Katolik kilisesi son dönemde özellikle Güney Amerika'da ve Avrupa'da ciddi bir güç ve güven kaybetti. Boş salonlarda yapılan Pazar ayinleri, 2010 yılından beri ABD'deki Katolik kiliselerini terk eden 4 milyon kişi, 1910 yılından beri Avrupa’da yaşayan Katolik nüfusun oranının 4’te bire kadar düşmesi bunun kanıtlarındandır. Orta Çağ'dan kalma bazı uygulamalar, Allah inancı ve Hristiyanlık ile çelişen açıklamalar ve din adamlarının karıştığı çeşitli skandallar bu güç kaybının nedenlerindendir.
Bu kaybı telafi için kimileri yeni Papa'nın Avrupa'dan olmasını önerdiler kimileri ise Latin bir Papa'nın seçilmesini, oysa yapılması gereken Hristiyanlığın özünün hatırlanması ve İncil'e yönelmeleriydi. Ancak bunun yerine Kilise'yi derinden sarsan yanlışlar devam etti ve yeni bir Papa seçilmesine rağmen değişen bir şey olmadığı Papa'nın konuşmalarıyla birlikte anlaşıldı.
Vatikan'dan yapılan ve İncil ile çelişen ifadelerin verdiği zarar
Geçtiğimiz günlerde gözler Papa Francis’in Pontifical Academy of Sciences’da yaptığı bir konuşmaya çevrildi. Papa şaşırtıcı şekilde evrimi savunarak, "Tek Tanrılı dinlerdeki Yaratılış inancıyla evrim teorisinin çelişmediği, aksine birbirini tamamladığı" yönünde bir konuşma yaptı. Bu ifadeleriyle Papa Francis önemli bir yanlışa imza attı belki ancak aslında Papalığın tarihine baktığımızda benzer konuşmaların yapıldığını görmek mümkündü.
İncil’deki “herşeyi Allah’ın var ettiği, her varlığa yaşam verenin Allah olduğu” ((Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 8:5-6), (Yuhanna, 1:3), (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 6:13) şeklindeki net açıklamalara rağmen Katolik Kilisesi dönem dönem, “evrimin Katolik inançla çatışmayacağını” iddia edebilmiştir. Örneğin 1950’lerde Papa Pius Katolik düşünceyle evrimin uyumlu olduğunu söylemiştir. Papa John Paul II ise evirimin “bir hipotezden öte, kanıtlanmış bir gerçek” olduğu iddiasıyla ortaya çıkmıştır. 2006 yılında ise Papa Benedict birçok bilimsel kanıtın evrim lehine olduğunu söylemiştir.
İşte Vatikan'dan yapılan, Allah inancı ile ve Hıristiyanlık ile hiçbir şekilde bağdaşmayan bu gibi açıklamalar karşısında, Hıristiyanlık adına son derece tedirgin edici bir durum oluştuğu ve bunun da manevi çöküntüye yol açtığı açıktır.
Peki nasıl olup da Katolik Kilisesi’nin liderleri evrim gibi yaratılışla çeliştiği açıkça belli olan bir teoriyi destekleyici konuşmalar yapmaktadır?
"Yaratılış ile evrim bağdaşır" iddiası herşeyi Allah'ın yarattığı gerçeğini reddetmektir
Papa'nın sözlerini değerlendirirken evrimle ilgili gerçeklerin bir kere daha hatırlatılması gerekir:
Papa'nın savunmaya çalıştığı evrim teorisi 1800'lü yılların köhne bilim anlayışıyla ortaya atılmış ve çağdaş bilimsel bulgular tarafından geçersizliği defalarca ispatlanmış bir teoridir. Tek bir proteinin dahi tesadüfen oluşmasının mümkün olmadığı, bugüne kadar "ara form" diye sunulan fosillerin hemen hepsinin ya sahte ya da soyu tükenmiş canlılara ait olduğu, elde edilen 500 milyondan fazla fosilin tamamının Yaratılış'ı ispatladığı bilim tarafından kesin bir şekilde ortaya konmuştur.
Modern bilim evrim teorisinin geçersiz olduğunu her yönden gözler önüne sermiş iken hala teoriyi savunmak, üstelik teorinin "kutsal dinlerdeki Yaratılış inancıyla çelişmediğini, dahası Yaratılışı tamamlayıp pekiştirdiğini" iddia etmek çok büyük bir yanılgıdır.
Evrimi kabul etmek demek; canlıların tesadüfen var olup şu anki formlarına tesadüfler eseri geldiklerini iddia etmek demektir ki, bunu savunmak net bir şekilde Yaratılışı reddetmektir. Dolayısıyla "Yaratılış ile evrim bağdaşır" fikri üzerinden bir evrim savunuculuğu yapmak, aslında doğrudan herşeyi Allah'ın yarattığı gerçeğini reddetmek anlamına gelir.
Nitekim evrim teorisi tüm kutsal kitapların Yaratılış hakkındaki açıklamaları ile doğrudan çelişmektedir. Dolayısıyla Yaratılış gerçeğini savunmak bilimin ve aklın gösterdiği yegane yol olduğu gibi, dinin de en önemli gerekliliklerinden biridir.
