Dünya hayatındaki imtihanın bir gereği olarak nefis –Cenab-ı Allah (cc)'ın dilemesi dışında- insanları daima kötülüğe davet edecek şekilde yaratılmıştır. İnsanı teşvik ettiği bu kötülüklerin başında, kendisini doğruya ve iyiye yöneltecek olan vicdanın sesini dinlememek gelir.
Nefis, kişinin ihlasını kırmak, samimiyetini zedelemek için benliğinde var olan her türlü kötü fikir ve düşünceyi destekleyecek şekilde hareket eder. Çünkü "Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene', Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun)." (Şems Suresi, 7-8) ayetleriyle de haber verildiği gibi nefis, benliğinde 'sınır tanımaz günah ve kötülüğü' barındıran bir varlıktır. Ancak Yüce Allah (cc) insana tüm bu sınırsız kötülükten sakınmasının ve nefsini arındırıp temizlemesinin yolunu da ilham etmiştir.
"Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır." (Şems Suresi, 9-10) ayetleriyle de belirtildiği gibi nefsindeki kötülüklerin ardı sıra giden yıkıma uğrayacak, tüm bu kötülüklerden arınıp temizlenen ise kurtuluşa erecektir.
İşte ihlası kazanmayı ve böylece Allah (cc)'ın salih kullarından olabilmeyi hedefleyen bir kimsenin seçimi de mutlaka bu yönde olmalıdır. Cenab-ı Allah (cc) müminlerin bu konudaki samimi çabalarını "İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah'ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini satın alır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır." (Bakara Suresi, 207) ayetiyle bildirmiştir.
Ancak önemli olan insanın nefsine karşı son derece dürüst ve samimi yaklaşması, nefsinin Kuran ahlakına aykırı taleplerini asla kabul etmemesi ve ona sahip çıkmamasıdır. Nefsini kötülüklerden arındırıp eğitebilmesi, ona boyun eğdirebilmesi ve terbiye edebilmesi ancak bu yolla mümkün olabilir. Bunun için nefsini hiçbir zaman için kendi benliğinin bir parçası gibi görmemeli, hiçbir zaman için ondan yana tavır koymamalı ve onu savunmamalıdır. Onun daima haksız olduğunu, telkinlerinin Kuran ahlakına ve sünnete uygun olmadığını, şeytanın sözcülüğünü yaptığını bilmeli, ondan gelen sözleri bu anlayış ile değerlendirmelidir.
Ayrıca nefsi kötülüğü teşvik ettiğinde ona nasihat etmeli, şeytani bir merhamete kapılmadan vicdanının sesini dinlemelidir. Nefsinin başvurduğu hileli yöntemleri fark edebilmesi, onu tarafsız bir gözle değerlendirip, Kuran ahlakı ile muhakeme edip yargılayabilmesi ancak bu yolla mümkün olabilecektir. Ancak bu şekilde ihlası ve Allah (cc)'ın rızasını kazanabilecektir. Yüce Allah (cc) bu durumu ayetlerinde "Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular) dan sakındırırsa, artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir." (Nazi'at Suresi, 40-41) hükmüyle bildirmiştir.