Ramazan Ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz. (Bakara Suresi, 185)
Ramazan Ayı'nın tüm insanlar üzerinde derin bir manevi etkisi vardır. Yaklaşık 1400 yıl evvel Kuran'ın indirildiği bu ayda, Yüce Rabbimiz'in bir lütfu ve nimeti olarak diğer aylardan farklı bir yardımlaşma yoğunluğu ve bereket artışı görülür. İnsanlara karşı daha sabırlı ve hoşgörülü olunması, muhtaç olanın doyurulması, giydirilmesi, yoksul olanın gözetilmesi, iyilik yapılması, sevgi gösterilmesi, hürmet edilmesi, şefkatli olunması, öfkenin yenilmesi, izzet ve ikramda bulunulması Ramazan Ayı'nın tüm insanlara yeniden hatırlattığı güzel davranışlardır. Ramazan Ayı ile birlikte topluma bir düzen gelmekte ve huzur hakim olmaktadır.
Ramazan Ayı İslam ahlakının güzelliğinin toplumun genelinde yaşandığı, kalplerin yumuşadığı bir aydır. Müslümanlar bu güzel imkanı değerlendirerek her konuda samimi bir vicdan muhasebesi yapmalı, eksiklerini tamamlamak, kusurlarını telafi etmek üzere dünya ve ahiretleri açısından hayırlı kararlar almalıdırlar. Bu mübarek ay insanların, tıpkı oruç ibadetinde Allah (c.c)'ı razı etmek için irade kullandıkları gibi, Allah (c.c)'ın emri olan diğer tüm ibadetler için de irade kullanmaya niyet etmelerine vesile olabilir. Ramazan Ayı vesilesiyle bir kişi, Yüce Allah (c.c)'tan ümitvar olarak samimi bir niyetle yeni bir başlangıç yapabilir. Çünkü oruç ibadetini yerine getiren bir kişi, bu maneviyat ve bilinçle Allah (c.c)`ı razı edecek ahlakı eksiksiz yaşamaya başlayabilir, davranışlarını Kuran ahlakına uygun şekilde değiştirebilir, Yüce Rabbimiz'in emirlerini tam olarak yerine getirebilir. Unutmamak gerekir ki Cenab-ı Allah (c.c) kullarına sayısız imkanlar sunan, büyük af ve merhamet sahibidir. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde bu gerçeğe şu sözleriyle dikkat çekmiştir:
Rasulullah (sav) buyurdu: ``Allah Teala buyurdu: ... Ey Ademoğlu! Günahların gök bulutlarına ulaşsa bile af dilediğinde günahlarını bağışlarım. Ey Ademoğlu, Bana şirk koşmaksızın yer dolusu hatalarla gelip huzuruma çıksan, sana yer dolusu, mağfiretle gelirim.`` (Tirmizî)
Ramazan Ayı'nda tutulan oruç nefsin eğitilmesi açısından da hikmetlidir. Çünkü nefis tembelliğe eğilimlidir, irade kullanılmasını istemez. Bu sebeple nefsin eğitilmesi, Allah (c.c)'ın hoşnutluğuna yönelecek şekilde terbiye edilmesi gerekir. İşte oruç tutan Müslümanlarda nefsin bu eğitimi vesilesiyle şefkat ve merhamet duyguları gelişir, ahlak güzelliği oluşur. Bu ibadet kişiye sahip olduğu nimetlerin değerini öğretir, zorluklara karşı sabır ve dirayet kazandırır. Geçmişte olduğu gibi bu Ramazan'ın da tüm iman edenlerin Kuran ahlakını eksiksiz yaşamalarına, birlik ve barış içinde olmalarına başlangıç fırsatı olmasını Yüce Allah (c.c)'tan dileriz.