İncil evrimi yalanlar, Yaratılış gerçeğini doğrular
Bütün kutsal dinler gibi İncil de Yaratılış’ı anlatmaktadır. İncil’de Allah’ın sınırsız gücü ve her şeyi yoktan var ettiği açıkça bildirilmektedir:
Herşey O'nun [Allah] tarafından var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı. (Yuhanna, 1:3)
Allah, yaratılışın başlangıcından 'İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.' (Markos, 10:6)
Yine diyor ki, "Ya Rab, başlangıçta yerin temellerini Sen attın. Gökler de Senin ellerinin yapıtıdır." (İbranilere Mektup, 1:10)
Her varlığa yaşam veren Allah'ın huzurunda sana buyuruyorum. (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 6:13)
Ne var ki göklerin çok önceden Allah'ın sözüyle var olduğunu, yerin sudan ve su aracılığıyla yaratıldığını bile bile unutuyorlar. (Petrus'un 2. Mektubu, 3:5)
Gerek burada örnek verilen pasajlar gerekse Yaratılış'a dair İncil'de geçen daha pek çok bölüm göz önüne alındığında anlaşılmaktadır ki, Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri Papa Francis ve Hıristiyanlığın sembolü olan Vatikan evrim teorisini savunarak açık ve net bir şekilde İncil'e ters düşmektedirler. Vatikan evrim konusunda ısrarla şekilde, tek taraflı hareket etmekte, evrim propagandasına birinci dereceden sahip çıkan bir politika izlemektedir.
Daha önce de 2009 yılında Vatikan'ın Papalık Kültür Konseyi tarafından düzenlenen bir konferansta evrim teorisinin geçersizliğini bilimsel delilleriyle anlatan Türk Yaratılışçı Dr. Oktar Babuna anti-demokratik bir muameleye maruz kalmış ve mikrofon elinden alınarak teorinin bilim karşısındaki yenilgisi ile ilgili konuşma yapması engellenmiştir. Bu olay ile bir kez daha görülmüştür ki, Vatikan Allah inancına karşı açıkça evrim teorisinin savunuculuğunu yapmakta ve bu tavrıyla büyük bir hataya düşmektedir.
Papa'nın ve Vatikan temsilcilerinin yapmaları gereken, Allah’ın gücünü, Allah'ın büyüklüğünü ve sonsuz kudretini unutmamak, Allah inancıyla ve dinle doğrudan çelişen evrimci görüşleri terk etmek ve evrim propagandasını bir an önce bırakmaktır. İncil'deki Yaratılış'ı inkar eden kişinin gerçek bir Hristiyan olamayacağı açıktır.
Papalığın özelliği, Hz. İsa (as)’ın, Kuran’da da övülen o güzel ahlakını, imanındaki derinliği, Allah sevgisini ve Allah'a bağlılığı temsil etmesidir. Papa Francis'in de üzerine düşen görev budur.
Hristiyan dünyasındaki maneviyat eksikliğinin giderilmesi aciliyetlidir
İyi bir Hristiyanın yapması gereken İncil’deki yaratılışı savunmaktır evrim teorisi gibi yaratılışı sözde geçersiz kılmak için ortaya atılmış, bilimsellikten uzak safsataları savunmak değil. Yaratılışın delillerini anlatarak insanların imanının artmasına, Allah’ı daha çok sevmelerine vesile olmak her inançlı Hristiyan için bir ibadettir.
Papa Francis’in de bu ibadeti hakkıyla yerine getirmesi ve evrim teorisinin yanlışlığına dair açıklamayı hemen yapması gerekir.
Tüm dünya maruz kaldığı sosyal felaketlere çözüm ararken felaketlerin asıl sebebi olan ve dünyayı zulüm ve dinsizliğe götüren din dışı ideolojilere temel teşkil eden bir teoriyi adeta ilah edinmek büyük bir hatadır.
Bilimsel olarak geçersiz olduğu kesin olarak ispatlanmış olduğu halde körü körüne bu bilim sahtekarlığının peşinden koşmak Vatikan’ın derhal vazgeçmesi gereken bir tutumdur. Papa ve Vatikan görevlileri bu tavırlarıyla samimi dindarların kendilerine olan güvenini de sarsmış, samimi iman eden tüm Hıristiyanların tepkisini çekmişlerdir.
Şu da unutulmamalıdır ki kiliselerde görev yapan çok sayıda din adamının kendilerine emanet edilen çocuklara cinsel tacizde bulunacak kadar bir ahlaki çöküntünün içine girmelerinin ve bu utanç verici davranışın söz konusu çevrelerde oldukça yaygınlaşmış olmasının başlıca sebebi bu fikri çöküntüdür.
Papa Francis, Papalık makamının kendisine sağladığı tüm maddi ayrıcalıkları reddeden; akşamları rahip giysisi ile yoksullara yemek dağıtan, çile çekmenin insanı yücelteceğini öğreten ve hepsinden önemlisi Hristiyan, Musevi, Müslüman, hatta ateiste bile şefkat ve sevgi elini uzatan bir dini lider olmasıyla örnektir. Özellikle içinde bulunduğumuz nefret yüzyılında özlenen ve istenen vasıflara sahip bir insandır. Ancak Papa Francis Allah inancıyla ve dinle doğrudan çelişen evrim teorisini savunmak yerine hakkı savunmalıdır.
Allah'ı hatırlatan açıklamalar yapmalı, din adamlarının imanlarını güçlendirecek ve onları güzel ahlaka ve vicdanlı olmaya sevk edecek konuşmalarda bulunmalı, Hıristiyan dünyasındaki maneviyat kaybını engellemelidir. Aksi takdirde Katolik Kilisesi'nin son yıllarda kaybettiği taraftar sayısının daha da artması kaçınılmaz olacaktır.
Adnan Oktar'ın The Jakarta Post'da yayınlanan makalesi:
http://www.thejakartapost.com/news/2014/11/07/the-papacy-s-great-responsibility.html