklit edilemeyecek ölçüde kusursuz yaratılış özelliklerine sahip olmalarıdır. Bu canlıların sahip olduğu üstün özellikler Allah’ın muhteşem yaratmasının delillerindendir.
Teknolojinin en dikkat çeken özelliklerinden biri teknoloji ilerledikçe üretilen teknolojik aletlerin boyutunun küçülmesidir. Örneğin ilk bilgisayarlar bir odayı kaplayacak kadar büyüktü. Günümüzde ise avucumuzun içinde odayı kaplayan bilgisayardan çok daha fazla işlem gücüne sahip bilgisayarları taşıyabiliyoruz. Akıllı telefonlar da bunun en belirgin örneklerinden biridir. Doğada da tıpkı akıllı telefonlarda olduğu gibi, küçücük bedenlerine pek çok mucizevi özellik ve yetenek yerleştirilmiş pek çok küçük canlı yaşar. Allah’ın yaratış sanatının en güzel örneklerinden olan bu minyatür canlılar, bilim adamlarının henüz yeni tespit ettiği teknoloji harikası özelliklere sahiptir:
Bir uçak mühendisi olduğunuzu ve işinizin dünya çapında uçabilecek bir uçak tasarlamak olduğunu düşünün. Fakat ağırlık limitinin sadece 28 gram olması gereksin. Elbette bu durumda oldukça zorlanırsınız. Fakat iki çorba kaşığı toz şeker ağırlığındaki (yaklaşık 25 gram) küçük bir kuş türü her yıl Kuzey Kutbu’ndan Afrika’ya göç ederek 29 bin kilometrelik bir yol kat eder. Henüz bilim adamları kuyrukkakan kuşu (Oenanthe oenanthe) ile rekabet edebilecek boyutlarda bir uçak yapamamışlardır. Çünkü kuyrukkakan kuşlarını gözlemleyen bilim adamları bu küçük kuşların boyutlarına göre gerçekleştirdikleri mucizevi göç yolculuğu ve bu yolculuk esnasındaki dayanıklılıkları karşısında büyük bir şaşkınlık yaşamışlardır. Vücut ölçülerine göre kıyaslandığında, dünyadaki kuşlar içinde bu küçük kuşların göçleri en uzun mesafeli gidiş-dönüş yolculuğu olarak tanımlanmaktadır. Bu muhteşem yolculuk beraberinde soruları da getirmektedir: Nasıl olur da bu kadar küçük bir kuş, göç konusunda hiçbir tecrübeleri olmadan, yılda iki kez, fiziksel olarak oldukça zorlu bir yolculuğun üstesinden başarıyla gelebilmektedir? Oysaki bu sorunun cevabı çok kolaydır. Çünkü doğadaki tüm canlılar gibi bu minik kuşları ve bu minik kuşların zorlu yolculuklara dayanacak güçlü vücut sistemlerini Allah yaratmıştır. Bu canlılar Allah’ın kudretini, herşeye Kadir olduğunu ve benzersiz yaratan olduğunu kanıtlayan delillerdendir. Bu delilleri görmemekte ısrar edenler ve (Allah’ı tenzih ederiz) Allah’tan başka bir Yaratıcı arayanlar çok açık bir sapkınlık içindedirler. Allah bu kişilerle ilgili olarak bir ayette şöyle buyurmaktadır:
“De ki: “O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O’na iman ettik ve O’na tevekkül ettik. Artık siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz.”” (Mülk Suresi, 29)
Kurumuş yaprakların arasından gelen çok tiz bir sesin kaynağını bulmak için epeyce vakit harcamak gerekebilir. Çünkü bu sesi çıkaran Yeni Gine ormanlarında yaşayan dünyanın en küçük omurgalısı olan bir kurbağadır. Metal bir paranın yarısından daha küçük olan Paedophryne amauensis adı verilen bu küçük kurbağa 7.7 milimetre boyundadır ve fakat bu milimetrik boyutlardaki canlı, ormanda duyulabilecek çok tiz bir ses çıkarabilmektedir. Bu kurbağa türü doğru frekansı tutturabilmek için dalga boyundaki en ufak değişiklikleri bile algılayacak bir işitme sistemine sahiptir. Böyle hassas bir işitme sistemini, geniş bir frekans yelpazesinde ses çıkarabilme özelliğiyle birleştirmesi ve tüm bunları özel bir sinir sistemi sayesinde yapması gerekir. Peki ama bu minik canlı sesini duyurmak için, ne yapması gerektiğini nereden bilir? Buna uygun sinir sistemi, gerekli organlar ve bu bilinç nasıl bir araya gelmiştir? Kurbağadaki gelişmiş sistemleri yaratan ve bu akıllı davranışı kurbağaya ilham eden Yüce Allah’tır. Allah yeryüzündeki tüm canlıların Yaratıcısıdır. Tüm canlılar O’nu tesbih eder. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmiştir:
“Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.” (İsra Suresi, 44)
Metal paranın yarısından daha küçük olan kurbağa gibi milimetrik boyutlardaki diğer bir canlı ise bir kibrit çöpü ucuna tüneyecek kadar küçük olan bukalemundur. Madagaskar’da bulunan minik Brookesia micra adı verilen bu bukalemunun vücudu 16 milimetredir, kuyruğuyla birlikte uzunluğu ise 29 milimetredir. Bu sürüngenlerin minyatürlüğü, beraberinde vücut yapılarında ve organ yerleşimindeki mükemmelliği de gözler önüne sermektedir. Madagaskar ormanlarında yaprakların arasında zorla fark edilen bu canlı, gelişmiş bir bukalemundaki tüm özelliklere sahiptir.
