İşte ahiret yurdu; Biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir. (Kasas Suresi, 83)
Kuran ahlakında tevazu, insanın Allah (cc)`a karşı aciz bir kul olduğunu bilmesi ve tüm yaşamını ve davranışlarını bu bilgi doğrultusunda yönlendirmesidir. Bunu ancak, Allah (cc)`ı gereği gibi takdir edebilen, O`nun gücünü, hakimiyetini ve kudretini görebilen Müslümanlar yaşayabilirler. Çünkü onlar çok iyi bilir ki, Allah (cc)`tan başka ilah yoktur. Her şeyi yaratan, öldüren ve sonra yeniden diriltecek olan alemlerin Rabbi Allah (cc)`tır. O, her şeyi sarıp kuşatan, her şeye gücü yeten, her şeyden haberi olandır. Allah (cc), bütün eksikliklerden uzak, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır.
İnsan ise, ancak Allah (cc)`ın kendisine bahşettiği kadarına sahip olabilen, O`nun dilediği kadarına malik olabilen bir varlıktır. Her an ihtiyaç içindedir ve Allah (cc)`ın kendisine verdiği sayısız nimete her an muhtaçtır. Her şeyin tek hakimi olan Allah (cc)`ın büyüklüğü karşısında, acizlikler içinde olan insanın, daima tevazu içinde olması gerekir. Tevazu, müminin yüzünden, bakışından, konuşmasından ve diğer tüm ahlak özelliklerinden rahatça anlaşılır. Böyle bir insan güzel ahlaklı, sevimli ve sevecen olur, nimetlerden zevk alır, Allah (cc)`a sürekli olarak şükredicidir ve büyüklenme hissinin getirdiği zorluk, bela ve boş beklentilerden uzak yaşar. Bir yandan ahirette en büyük güzelliklere ve nimetlere ulaşmak için kendisine bir yol açarken, bir yandan da dünyada rahat ve huzurlu yaşar.
Tevazu sahibi kişi, kendisini yeterli ve üstün görmediği için her zaman daha iyiye ve mükemmele doğru ilerleyebilir ve Allah (cc) yolunda duyduğu her sözden, aldığı her tavsiyeden istifade eder. Onun bu tutumu, sahip olduğu güzel ahlak özelliklerini artıracak ve onu cennete yaklaştıracak nimetlerden bir tanesidir.
Allah (cc)`ı takdir edemeyen, Kuran`ın hükümlerine aykırı davranan ve kendilerini büyük görenler ise Cenab-ı Allah`ın karşısında ne kadar büyük bir acizlik içinde olduğunu unutan kimselerdir. İçine düştükleri bu büyük gafletten dolayı Allah (cc)`a karşı ihtiyaç içinde olduklarının farkında olamaz, O`nun rahmetine sığınamaz, O`nun üstün kudretini anlayamazlar. Tek yardımcılarının Allah (cc) olduğunu unutur ve Allah (cc)`ın kendilerine verdikleri nimetleri, bir büyüklenme vesilesi olarak kullanmaya kalkarlar. Allah (cc), ayetinde büyüklenenlerin alacağı karşılığı şu şekilde haber vermiştir:
"Ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, işte onlar ateşin arkadaşlarıdır; onda sonsuzca kalacaklardır." (Araf Suresi, 36)