Sabah Yazarı Emre Aköz"ün Yanıltıcı Evrim Yazıları
ucgen

Sabah Yazarı Emre Aköz"ün Yanıltıcı Evrim Yazıları

51527
Sabah gazetesi köşe yazarı Emre Aköz, 6 Ağustos ve 10 Ağustos tarihli yazılarını evrim teorisine ayırdı. Emre Aköz, "kültür seviyesi yüksek insanların bile teoriyi yanlış anladıklarını ve kendisinin bazı yanlış anlamaları gidermek üzere ortaya çıktığını" yazıyordu. Oysa kendi de önemli yanlış anlamalara kapılmış durumdaydı.

Sabah gazetesi köşe yazarı Emre Aköz, 6 Ağustos ve 10 Ağustos tarihli yazılarını evrim teorisine ayırdı. Emre Aköz, "kültür seviyesi yüksek insanların bile teoriyi yanlış anladıklarını ve kendisinin bazı yanlış anlamaları gidermek üzere ortaya çıktığını" yazıyordu. Oysa kendi de önemli yanlış anlamalara kapılmış durumdaydı.

Sayın Aköz"ün 6 Ağustos 2003 tarihli yazısı "Kadınlar Evrim Geçirdi mi?" başlığını taşıyordu. Aköz dost sohbetlerinde kulağına çalınan bazı evrimci yanılgılara değiniyor bunlara dair bazı açıklamalar getiriyordu. Verdiği örnekler 1960"lı yıllardan bu yana kadınların bedenlerinin ortalama 36"dan 40"a çıkmasıyla, uyku sırasında yataktan düşer gibi olup uyanmayla ilgiliydi. Aköz bu örneklerde biri köşe yazarı, diğeri ise Boğaziçi Üniversitesi"nden mezun "akıllı, zeki, kültürlü"kişiler olan iki arkadaşının hatalarını düzeltiyordu.

Bir köşeyazarı kadınların bedenindeki fiziksel değişime bakarak kadınların "evrim geçirdiğini"; arkadaşı da uyku sırasındaki ani uyanışların "vahşi hayvanlardan korunmak için yüksek yerlerde uyuyan atalarımızdan kalan bir refleks olduğunu" anlatmıştı. Sayın Aköz de bu çıkarımların bilimin ilkelerine aykırı olduğunu yazıyor, yaşam boyunca kazanılmış özelliklerin genetik değişime dayalı olmadıkça aktarılamayacağını özetliyordu.

Aköz kısa yazısında her iki inancın hiçbir şekilde bilimsel dayanağı olmayan hurafeler olduğunu başarılı bir şekilde ortaya koyuyordu. Ancak bir aşama sonrasında yazarın yanılgıları ortaya çıkıyordu.

Aköz"ün 10 Ağustos 2003 tarihli yazısı "Doğayla Kör Randevu" başlığını taşıyordu. Yazının giriş cümlelerinden, Aköz"ün, ilk yazısını "konuyu aydınlatma" açısından yeterli bulmadığı anlaşılıyordu:

"Geçenlerde burada "evrim"den söz ettik. Ancak hem bazı okurlardan gelen mesajlar, hem de arkadaşlarla yaptığımız konuşmalar; üniversite mezunu, akıllı, zeki, genel kültür sahibi kişilerin dahi konuyu kavramakta zorlandığını gösterdi. O halde basit bir biçimde konuya değinelim"

Ancak ilerleyen satırlarda konuyu aydınlatma niyetinde olan Aköz çeşitli yanılgılar ortaya koyuyordu. Çünkü Aköz"ün verdiği örnek, komplekslik artışıyla ilgili değildi. Aköz"ün örneğini incelemeye başlamadan önce, canlılardaki kompleksliği tanımlamak ve buna evrim teorisinin getirmeye çalıştığı açıklamaları ele almak faydalı olacaktır.

Kompleksliğin Tanımı ve Evrim Teorisi:

Organizmalarda yüksek seviyede komplekslik görülür. Çağımızdaki bilimsel bulgular, mevcut bilgilerimizin canlılardaki kompleksliği gerçek anlamda kavramada çok sınırlı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kompleksliği anlamak, canlılığın nasıl ortaya çıkmış olabileceğini değerlendirmede son derece kritik bir önem taşır. Kompleks bir sistem şöyle tanımlanır:

"Kompleks bir sistem, birbiriyle ilişki halinde olan çok sayıda basit parçadan meydana gelir ve çevresiyle uyarıcı alış verişi içinde bulunup, bu alışverişin sonucunda iç yapısını düzenleme yeteneğine sahiptir. Kompleks bir sistemin karakteristik bir özelliği, kendisini meydana getiren parçalar arasında, özel durumlarda uyumlu, karmaşık ve zengin nitelikli davranışlar ortaya çıkarabilen ve doğrusal olmayan ilişkiler ortaya koymasıdır. Bu davranışlar tekil alt sistemlere atfedilemez ve daha çok kollektif bir etki gösterirler: Bir diğer deyişle bütünün, parçaların toplamından daha çoğunu ifade ettiği anlaşılmaktadır." 1

Canlılardaki komplekslik evrim teorisi için büyük bir açmazdır. Bilindiği gibi bu teori, basit bir hücre ile sınırlı yaşamın zamanla daha karmaşık yapılar kazanarak günümüzdeki türlere dönüştüğünü varsayar. Buna göre kol, bacak, mide, kalp, beyin gibi kompleks organlar ve sinir sistemi, sindirim sistemi, solunum sistemi gibi sistemlerin tümü aşamalı bir süreçte ortaya çıkmış olmalıdır. Bu hayali süreçte "daha önce eşi benzeri görülmemiş" sayısız biyolojik yapı, türlerin DNA"sına yeni genetik bilgilerin eklenmesiyle ortaya çıkmış kabul edilir.

Evrim teorisini savunan birisinin, kaçınılmaz olarak, canlıların DNA"sına yeni genetik bilgi ekleyen bir doğal mekanizmanın varlığını da ortaya koyması gerekmektedir. Oysa bir organizmanın, önceden sahip olmadığı yeni genetik bilgiler kazandığı ve komplekslikte artış görüldüğü BİR TEK ÖRNEK YOKTUR.

Darwinizm"in 20. yüzyıldaki en etkili savunucularından biri ve Harvard Üniversitesi zooloğu olan Ernst Mayr bu gerçeği şöyle itiraf eder:

"Aşamalar sonucu evrimsel bir yeniliğin ortaya çıktığına dair açık bir kanıt yoktur" 2

Şimdi Aköz"ün örneğine geçebilir ve bunun neden evrim teorisine kanıt olmadığını gösterebiliriz.

Sayın Aköz"ün Komplekslikte Azalmayı Evrim Zannetme Yanılgısı

Emre Aköz, "evrim bilgileri"ne mutasyonla başlamaktadır. Mutasyonu "nedeni tam bilinmeyen bir değişiklik ve zıplama" olarak tanımlamaktadır. Oysa bu tanımlamaların ikisi de yanlıştır. Mutasyonun, radyasyon veya zehirli kimyasallar gibi dış etkilerle ya da DNA kopyalaması esnasındaki hatalarla ortaya çıktığı bilinmektedir. Daha da önemlisi Aköz mutasyonu bir "zıplama" olarak tanımlamakla okurda mutasyonun genetik bilgide sıçramaya ve evrime yol açacağı gibi bir izlenim bırakmaktadır. Oysa bilinen binlerce mutasyon genetik bilgide daima azalma ortaya koyar, onu geliştirmez.

Aköz, daha sonra mutasyona uğramış bir insanın gözlerini kaybedebileceğini, günümüzde muhtaç insanların yardım aldığını ve bu insanın hayatta kalması durumunda gözleri görmeyen bir insan soyunun ortaya çıkacağını anlatmaktadır. Aköz"ün burada gözden kaçırdığı önemli nokta, göz kaybının genetik bilgide artışla değil, "kayıp"la ilgili olduğudur. Verdiği örnek komplekslikte bir artış ortaya koymadığı için -ki böyle bir örnek yoktur- yeni organların, sistemlerin ve nihayet türlerin ortaya çıkabileceğini ileri süren evrim teorisiyle ilgili değildir. Evrim teorisi yokuş yukarı genetik değişim gerektirirken, Aköz yokuş aşağı genetik değişimden söz etmektedir.