Kanatları, sindirim sistemi, kasları, sinirleri ve beyni olan çok hücreli bir hayvan, tek hücreli bir canlıdan daha küçük olabilir mi? Bu inanılmaz gelebilir ama boyut açısından amip ve Paramesyum gibi tek hücreli canlılarla rekabet edebilecek mikro boyutta bir yaban arısı türü vardır. Ancak bu küçük arılar tek hücrelilerden farklı olarak işlevsel kanatlara sahiptir. Bilim adamları arının kanat çırpışını detaylı olarak inceleyebilmek için saniyede 22,000 kare çekebilen bir kamera kullandılar. Saniyede 300 kez kanat çırpabilen bu küçük arı istediği yere hızla gidebilmektedir. Peki, hücrelerden oluşan bir hayvan nasıl bu kadar küçük olabilir? Bilim adamlarının bildirdiğine göre arının hücrelerinin çoğunun -7400 nöronunun %95’inden fazlası dahil- çekirdeği yoktur. Bu mikro boyutlardaki arıların vücut yapıları Allah’ın benzeri olmayan yaratma sanatının, sonsuz ilminin kanıtlarından yalnızca bir tanesidir. Allah ilim bakımından herşeyi kuşatmış olduğunu bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
“Sizin İlahınız yalnızca Allah’tır ki, O’nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır.” (Taha Suresi, 98)
Domuz burunlu yarasa -diğer bir adıyla yabanarısı yarasası- bilinen en küçük memelidir. Yetişkinleri ortalama 2 gram ve 30-40 milimetre boyutlara sahiptir. Tayland ve Myanmar’da yaşayan büyük kulakları, kırmızı-kahverengi tüyleri ve domuza benzeyen burunları olan bu canlılar Allah’ın eşsiz yaratması için verilebilecek güzel örneklerdendir. Allah her canlıya yaratmasındaki büyüklüğü, eşsiz ilmi göstermek için, çeşitli özellikler vermiştir. Bu özellikler insanı hayran bırakan muazzam bir aklın eseridir. İnsanlar bu canlılara bakarak, Allah’a şükrederler, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın ölüleri de diriltmesinin çok kolay olduğunu ve ahiretteki asıl hayatını tefekkür edebilirler.
Ağaçlarda yaşayan cüce “ipek maymun”, dünyanın en küçük maymunudur. En fazla 12 cm uzunluğa ve 168 gram ağırlığa kadar büyüyebilir. Amazon ormanlarında yaşayan bu sevimli hayvanlar, boyutlarına oranla inanılmaz yüksek ses çıkarma yeteneğine sahiptirler. Bu canlıların çığlıkları ormanın bir ucundan diğer ucuna yankılanabilir.
Erkek arı-sinekkuşu, dünyanın en küçük kuşudur. Küba’nın yerli kuşlarından olan bu kuşlar, ortalama 1.8 gram ağırlığa ve 5 cm uzunluğa sahiptirler. Kanatlarını saniyede 80 kere çırpabilirler. Bu hızı insan gözü algılayamaz, hatta dikkatli bakmazsa onu bir böcekle bile karıştırabilir. Bütün bunlar ancak üstün yaratış ve sonsuz merhamet sahibi Allah’ın dilemesi ve yarattıklarını koruyup gözetmesiyle mümkün olur. Rabbimiz’in kuşlar üzerinde tecelli eden ilmi bir ayette şöyle bildirilmiştir:
“Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah)’tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.” (Mülk Suresi, 19)
Bilindiği gibi hücreler gözle görülemeyecek kadar ufaktırlar. Dünyanın en kuru, en tuzlu ve yaşam şartlarının en zor olduğu yerlerinden biri olan Şili’de Atacama Çölü’nde yaşayan mikrop türleri ve üst zeminin hemen altında, tuz kristallerinin içinde saklı duran bakteriler ve algler bu canlılara örnektir. Bu mikro canlılar kristallerin içinde üreme, hareket yeteneği, sinyal üretimi ve solunum gibi yaşamsal faaliyetlerini kolaylıkla gerçekleştirebilmektedirler. Tek hücreli canlıların sahip olduğu bu mekanizma Yüce Allah’ın yaratmada hiçbir ortağı olmadığını, sonsuz güç sahibi olduğunu ve herşeyi örneksiz yarattığını gösteren delillerindendir. Yüce Allah’ın bu örneksiz sanatındaki sırları anlayabilmek için karşımızdaki bütün bu eserlerde O’nun gücünü görmek ve takdir etmek gerekmektedir. Bir ayette Allah’ın yaratış sanatını araştırmanın ve bu örnekler üzerinde düşünmenin önemi şöyle bildirilmektedir:
“De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.”(Ankebut Suresi, 20)
Canlılar günümüz teknolojisinin bütün imkanlarına rağmen tam taklit edilemeyen kompleks sistemleriyle, dünyadaki yaşamın geleceğini mükemmelleştirecek sırlara milyarlarca yıldır sahiptirler. Çünkü bu canlılar, Yüce Allah’ın üstün aklının yarattığı kusursuz eserlerdir. Rabbimiz, hayranlık uyandırıcı sanatını insanların görebilmeleri, görüp üzerinde düşünebilmeleri için böyle ihtişamlı şekilde sergilemektedir. Bu gerçeğe bir Kuran ayetinde şöyle dikkat çekilir:
“ ... Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O’nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne Yücedir.” (Araf Suresi, 54)