Sayın Adnan Oktar sohbet programlarında sık sık şehit ailelerine ve gazilere saygı, nezaket ve hürmet gösterilmesi gerektiğini hatırlatmakta lokanta, market, mağaza, turistik tesisler ve birçok yerde ücretsiz olarak ağırlanmaları gerektiğini söylemektedir. Fransa'da yaşayan sıva ustası Ali Dal da Eskişehir'deki evini şehit Astsubay Necdet Aydoğdu'nun ailesine bağışlamıştır. 18 Ocak 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Bizim de her şeyimiz onların. Malımız da onların, mülkümüz de onların, gayretimiz de onların. Madem bize annelerini, babalarını, kardeşlerini emanet ettiler, başımızın tacı onlar. Ben her zaman söylüyorum; mağazaya gittiğinde bir palto aldı mesela bir gazinin çocuğu; babasının madalyası var çocukta -çocukların hepsine madalya verilmesi lazım- şimdi o çocuktan parayı alırsan, bunu hangi vicdan kaldırabilir? Zaten alınmaz. Ne gerek var? Senin dükkanın ayaktaysa o gazinin vesilesiyle ayakta kalmışsın. Senin çoluğun, çocuğun o gazinin canını Allah’a teslim etmesi vesilesiyle ayakta kalmış. Dinimize, imanımıza, mukaddesatımıza bir saldırı gelmiyorsa o canımızın vesilesiyle olmuş. Vefa denen bir şey vardır. Bize emanet olduklarına göre normal bir hayat da değil, zengin etmek lazım. Zengin olsunlar şehit aileleri, canlarımız. Biz fakir olalım, onlar zengin olsun. Rahat yaşasınlar ki gönlümüz rahat etsin, vicdanen. Bakkala gidiyor, mesela yarım kilo peynir istiyor; ne gerek var ondan para alacaksın? “Tamam, Allah verdi onun karşılığını bana” dersin, gönderirsin. “Allah ödedi” dersin. Ne gerek var? Zaten fakir benim canlarım, çoğu fakir. Yürek parçalayan bir şey olur, çok acayip bir şey olur. Millet de desteklesin, devletimiz de desteklesin. Lafta da kalmasın, fiilen uygulansın. 6 Nisan 2012, A9 TV ADNAN OKTAR: “Şehit aileleri her yerde korunsun zaten. Öncelik onlarda olsun. Hadi biz iş bulamasak bile, insan açlıktan ölmez. Ama şehit ailesini fakir tutmak, insanlara muhtaç hale getirmek çok onur kırıcı ve çok küçük düşürücü olur. Millet olarak bize bu yakışmaz. Şehit aileleri öncelikli girsin işe, çalışsınlar. Öncelik onlara ait olsun. Rahat etsinler, biz onların huzurunu görelim, biz mutlu oluruz. Bizim tokluğumuz, açlığımız önemli değil. Onlar Allah rızası için, din için, iman için, vatan için, millet için, bayrak için, namus için, şeref ve onur için, hepsinin üstünde Allah rızası için canlarını vermişler. Can, canını vermiş. Toprak altına girmiş ve cennete gitmiş. O ailelere bakmak, şehidimizin ailesine bakmak namus borcudur. Aksi namusu kirletir. Çok ağır bir vebaldir. Mesela bir öncelik olur, ver şehit ailesinin olsun. Ölmeyiz açlıktan, bir şey olmaz. Kilodan ölüyor millet, açlıktan ölmüyor insanlar. Ekseriyetle kilodan ölüyor; kolesterol fazlalığından, et yemenin fazlalığından, proteinli yiyeceklerden, bundan dolayı ölüyor insanlar. Ne olacak yani, sebzeyle, ekmekle yaşar insan, bir şey olmaz. Şehit ailelerinin huzurunu, mutluluğunu görmek bizim için büyük bir sevinçtir.” Asu TV, 5 Temmuz 2010 ADNAN OKTAR: Vatanı, milleti, namusu, haysiyeti, şerefi korumak için kardeşlerimiz gidip canını veriyor, aslan gibi delikanlılar. Kolu kopuyor dibinden, ayağı kopuyor ve evinde oturuyor bu insan. Bu nasıl tahammül edilir bir şey? Gaziler bir kere her yere dolacaklar, biz onları alıp kucaklayıp, havalandıracağız nereye giderlerse, değil mi? Alınlarını öpeceğiz her gördüğümüz yerde. Bir yere geldiğinde gazi, biz onu madalyasından