Allah “iman edenlerin birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde olduklarında; bolluk, huzur ve güven vereceğini, aksinde korku, acı ve ızdırap tattırdığını” Kuran’ın pek çok ayetinde haber vermektedir. Dolayısıyla şu anda dünyada parçalanmış şekilde bulunan Muslümanların zulüm görmesinin, sıkıntı içinde olmasının nedenini Kuran’ın rehberliğinde açıkça anlıyoruz. Allah’ın izniyle önümüzdeki kutlu dönem ise iman edenlerin basiretlerinin açıldığı, perdelerin kalktığı ve birliğin kesin gerekliliğinin ve öneminin anlaşıldığı bir dönem olacaktır.
Yüce Rabbimiz Müslüman topluluğunun kendi içinde bölünmesini yasaklamıştır ve Allah Kuran’da Müslümanlara hitap ederken hep tek bir topluluğa hitap etmektedir. Enbiya Suresi’nin 92 ve 93. ayetlerinde, “Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz. Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar); hepsi Bize döneceklerdir.” diye bildirilmektedir.
Bu gerçeklere rağmen Kuran’daki bu emri görmezden gelmek elbette sıkıntıların kaynağıdır. Ayrıştırıcı konuşup, bu tür açıklamaların savunuculuğunu yapıp, birleştirici kucaklayıcı olmazsak Allah’ın felaha kavuşturmayacağı apaçıktır. Yüce Rabbimiz ancak Kendi emrine uyulup, kardeşlik yolundan gidildiğinde bereket, güç verir. İman edenlerin her fırsatta gücünü kırmaya çalışan şeytanın bu oyununa karşı dikkatimiz hep açık olmalıdır. Allah Müslümanların birlik olmaları gerektiğini bir başka ayetinde şöyle haber vermiştir:
Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. (Al-i İmran Suresi, 103)
Saff suresinde ise Allah “...Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever.” (Saff Suresi, 4) diye bildirmekte, “lehimlenmiş gibi olacaksınız” buyurmaktadır. Oysa kardeş olması gereken Müslümanlar şu anda paramparçalar. Kardeşlik üstün gelmesi gerekirken Müslüman topluluklar birçok yerde birbirine düşmüş durumda.
Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Aslında bu ayet önemli bir sırrı ortaya koymaktadır. 1.5 milyar nüfuslarına, zengin yer altı kaynaklarına, önemli jeo politik konumlarına rağmen Müslüman ülkelerin eziliyor olmasının temel sebeplerinden biri Müslümanların birbirlerini koruyup kollamamaları yani dağınıklıklarıdır. İnkar edenler ise, sayıca az dahi olsalar, birbirilerini korudukları yani ittifak ettikleri, ortak davrandıkları için güçlü ve etkili olmaktadır.
Nitekim Enfal Suresi’nin 46. ayetinde ise, “Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider...” diye bildirilmektedir.
Müslümanların kardeş olmanın şuuruyla birbirlerine sahip çıkmak, birbirlerini koruyup kollamak yerine, son derece anlamsız tartışmaların içinde boğulması, bir diğeriyle amansızca kavga etmesi, hatta kendi kardeşine silah doğrultması şu an İslam aleminin başındaki en büyük beladır. Bu beladan kurtulmanın yolu ise açıktır. Allah, “Birleşin. Beraber olun.” “Çözülmeye karşı birleşme yapın” diye emretmektedir. Bir Müslüman Allah’ın bu emrine kesin titizlik gösterir. Allah’ın beğendiği ahlak olan sevgi, merhamet, adalet ruhunun sonucu olarak bir Müslümanın vicdanı zaten ayrılığı kabul edemez.
Müslümanların kardeşlik içinde her olayda birlik dayanışma içinde olması çok doğaldır, en önemlisi Kuran’a uygun olan, yapılması gereken budur. Birlik ve beraberlikte güzellik olduğu için Allah iman edenlere bunu öğütlemektedir. Müslümanlar bir ailenin fertleri gibidirler. Güçlü bir sevgi ve merhametin yaşandığı bu ailede yapılan hatalara da merhametle yaklaşıp o hatayı telafi etmeye çalışmak, göz önüne çıkarmayıp güzellikle düzeltmeye gayret etmek çok güzel bir tavır olacaktır. Allah’ın bizden istediği ahlak budur.
Adnan Oktar'ın Harakah Daily'de yayınlanan makalesi: