Libya Üzerinde Çok Uluslu Senaryolar
ucgen

Libya Üzerinde Çok Uluslu Senaryolar

31131

2011'de 42 yıllık Kaddafi rejiminin yıkılmasından bu yana ülkede sular bir türlü durulmadı. Aradan geçen 4 yıla rağmen ülkedeki çatışmalar ve iç savaş halen devam ediyor.

Kaddafi'nin devrilmesiyle oluşan otorite boşluğunu ele geçirmek için, mevcut iki rakip hükümetin silahlı milisleri de dahil pek çok grup, aşiret ve radikal örgüt yönetimi ele geçirmek için aralarında savaş halinde. Ülkede devam eden iç savaş ve kargaşa, alt yapı ve pek çok önemli tesisi enkaz haline getirdi. Karşıt gruplar arasındaki çatışmalar nedeniyle yaklaşık 400.000 Libyalı ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı.

İki Meclis, İki Hükümet, İki Ordu

25 Haziran 2014 genel seçimlerinden sonra yeni parlamentonun "Temsilciler Meclisi" adıyla Bingazi'de toplanması gerekirken bazı milletvekilleri bölgedeki karışıklık ve şiddet olayları nedeniyle eski meclisten görevi teslim almadan Tobruk kentinde toplandılar.

Trablus'taki görevini tamamlayan "Milli Genel Kongre" de Tobruk'ta toplanan parlamenterleri görevi devralmadıkları gerekçesiyle gayrımeşru ilan etti. Ardından her iki meclis de kendi hükümetlerini oluşturdu. Birisi başkent Trablus'ta, diğeri ise Tobruk'ta olmak üzere iki rakip yönetim ortaya çıktı.

Ülkede halen süregiden iç savaş ağırlıklı olarak Trablus'taki Milli Genel Kongre'yi destekleyen "Libya Şafağı" koalisyonuna bağlı silahlı Fecr Kuvvetleri ile Tobruk'taki Temsilciler Meclisi'nin desteklediği emekli General Halife Hafter'in "Onur Operasyonu" koalisyonuna bağlı milisler arasında yaşanıyor. Çatışmaların ana hedefi büyük merkezi şehirleri ve petrol bölgelerinde hakimiyet kurabilmek.

Trablus hükümetinin kontrol ettiği yerler arasında başkent Trablus, Bingazi ve Beni Velid gibi kentler bulunuyor. Tobruk hükümetine bağlı güçler ise ülkenin doğusunda Tobruk, Beyda ve Ecdebiye kentleriyle, batıda Zintan ve Zaviye kentlerini ellerinde tutuyor.

Bu iki odak dışında Libya'da etkin olan güçler, Trablus'a yakın Tuaregler ve Güney'deki Tebular dışında denkleme yeni katılan IŞİD.

Darbeci General Hafter Artık Genelkurmay Başkanı

Şu an Libya'daki en büyük silahlı güçlerden birinin komutasını elinde tutan emekli General Hafter Kaddafi döneminin eski komutanlarından. Kaddafi'ye yönelik darbe planları deşifre olunca ABD'nin kendi ülkesine kaçırdığı Hafter 20 yıla yakın bir süre ABD'de kalarak eğitim aldı.

2011'de Libya İç Savaşı sırasında ülkesine geri dönen Hafter, 2014 Mayıs ayında Zintan merkezli silahlı gruplarla hükümete karşı başlattığı darbe girişimi Trablus ve Misrata'daki devrimci milislerin desteklediği Trablus merkezi yönetimi tarafından etkisiz hale getirildi.

O günden bu yana, "İslamcı gruplara savaş açtığını" açıkça ifade eden Hafter, Zintan Tugayı gibi milis grupların katılımıyla, elindeki savaş uçaklarının da avantajını kullanarak Libya'nın kuzeydoğusundaki İslamcı gruplara karşı yoğun bir çatışma içinde bulunuyor.

