Hürriyet gazetesinin 10 Mayıs 2008 tarihli sayısında, "Yeryüzünün En Tuhaf Hayvanı" isimli bir haber yayınlandı. Haberde; memeli, kuş ve sürüngenlerin bazı özelliklerini mozaik olarak bünyesinde bulunduran "platypus" canlısının DNA diziliminin bilimadamlarınca deşifre edildiği bildiriliyor, "platypus"un gen analizinin, aralarında insanların da bulunduğu memelilerin milyonlarca yıl önce nasıl hayali bir şekilde evrim geçirdiğinin açıklanmasına yardımcı olmasının umulduğu" ifade ediliyordu.
Ancak sözkonusu canlının genomundan yola çıkılarak memelilerin sözde evrimine dair ortaya konan bu iddianın herhangi objektif dayanağı bulunmamaktadır. Canlıların kökenini en baştan dogmatik olarak evrim şeklinde kabul eden bilimadamları, platypus"un memelilerle evrimsel bir tarihi paylaştığını varsaymakta, genomlarındaki yapısal ve dizilimsel özellikleri de bu doğrultuda yorumlamaktadırlar. Gerçekte platypus, memelilerin evrimi senaryosu için hiçbir bilimsel kanıt sağlamamakta, tam tersine evrim teorisi için büyük bir açmaz oluşturmaktadır.
Evrimcilerin Platypus açmazı
Avustralya ve Tanzanya"da göl ve nehirlerde yaşayan Platypus"un bilimsel adı Ornithorhynchus anatinus"tur. Erkeklerinin boyu 50 santimetreye erişmektedir, dişilerininki ise bundan %20 daha azdır. Platypus, haberde de belirtildiği gibi "kürkü olduğu ve yavrularını emzirdiği için memeli sınıfına girmektedir. Kuyruğunu kunduz gibi sallayabilen bu hayvan, kuş gagası ve sürüngen zehrine sahip olma gibi özellikler de taşımaktadır. Genellikle su altında yaşayan bu hayvanlar, zehirlerini arka ayaklarında taşımaktadırlar. Platypus aynı bir memeli gibi tüylere sahiptir ve yavrularını emzirir, ama sürüngenler gibi yumurtlayarak çoğalır ve zehir üretir. Aynı kuşlar gibi bir gagaya sahiptir, ama aynı amfibiyenler gibi zamanının büyük bölümünü suda geçirir. Platypus, tüm bu özelliklerin ortaya koyduğu gibi, apayrı canlı gruplarına ait özellikleri üzerinde barındıran bir "mozaik" canlıdır. Evrimciler bir zamanlar bu canlıyı bir ara form olarak göstermeye çalışmışlarsa da bu iddia, paleontolojinin önde gelen otoriteleri tarafından terk edilmiştir. Stephen Jay Gould, platypus gibi "mozaik canlılar"ın bir ara geçiş formu olarak kabul edilemeyeceğini açıkça ifade etmektedir. (S. J. Gould & N. Eldredge, Paleobiology, Vol 3, 1977, s. 147) Zaten evrimcilerin ellerinde, Platypus"taki bu mozaik özelliklerin diğer canlı gruplarından nasıl evrimleşmiş olabileceğine dair hiçbir delil bulunmamaktadır, bu konuda tek bir fosil kanıtı gösterememektedirler.
Memelilerin iddia edilen evrimi hiçbir kanıta dayanmamaktadır
Hürriyet haberinde platypus üzerindeki bu araştırmanın, "memelilerin milyonlarca yıl önce nasıl evrim geçirdiğinin açıklanmasına yardımcı olmasının umulduğu" şeklinde bir ifadeye yer verilmektedir. Oysa memelilerin evrimi senaryosu, hiçbir bilimsel kanıtla desteklenmeyen ve tamamen dogmatik olarak ayakta tutulmaya çalışılan bir masaldan ibarettir.
Evrimci kaynaklara baktığımızda, memelilerin kökeni konusunda ısrarlı bir sessizlik olduğunu görürüz. Bu yüzden evrimci paleontolog Roger Lewin, "ilk memeliye nasıl geçildiği hala bir sırdır" demek zorunda kalır. (Roger Lewin, "Bones of Mammals, Ancestors Fleshed Out", Science, cilt 212, 26 Haziran 1981, s. 1492)
20. yüzyılın en büyük evrim otoritelerinden ve Neo-Darwinist teorinin kurucularından biri olan George Gaylord Simpson ise, evrim teorisi açısından çok şaşırtıcı olan bu gerçeği şöyle ifade eder:
Dünya üzerindeki yaşamın en kafa karıştırıcı olayı, Mezozoik Çağı"nın, yani sürüngenler devrinin, memeliler devrine aniden değişmesidir. Sanki bütün başrol oyunculuğunun çok sayıda ve türdeki sürüngenler tarafından üstlenildiği bir oyunun perdesi bir anda indirilmiştir. Perde yeniden açıldığında ise, bu kez başrolünde memelilerin yer aldığı ve sürüngenlerin bir kenara itildiği yepyeni bir devir başlamıştır. Ortaya çıkan memelilerin bir önceki devire ait izleri ise yok gibidir (George Gaylord Simpson, Life Before Man, New York: Time-Life Books, 1972, s. 42.)
Bir evrimcinin ağzından bu ifadeler kuşkusuz ki bir itiraf niteliğindedir. Ancak burada evrimcilerin açıkça söylemekten çekindikleri ve kesin gerçek olan nokta, ne memelilere ne de başka canlılara ait bir önceki devirden kalan tek bir ara fosil örneği bulunmamış olmasıdır.
Sonuç:
Görüldüğü gibi ne platypus"un mozaik özellikleri evrim teorisine kanıt oluşturmakta ne de memelilerin evrimi senaryosu herhangi fosil kaydına dayanmaktadır. Evrimciler, fosil kayıtlarında bulamadıkları ara formları, son olarak platypusun genom incelemesini evrimci beklentilerle bezeyerek kamuoyunun gözünü boyamaya çalışmaktadırlar. Hürriyet yetkililerine bu tür çarpıtmalarla bir yere varamayacağını görmelerini, bir dogma olarak doğru kabul ettikleri evrimci varsayımları Darwinizm lehinde bilimsel kanıt olarak sunmaktan vazgeçmelerini tavsiye ediyoruz.