tanıyacağız, biz nereden anlayacağız. Sarı pirinç madalya gördüğümüzde bizim içimiz burkulur, ben istemiyorum. Altından olsun istiyorum. Para bulacağım diyorum. Bulacağız, toplayacağız, biz millet olarak vereceğiz, veririz inşaAllah. Ve biz onları iyi hayat şartlarında gördüğümüzde mutlu oluruz. Ben bir gazi ailesi, mesela gecekonduda oturuyor, unutulmuş, kimse gitmiyor ziyaretine… Rica ediyorum, istirham ediyorum... Lokantaya götürecek gaziyi, oturacak, yemeğini yiyecek, iltifat edilecek. Hatta araba tutacak lokantanın sahibi, sarı taksi, ne ise, “efendim götürsün istediğiniz yere” diyecek… Senin canını kurtarmış, malını kurtarmış, namusunu, vatanını kurtarmış. Ve bu uğurda kolunu, bacağını kopartmış gitmiş, yani sen nasıl ondan para istersin? Bir şehit babası evde yalnız başına otururken, bir insan nasıl rahat eder vicdanen? Gazi arabayla gidiyor, gazi olup olmadığı belli değil. Ve genellikle de evlerinde oturuyorlar, niye öyle olsun kardeşim? Düğüne götüreyim mi, alıp götürürüm. Evde mesela bir yemek var, “getirin gazimizi” derim. Kucaklarız omzumuzla, alır karşımıza oturturuz. Gözünü kaybediyor bak gençliğinde, dünyayı bir daha göremiyor Allah için. Sarıl sarıl alnından öp değil mi?... Bereket olur, bir güzellik olur, insanın içi açılır, beynine kan gelir insanın. Öbür türlü insan kasılır, çöker, azaptır bu. Çay TV, 11 Mart 2009 ADNAN OKTAR: Bir de gazilerimiz bizim unutulmuş vaziyette oluyor. Biz gazileri göremiyoruz. Gazi, “selamün aleyküm” diyecek pastaneye girecek gelip oturacak, millet eğilip alnından öpecek onu. Ondan para alınmaz. Mesela taksiye bindi, para yok. Mesela mağazaya girdi, para yok. Gaziden para alınmaz, o madalyayı takacak, biz göreceğiz onun madalyasını. Mesela kolu kopmuş, o kopmuş kolundan öpecek insanlar. O bir aslan o, niye evinde oturtalım biz gaziyi; lütuf olarak değil bu hak ettiği için, aslan olduğu için bu inşaAllah. Veyahut uçağa bindi, niçin para alınsın, bedava, her yerde bedava olacak. Yahut gitti bir gömlek aldı, ayıptır yani mağazada oturup ondan, gaziden para alınır mı? O bereket getirir, güzellik getirir. Bitti diyeceksiniz, gel bir sarılayım diyeceksin, Allah selamet versin. Mesela bazısı tekerlekli arabayla geliyorlar, kimisi de koltuk değneğiyle geliyor, aslan onlar. Turistik tesisler, hepsi bedava olması lazım onlara. Aksi çok acayip, evlerine gidip oturuyor o çocuklar. Bütün ömürleri evlerinde geçiyor, olur mu öyle şey arslanlara. Hele şehit ailelerine her yerde böyle muhabbet, coşku, her yerde o sevgiyi, o asaletlerini onlara hissettirmek lazım, kat kat fazlasıyla. Başkent TV, 6 Mart 2009 Adnan Oktar: Evet o kadar, saygı gösterilmesi, nezaket ve hürmet gösterilmesi. Çünkü Allah bize bunu nasip etmemiş, ona vermiş o güzel bir imtihanla imtihan oluyor, demek ki güzel bir tıynet bu. Var gücümüzle gayret edelim, evinde gaziyi oturtturmak ne demek, unutmak ne demek, mesela şehit aileleri her tuttuğumuz yerde alnından öpelim. Şehit ailelerine her yerde hürmet saygı gösterilsin, onlara var gücümüzle destek olup imkân sağlayalım. Şehit ailesi, şehit babası, şehit anası, ne büyük onur, hem annesine hem babasına ayrı ayrı madalya verilmesi lazım onların. Direk göğsünde taşıyacaklar, gördüğümüz yerde sarılacağız. Herkes mesela evine buyur etsin onları, lokantasına buyur etsin, değil mi? Mesela otobüsle arabayla götürüyorsa “Estağfirullah diyecek, biz sizden niye para alalım” diyecekler. Böyle bir sistem olması lazım. |