İslam ülkeleri 2014 yılında yine savaş, işgal, açlık, yokluk ve çatışmalarla sarsılmaya devam ediyor. Ölümler, yaralanmalar, yıkılan evler ve zorluk içinde yaşamaya devam eden insanların yardım haykırışları herkesin yüreğini burkuyor. Artık hem İslam alemi hem de dünya ülkeleri yeryüzüne sevginin hakim olmasını istiyor.
İsrail’le Filistin arasında 7 Temmuz’dan beri devam eden çatışmalarda şu ana kadar Gazze’de 1.400 ev yıkıldı ve 19.070 civarında konut hasar gördü. Saldırılarda 25 kadar hastane ve sağlık kuruluşu da etkilendi. Konuyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler Mültecileri Koruma Örgütü (UNRWA), 100 bin Filistinlinin evsiz kaldığını ve bir kısmının BM kamplarında yaşadığını duyurdu. Yaralı sayısının 5 bini aştığı düşünülürse Gazze’nin şu an çok acil bir şekilde yiyecek, sağlık ve barınma ihtiyacını giderecek yardımlara ihtiyacı var. http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26868411.asp
Filistinliler sadece Gazze’de değil, mülteci oldukları diğer ülkelerde de zor şartlar altında yaşıyorlar. Örneğin Suriye’nin Yermuk Kampı’nda 20 bin Filistinli bir yandan açlığa, bir yandan da ülkedeki iç savaşa rağmen hayata tutunmaya çalışıyor. Yermuk’ta açlıktan ölen insanların görüntülerini unutmak ise mümkün değil.
Daha önce yaşanan İsrail Arap savaşından kaçan Filistinliler, Suriye’nin yanında Ürdün ve Lübnan başta olmak üzere çeşitli ülkelere sığınmış durumda. Sağlık koşullarının kötülüğü nedeniyle kamplarda yaşayan insanlarda birçok hastalık görülüyor. Yaralıların tedavileri zorlaşıyor. Gazze ve Batı Şeria’da on yıllardır kamplarda yaşayanların sayısı 1 milyon 850 bin civarında. Filistinli mültecilerin toplam sayısı ise neredeyse 5 milyona yaklaşıyor. Bu rakam Filistin nüfusunun %70’ine tekabül ediyor. http://www.aljazeera.com.tr/interaktif/66-yillik-felaket
Irak’ta IŞİD saldırılarından kaçan Türkmenler ve Şiiler de yeni bir mülteci dalgası oluşturmuş durumda. Sıcak hava ve kötü koşullar en çok çocukları etkiliyor. Geçtiğimiz hafta Türkmen mülteci kampında 5 çocuk sıcaklar yüzünden hayatını kaybetti.
Suriyeli mülteciler de çok zor şartlar altında. Uluslararası Yardım ve Kalkınma Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bassam Dowayhe, Suriye’deki son durumu şöyle anlatıyor: "Yaklaşık 300 bin kişi öldürüldü, 400 bin kişi ise yaralandı ya da hapsedildi, bir buçuk milyon ev yıkıldı. O yüzden 11 milyondan fazla mültecimiz var. 6 milyonu Suriye'de, 5 milyonu ise çevre ülkelerde..." Bu gerçekler önümüzde dururken yüzümüzü çevirmek, yardıma isteksiz davranmak, kalıcı ve köklü çözümler oluşturmamak bir Müslümana asla yakışmaz.
İslam coğrafyası üzerindeki sorunlar sadece Suriye ve Filistin’le de sınırlı değil. Uygur Türkleri, Iraklılar, Afganlar, Arakanlılar, Somalililer, Sudanlılar başta olmak üzere daha birçok Müslüman halk da yardıma muhtaç bir vaziyette gözlerini vicdan sahibi ülkelere dikmiş durumda. BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO, elverişsiz hava şartları ve ulusal bağlamda gıda fiyatlarının yüksekliği nedeniyle 26'sı Afrika'da olmak üzere 33 ülkenin dışarıdan gıda yardımı almaya muhtaç kaldığını vurguladı. FAO, Somali'de özellikle ülke içinde göç etmek zorunda kalanlar ile kırsal kesimlerdeki yoksullar olmak üzere yaklaşık 870 bin, Güney Sudan'da 3,5 milyon ve Sudan'da 5 milyon kişinin gıda yardımına ihtiyaç duyduğuna dikkati çekti. http://www.aa.com.tr/tr/dunya/353796--26-afrika-ulkesi-gida-yardimina-muhtac BM de Sudan’da geçen seneye göre yardıma ihtiyacı olan insan sayısının arttığını belirtiyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güney Sudan İnsani İşler Koordinatörü Toby Lanzer, Sudan’daki durumun en az Suriye kadar tehlikeli olduğunu söylüyor.
Somali’de de çok zor şartlar var. BM verilerine göre, 870 bin kişi hayatta kalabilmek için insani yardıma ihtiyaç duyuyor.
Dünya kamuoyu bunca acıya şahit olurken, zorda ve darda olan bu insanların yardımına yetişemeyecek kadar yetersiz bir durumda mıyız?
Geçtiğimiz günlerde bir başka rapor daha açıklandı. BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun gıda israfıyla mücadeledeki önemli isimlerinden Prof. Per Pinstrup-Andersen, Avrupa'da her yıl 100 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini belirtti. FAO'nun en iyimser tahminlerine göre dünya çapında üretilen gıdanın üçte biri yenmeden önce ya kaybediliyor ya da israf ediliyor.
Sonuçta bu veriler, dünyada 7 milyar insanı doyuracak yiyecek kaynaklarının olduğunu bize gösteriyor. O halde, ilk etapta bu kaynakların ihtiyacı olan coğrafyalara el birlik ulaştırılması, ardından da yeryüzünde hiçbir insanın aç ve açıkta kalmaması için çalışacak sistemlerin kurulması en aciliyetli konu.
Yiyecek israfı konunun sadece bir yönü. Asıl en büyük israf, savaşmak için yapılan silahlar, şehirleri yıkmak için üretilen bombalar. Yeryüzünde sevgi şu an adeta hapsedildiği için ülkeler çılgınca silahlanmaya çalışıyor. Nefret ise sadece yıkım ve yeni acılar getiriyor. Her türlü israf önlendiğinde, malı, Allah rızası için, bir ibadet olarak insanlara dağıtan mekanizmalar kurulduğunda bu sorunlar ortadan kalkacak.
Dünyanın gerçek hastalığı sevgisizlik. Egoizmin, nefretin ve çatışmaların arkasında yoğun bir sevgisizlik var. Farklı ırk, mezhep ve inançtan diye başka toplumlarla anlaşamamanın, kavgaların ve çekememezliğin arkasında sevgisizlik var.
Yeryüzü artık sevgi ve adaletle hükmedip kan akıtmayacak, akan kanı durduracak sevgi sahiplerini bekliyor. Allah en kısa zamanda insanlığı sevginin hakim olduğu güzel günlere ulaştırsın.