Osmanlı’nın yıkılışının sebebi Osmanlı’nın elastiki olmaması değildi. Bağnaz bir toplum haline geldiği için insanlar Osmanlı’dan ayrılmak istediler. Kuran ahlakına dayalı bir sistem olsa, hiç kimse ayrılmak istemez; coşkuyla, sevinçle bir arada yaşarlardı. Mesela Osmanlı Bulgarlara deseydi ki “istediğiniz yerle görüşün, istediğinizi yapın, isterseniz Avrupa’yla görüşün”. İman gittikten sonra birlikte olmayı neden istesinler ki? Her halükarda ayrı olmak isterler. Bir kere, dinleri ayrı. Geleneksel din anlayışı içinde zaten Hristiyanlara değer verilmiyor; hatta düşman olarak görülüyor. Hatta uydurma bir hadiste “Yoldan geçerken Hıristiyan gördüğünüzde, onu yolun kenarına sıkıştırın” diyor.
«Ebû Hüreyre ra’dan, Peygamber sav’den işitmiş olarak rivayet edildiğine göre Resûlullah sav:— Yahudilerle Hristiyanlara (rastladığınızda) evvelâ siz selâm vermeyin. Onlardan birine bir yolda rast gelirseniz kendisini yolun dar tarafına sıkıştırın; buyurmuşlardır.» Bu hadîsi Müslim rivayet etmiştir. (Buluğu'l Meram cilt 4 » «CİHÂD BAHSİ»«Cizye Ve Hüdne Babı»1335/1125- ([246]) |
Bunu da hadis diye anlatıyorlar. Herkes bilir bu sözde hadisi, inkar edilecek gibi değil. Hristiyan biri bunu bilirse, o da öyle bir yerde, öyle bir toplumda yaşamak istemez. Aşağılanmayı istemez.
Dolayısıyla insanlar, bağnaz bir yapı olduğu için Osmanlı’dan ayrılmak istediler. Kuran ahlakına dayalı bir sistem olsa, niye ayrılmak istesinler. Coşkuyla, sevinçle yaşarlardı. Namaz kılmayanın öldürüldüğü bir toplumda tabi ki adam dehşete düşer. Namaz kılmayan dört mezhebe göre öldürülüyor. Dinden çıkan da öldürülüyor. Halbuki bir insan, Allah esirgesin, imanını kaybedebilir. Yani bir hafta, 10 gün imanını kaybedip sonra yeniden iman edebilir. Yani daha önce nasıl imansızsa, sonrasında iman da edebilir. Sonra yine imanını kaybedebilir, yine imanlı olabilir. Bundan dolayı bir insan niçin öldürülsün? Ama işte böyle bağnaz bir yapı olunca, adam da böyle bir toplumda yaşamak istemez. Kendini güvencede görmez. Yani çok ağır cezaların olduğu, ürkütücü bir yapı içerisinde insanlar yaşamak istemezler. Osmanlı’nın yıkılma sebebini asıl buralarda aramak lazım.
Özgürlükte, onları özgürleştirmede de değişen bir şey olmazdı. Zaten Osmanlı kimseye karışmıyordu. Yani karışmış olsaydı zaten ayrılamazlardı onlar. Öyle bir yapı olmuş olsa nasıl ayrılsınlar? Çünkü Osmanlı’nın çok ezici askeri gücü vardı. Ama teknolojide bilimde her şeyde geriye gittikleri için; matbaayı yasaklıyorlar, şunu yasaklıyorlar, bunu yasaklıyorlar. Akıl almaz uygulamalar oluyor. O zaman öyle bir ortamda da insanlar kendi başlarına yaşama arzusunda oluyorlar. Bir de kavmiyetçilik, ırkçılık düşüncesi de o devirlerde yayılmaya başladı. İnsanlara onlar empoze edildi. Sosyalist yapı, komünist mantık geliştirilmeye başlandı. Ondan sonra Osmanlı bu hale geldi. Bunu bir kitapçık haline getiriyim de ben daha rahat anlaşılsın. Belgelere dayandırarak anlatayım İnşaAllah. Çünkü önemli bir konu, böyle sadece birkaç sohbetle anlatmak yeterli değil.
Şimdi özgür bırakmada aynı mantıkta Güneydoğu’da desen ki, “siz istediğinizi yapın, istediğiniz gibi propaganda yapın, istediğiniz konuşmayı yapın. Serbestsiniz”, o zaman komünizm gelir. Komünizm gelir ve ayrılır. Seni de komünist yapmak ister. Yani sonucu bu olur. Ama fikren güçlü bir atak yaparsan, darwinizmi, materyalizmi ortadan kaldırırsan, şefkat, merhamet, sevgi gösterirsen, bağnazlığı kaldırırsan, yani mezheplerin bağnaz hurafe olan bazı hükümlerinin dehşet verici yönlerini ortadan kaldırırsan, insanlar severek İslam’a yaklaşırlar.
Ama sen kadınları kuma gömüp taşlayacağım dersen, hatta taşlar da küçük olacak, can çekişerek ölmesi için dersen. Bu çok korkunç bir şey. Yani başına on binlerce taş yağdırarak bir kadını öldürmeye kalkarsan, bir genci öldürmeye kalkarsan, öyle bir dine insanlar girmek istemez. Bu çok korkunç bir uygulama. Yani müşriklerin yaptığı dehşet verici infaz çeşitlerinden bir tanesidir bu. Müslümanlıkta şefkat ve merhamet esastır. Affedicilik esastır. Bu ahlak yaşanırsa herkes İslam’ı sever. O zaman herkes Müslümanlarla bir arada olmak, onlarla birlik olmak ister. (13 Ocak 2013, A9 TV)