Bu çabaları göz doldurmuş olacak ki Tobruk Hükümeti Başbakanı Abdullah es-Sini, Halife Hafter'e bağlı silahlı "Onur Operasyonu" koalisyonu güçlerini "düzenli ordu" olarak tanıdığını, General Hafter'i de Genelkurmay Başkanlığı'na getirdiğini resmen ilan etti.

Böylece, Batı toplumunun Libya'nın resmi temsilcisi olarak tanıdığı Tobruk hükümeti, ABD ile çok yakın ilişkileri olan General Hafter'i de saflarına katınca taşlar yerine oturmuş oldu.

Hafter'in ileriki bir aşamada ani bir darbeyle Sisi gibi Libya'nın tek hakimi olarak başa geçmesine pek de şaşırmamak gerekir.

Birinci Hedef Libya Petrolleri

Libya, bilinen 48 milyar varille Afrika'nın en büyük petrol rezervlerini barındırıyor. Devrim öncesinde günlük yaklaşık 1.6 milyon varil petrol üreten Libya'da petrol kaynaklarının paylaşımı konusunda yaşanan ihtilaflar ülkede dinmeyen iç çatışmaların da başlıca nedeni.

Devrimi başlatan gruplar dahi petrolden pay kapabilme hırsıyla hasım haline geldi. Ülkenin doğusundaki petrol tesislerini korumakla görevlendirilen isyancıların lideri İbrahim Candan birden bölgedeki petrol tesislerine el koyduğunu açıkladı. Bununla da kalmayıp hükümetin onayı olmadan yurt dışına petrol ihraç etmeye kalktı.

Bu esnada yaşanan çok ilginç bir olay Libya petrolünü Libyalılardan çok daha yakından takip edenlerin olduğunu gösterdi. İsyancıların ülke dışına satılmak üzere gizlice petrol yükleyip yola çıkardığı tankere Amerikan deniz komandoları Güney Kıbrıs açıklarında filmlerdekini aratmayacak bir operasyonla el koydu.

Libya petrolleri konusunda en iştahlı olan Fransa, İtalya gibi ülkeler de ABD'nin zaman içindeki ezici stratejik baskıları sonucu geri atmak zorunda kaldılar.

Sahnedeki Son Aktör: IŞİD

Suriye ve Irak'taki petrol kaynaklarını kontrol altına almaya çalışan IŞİD de yeni hedef olarak Libya'daki kaynaklara yöneldi. Mart ayı içinde birkaç kez petrol sahalarını bombalayan IŞİD bölgede varlığını hissettirmeye çalışıyor.

Libya'nın eski BAE Büyükelçisi Aref Ali Nayed'in görüşüne göre, "grup çok hızlı genişliyor ve başta İtalya ve Güney Avrupa olmak üzere tüm kıtayı tehdit edebilir".

Diğer yandan Sisi yönetimindeki Mısır, IŞİD'in 21 Mısırlı kıptiyi katletmesi üzerine, Tobruk hükümetiyle koordineli biçimde Libya'daki IŞİD hedeflerine hava saldırısı düzenledi. Bu operasyon Sisi'ye hem iç destek kazanma hem de bir şekilde uluslararası koalisyona dahil olarak ileride bölgeden pay iddia etme fırsatını veriyor.

Ayrıca ABD'nin Mısır'a IŞİD'le mücadele için 10 Apaçi helikopteri vermesi, Fransa'yla da 24 Rafale uçağı için 5.9 milyar dolarlık anlaşma imzalaması da bölgedeki karışıklığın önümüzdeki günlerde daha da artacağını ortaya koyuyor.

Görüldüğü gibi Libya bugünlerde her an şekil değiştirebilen çok denklemli karmaşık senaryolara sahne olan bir coğrafya. Bu tablo karşısında ilk etapta en iyi beklenti, 'Trablus ve Tobruk hükümetlerinin geniş tabanlı bir milli birlik hükümeti kurmaları ve anayasa çalışmaları için istikrar ortamının temin edilmesi konusunda görüş birliğine varmaları' olacaktır.

Adnan Oktar'ın MBC Times'da yayınlanan makalesi:

http://www.mbctimes.com/english/multinational-scenarios-for-libya

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo