Dünya hayatının maddi manevi tüm nimetlerini lütfedip yaratan ve insanların hizmetine veren sonsuz rahmet sahibi olan Yüce Rabbimiz`dir. İman sahibi bir insan bu önemli gerçeğin farkındadır. Bu nedenle de, sahip olduğu, karşılaştığı her nimet, yaşadığı her güzellik için herşeyin ve herkesin üstünde, Rabbimiz`e şükreder. Hayata başladığı andan itibaren, her saniye yaşadığı ve yaşayacağı herşey için Allah (cc)`a muhtaç olduğunu, kendisini an an koruyup kollayan tek ve biricik gücün yalnızca Allah (cc)`ın olduğunu asla unutmaz. Bu nedenle de yaratılmış her türlü nimetten, herkesten ve herşeyden çok Rabbimiz`i sever. Herşeyin ve herkesin üstünde O`na bağlı ve O`na sadıktır. Allah (cc)`ın rızasını kazanmak, O`nun sevgisine, dostluğuna ve yakınlığına layık olabilmek mümin için dünya hayatının hiçbir menfaatiyle kıyaslanmayacak kadar ehemmiyetlidir. Allah (cc)'a gönülden bağlıdır. Her ne şart altında olursa olsun, Rabbimiz'i, O`na olan imanından, bağlılık ve sadakatinden vazgeçemeyecek kadar çok sever ve O`na karşı haşyet dolu, derin bir korku duyar. Allah (cc)'a, O'nun razı olmayacağı bir tavır göstermekten içi titreyerek korkar ve böyle birşeyden şiddetle kaçınacak kadar büyük bir saygı ile inanır. Müminler, Sonsuz Kudret Sahibi olan Rabbimiz`e olan bu sevgi ve bağlılıkları dolayısıyla Kuran`da "Rablerine kalpleri tatmin bulmuş olarak bağlanan kimseler" (Hud Suresi, 23) olarak anlatılmış ve cennetle müjdelenmişlerdir.
Bir başka ayette ise müminlerin Allah (cc)`a bir ömür boyu, sürekli artarak devam eden sevgi ve sadakatleri şöyle bildirilmiştir:
De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (Enam Suresi, 162)
Tüm hayatı boyunca Allah (cc)`a karşı gösterdiği üstün sadakat ve bağlılığıyla tüm Müslümanlara örnek olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), insanın tek dost, yardımcı ve velisinin ancak Allah (cc) olduğunu müminlere şöyle hatırlatmıştır:
"... Bir şey isteyince Allah (cc)'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah (cc)'tan yardım dile. Zira kullar, Allah (cc)'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için biraraya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah (cc)'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar." (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992, s. 314).
Bu gerçeğin bilincinde olan müminler Allah (cc)`a olan sadakatleri dolayısıyla Allah (cc) yolunda yaptıkları tüm salih amellerde ve Rabbimiz`i razı edecek güzel ahlakta 'süreklilik' gösterirler. Allah (cc), müminler için hayırlı ve güzel olanın 'sürekli' salih amellerde bulunmak olduğunu ve bu ahlakı gösteren müminleri cennetiyle müjdelediğini Kuran'da şöyle bildirmektedir:
"Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici süsüdür; sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır. " (Kehf Suresi, 46)