Bir benzetme yapacak olursak Sayın Aköz"ün bilgisayarı yere düşebilir ve bazı kısımları kırılıp kopabilir. Ancak bu kaza bilgisayarı daha işlevsel hale getirmez, onu bozar.

Gözleri kaybolmuş bir insan soyunun ortaya çıkışını "evrim" olarak nitelendirmek, yere düşen bu bilgisayarın benzer kazalarla uzun zaman içinde daha hızlı ve daha fazla fonksiyona sahip bir bilgisayara dönüşebileceğini savunmak gibidir. Her ikisi de tutarsızdır.

Sayın Aköz"ün "Koruma Altında Evrim" Yanlışı

Sayın Aköz gözleri görmeyen insan soyunu kendince "evrimleştirirken" "nasılsa günümüzde kör insanlar yardım alabiliyor, bu yüzden bu soy devam edebilir" şeklinde bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Aköz"ün bu ifadesi kendi içinde tutarlı olabilir, ancak bunun evrime örnek verirken kullanılması tutarsızdır.

Şöyle ki, Aköz doğada milyonlarca yıllık süreçte evrim olduğu iddiasına örnek olarak, bakım altına alınmış hasta bir insanı göstermektedir. Halbuki doğada hasta bireyleri bakım altına alarak evrimleştiren bir mekanizma yoktur.

Örneğin evrim teorisinin kuşlarla ilgili senaryosuna göre tüm kuşlar sürüngenlerden evrimleşmiştir. Bu iddia tek bir bilimsel dayanaktan yoksundur, ancak teorik açıdan dahi kusurludur. Bunu kısaca şöyle izah edebiliriz:

Bu hayali gelişim sürecinde canlılar yarım kanat taşıyacak ve kaçınılmaz olarak normal hareketleri de kesintiye uğrayacaktır. Havada uçamadıkları gibi karada normal hareket de edemeyeceklerdir. Kuşkusuz bu canlılar avcılardan korunma, beslenme, çiftleşme gibi kritik yaşamsal faaliyetler açısından hayati zorluklar çekecektir. Ancak açıktır ki bu canlılar, kör insanların bakıma alındığı hastanelerden ya da onlara sağlanan kolaylıklardan yoksun olacaktır.

Acaba Sayın Aköz yarım kanatlı canlılar için nasıl bir koruma önermektedir? Elbette Sayın Aköz"ün bu soruya verebileceği mantıklı bir cevabı olamaz. Doğada sürüngenlere aşamalarla kanat ekleyebilecek ve bir yandan da görünürde onu bu yarım kanatların ileride faydalı olduğunu hesaplarcasına koruyacak bir mekanizma yoktur. Eğer Aköz evrim teorisine, yazılarında yansıttığı gibi "bilimsel" bir bakış açısı kazan(dır)mak istiyorsa, konuyu tutarlı örneklerle değerlendirmelidir, aksi takdirde bu örnekte görüldüğü gibi yanılacaktır.

Emre Aköz"ün Avantajı Evrime Kanıt Gibi Gösterme Yanlışı

Sn. Aköz sözü nihayet insanın kökenine getirmekte ve "insanoğlu da böyle milyonlarca yıllık bir evrimin sonucunda ortaya çıktı" demektedir.

Burada Sayın Aköz"e bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz. Kendisi yazısının sonuna not düşerek bir konuyu özellikle vurgulamaktadır:

"Buradaki amacımızı bir kuramı suvunmak değil,onun ne tür birşey olduğunu ortaya koymak"

Tamam. Ama bilimsel dayanaktan yoksun hayali bir iddiayı aktarırken di"li geçmiş zaman kipi kullanmak, bu amacın yanlış anlaşılmasına neden olabilir. Öyle ki savunmak istemediğini ifade ettiği bir teoriyi aslında körükörüne destekliyormuş izlenimi verebilir. Bu yüzden Sayın Aköz"ün bundan sonraki yazılarında "Evrim teorisinin varsayımına göre...." kalıbını kullanması, açıkladığı amacı açısından daha doğru olur kanaatindeyiz.

Emre Aköz insanın milyonlarca yıl sonunda ortaya çıktığı iddiasını aktardıktan sonra insanın önemli bir avantaja sahip olduğunu vurgulamaktadır. Aköz, insanın kültür üretme yeteneğine sahip ve bu kültürü dili sayesinde sonraki kuşaklara aktarabilen bir yaratık olarak belirtmektedir.

Sayın Aköz bu durumu biyolojik evrimle nasıl ilişkilendirmektedir acaba? Avantajı tanımlamak, kökeni göstermez. Örneğin insanın ellerini etkili şekilde kullanabilme avantajı vardır ama bunu söylemek ellerin evrimle ortaya çıktığını göstermez.

Sayın Aköz"ün Gen Mühendisliğini Evrimle Bağdaştırma Yanılgısı

Emre Aköz yazısının sonunda yanıltıcı evrim propagandalarından etkilendiğini gösteren bir örnek vermektedir. Genlere müdahale sonucunda, ileride bir gün, yazısında örnek verdiği, mutasyonla gözünü kaybeden insanın tedavi edilerek tekrar görme yeteneğine kavuşturulabileceğini yazmaktadır. Sonraki satırlarda şunları ifade etmektedir:

"Tabii bu arada başka müdaheleler de yapılabilir. Örneğin yeni bilim ve yeni teknoloji dört kollu insanlar da üretebilir. Halbuki böyle bir şey eskiden ancak genlerdeki bilinçsiz, kendiliğinden zıplamalarla [!] oluyordu"

Burada Emre Aköz, geçmişte zıplamayla değişimler yaşanmış da bunlar bilimsel olarak tanımlanıp kataloglanmış gibi bir ifade kullanıyor. Kendisine literatürde böyle tek bir örnek bulunmadığını hatırlatıyoruz. Ayrıca bu gibi kesin ifadelerden kaçınırsa, kanıt talep edilecek bir durumun kendisini sokacağı sıkıntıları şimdiden önlemiş olacaktır.

Bu hayali (evrimsel) sıçramaların günümüzde gen mühendisliğiyle mümkün olacağını savunmak da tutarlı değildir. Evrim teorisi bilinçsiz, amaçsız, kör doğa olaylarına dayandığı halde gen mühendisliği bilinçli, amaçlı ve tasarlanmış bir süreçtir. Konularında uzman bilim adamları güç (para), imkan (laboratuvar vs) ve bilgi kullanarak belli bir amaç doğrultusunda ve bilinçli olarak genleri modifiye etmektedirler. Bu tür deneyler hayatın temelinde rastlantısal ve amaçsız doğa olayları olduğunu savunan evrim teorisini değil, hayatın kompleks olduğunu ve ancak bilinçli bir tasarımcının belirli bir amaca yönelik müdahalesi sonucu ortaya çıkacağını savunan bilinçli tasarımı kanıtlar ki bu da tüm canlıları Allah"ın yaratmasıdır.

Bir inşaat firmasınca yapılan bir gökdelenin, doğal süreçlerle bir gökdelen oluşacağı inancına dayanak sağlamayacağı gibi.

Sonuç:

Anlaşılan o ki, "evrimi kavramakta zorlanan üniversite mezunu, akıllı, zeki, genel kültür sahibi" kişilerin içinde Sayın Emre Aköz"ün kendisi de bulunmaktadır. Kendisine bundan sonraki evrim konusunda şahit olduğu evrim yanılgılarını yukarıda aktardığımız bakış açısıyla değerlendirmesini tavsiye ediyoruz. Böylelikle hem kendisini hem de başkalarını doğru bilgilendirmiş olacaktır. Eğer dilerse evrimle ilgili merak ettiği konularda kendisine yardımcı olabilir ve bilimsel bulguların neden evrim yerine yaratılışı gösterdiğini memnuniyetle izah ederiz. Sonuçta hem sitemizin hem de kendisinin amacı aynıdır: Evrim teorisi hakkında insanları "doğru bilgilendirmek"...

 

1) http://www.cea.uba.ar/aschu/intro.html
2) Mayr E., 1988, sf.529-530

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER