Sayın Adnan Oktar sohbet programlarında gençlerin kendi inancında özgür olmalarını, içine kapanmış, sanattan estetikten anlamayan, donuk bakışlı gençlerin olmamasını, sevinç dolu bir toplumun hedeflenmesini hatırlatmakta, bağnaz zihniyetin sanatı, estetiği, modern giyinmeyi, modern yaşamayı haram kıldığını, gerçek İslam’da bunların helal olduğunu anlatmaktadır. Birçok konuşmasında Sayın Oktar’ın açıklamalarına benzer açıklamalarda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez de "Kapatan değil açan model olmalıyız" diyerek gençlerin kılık, kıyafetine müdahale etmek yerine, yeni bir dil ve üslup kullanarak özgürlüklerinin hedef alınmasına yönelik bir konuşma yapmıştır. A9 TV, 20 Kasım 2013 ADNAN OKTAR: Bağnaz bazı Müslümanlar ne diyor? ''Müzik haram.'' Avrupa'nın her yerinde müzik var. Müzik onların ayrılmaz özelliği. Diyorlar; ''Resim haram.'' Her yer resimle dolu Avrupa'da. ''Başı açık hanımlar?'' ''Olmaz.'' ''Dekolte hanımlar?'' ''Olmaz, karşıyız.'' Diyorlar. ''Başka?'' ''Gülmek de yanlış'' diyorlar. Adamlar gülüyor. ''Gülme diye bir şey olmaz'' diyor. ''Sakal kesmek?'' ''O da olmaz'' diyor. ''Modern giyinmek?'' ''O da olmaz'' diyor. ''Masada yemek yemek?'' ''O da olmaz'' diyor. ''Ama Avrupa Birliği'ne girmek istiyoruz'' diyor. Kardeşim adam seni almaz. Sen diyorsun ki; ''Namaz kılmayanı öldürürüm. Oruç tutmayanı öldürürüm. Zekat vermeyeni öldürürüm'' diyorsun. ''Hıristiyan gördün mü yolun kenarına sıkıştırın'' diyorsun. ''Musevi'yi dağ-taş haber verecek. Gördüğünüz yerde, duyduğunuz yerde öldüreceksiniz'' diyorsun. Avrupa'da Musevi de var, Hıristiyan da var. Hem de çok fazla var. Hemen hemen tamamı. Ne yapacaksın? Nasıl dini anlatacaksın? 21 Agustos 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Bu bağnaz, tutucu, geleneksel, gelenekçi İslam anlayışını bakıyorum, dünyanın her tarafında kaynatıp kaynatıp önümüze getiriyorlar. Televizyonlara da bakıyorum yine bağnaz kafada bağnaz tipler çeşitli büyük televizyon kanalları bile yapıyor bunu klasik ünlü bağnazları ortaya çıkarıp aynı bağnaz, açmaz, bayat izahları, tekrar tekrar onları süslü izahlarıyla millete dayatıyorlar. Sürekli aynı şeyi konuşuyor. Bağnazların şekli, şemaili, ağzı, yüzü değişiyor, süslü konuşmaları değişiyor ama kaynak aynı, mantık aynı, üslup aynı; onlara göre kadının kafasının mutlaka örtülmesi gerekiyor, müzik olmayacak, dans olmayacak, resim olmayacak, heykel olmayacak, güzel sanatlar olmayacak, mimariyi zaten çok lüks görüyorlar, turistler gelmeyecek, cıvıl cıvıl bir hayat olmayacak, içine kapalı, badem bıyıklı, beyaz çoraplı bir hayat olacak. Avrupa bundan nefret ediyor, Amerika bundan nefret ediyor, kökeninde bu var başka bir şey yok. Bağnazlığı, kiri, sanattan, estetikten uzak olmayı, imanın bir şartı olarak gösterdiler. Mesela müzik dinliyoruz, adam küfür alameti olarak görüyor, başını açıyor bir hanım, küfür alameti olarak görüyor. Heykel, resim zaten küfür alameti olarak görüyor. “Masada oturalım” diyorsun, “o da küfür alameti” diyor. “Çatalla kaşıkla yemek yemek”? “O da küfür alameti” diyor. Gülüyorsun, “O da küfür alameti” diyor. Hanımlar makyaj yapıyor, “O da küfür alameti” diyor. Allah akıl, fikir versin. Çok itici bir Müslüman tipi meydana getirdiler. A9 TV, 8 Haziran 2013 ADNAN OKTAR: Asıl modernlik, sevinç dolu bir toplum ile olur yani böyle edepli, soğuk, gri bir toplum değil de, neşeli, sevinçli, kaliteli, hayat dolu bir toplum devletin hedefi, hükümetin hedefi olması lazım. Böyle içine kapanmış, sanattan estetikten anlamayan, ensesine vur ağzından lokmayı al, donuk bakışlı… Böyle gençlik olmaz. Hepsini tenzih ederim ama bir kısım gençler böyle. Böyle olmaz. Cıvıl cıvıl, her yere neşe getirmeleri lazım. Kahkahalarıyla, gülüşleriyle, konuşmalarıyla, sevinçleriyle, gözlerindeki parıltıyla bir ahenk, bir zenginlik, bir güzellik sunmaları lazım. Bu çok hayati. Tayyip Hocam’dan böyle bir gençliği amaçlamasını istirham ediyoruz, inşaAllah. 3 Haziran 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Gençler şarkı söylüyorlar, bağırıyorlar, çağırıyorlar, neşeleniyorlar. Niye tedirgin edeyim ben onları? Niye rahatsız edeyim? Neden kendi inancıma zorlayayım? Onun kendi inancında özgür olması bir kere bir güzelliktir. İnsanı ferahlatır. Kendi inancında özgür olsun. Ne güzel, bu demokrasinin gürül gürül yaşandığını gösterir. Herkes bir görüşe mecbur olmuş gibi yaşarsa insanların kanı iliği çekilir çok rahatsız edici bir şey bu. İçmek isteyen içsin, isteyen şarkı söylesin, isteyen konuşsun, isteyen yürüsün, namaz kılan namazını kılsın, başını örten başını örtsün, çarşafla gezen çarşafla gezsin. Herkes özgür olsun. Genç kızlar istediği gibi dekolte de giyinir, istediği gibi gezer de. Onlara böyle akıl vermeye kalkmak, böyle üst perdeden konuşmak yakışmaz. Biz sadece bildiklerimizi anlatırız, konuları anlatırız sevecen bir üslupla. Yaparsa yapar, yapmazsa da çok sevgi dolu oluruz. 4 Haziran 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Tabii ki yani biz gençleri özgür gördüğümüzde, içiniz açılıyor. Onları neşeli gördüğümüzde içimiz açılıyor. Böyle durgun gördüğümüzde, gözlerini kaçıran, neşesiz falan istemeyiz. Namaz kılmak isteyende, gitsin namazını kılsın. Kimse kimseye de karışmasın, kimse kimseye laf atmasın. Olgun sevecen karşılasın, ben gençlerin neşeli olmasını kafama koydum zaten, çok eskiden beri. Böyle filinta gibi çok şık giyinsinler, çok neşeli olsunlar, kimi müzik çalsın, kimi eğlensin. Kimi kitap okusun, kimi gezinsin biz onları filinta gibi görelim böyle. İnşaAllah. Bir adamı hizaya getirmeye kalkmak, bir insanı hizaya getirmeye kalkmak. “Herkesin yaşam tarzına saygı gösterilmesi.” Ben mesela rahatsız olurum, bir adam hizaya getirilmeye çalışılıyorsa, onu biz sıkıyorsak, beni o rahatsız eder. Özgür olsun adam. Sana ne. O da bir renk. Allah onu öyle yaratıyor. Onun özgür olduğunu görmek insanı rahatlatır. Bir kere demokrasi var demektir. Korkuyla hiza edebilirsin, tamam. Münafık edersin adamı. Samimi olsun. Komünistse, “komünistim” desin. Ne ise, o. Yahut başka bir inancı da olabilir. Mesela ilginç inançları da olabilir. |