Bilim ve Gelecek dergisinin Aralık 2005 sayısında, ünlü paleoantropolog Richard Leakey ile yapılan bir röportaj yayınlandı. Leakey, ilk olarak Der Spiegel dergisinde yayınlanan söyleşisinde, doğal hayatı ve bazı fosil alanlarını koruma çalışmaları hakkında bilgiler veriyor, insanın evrimi senaryosunu ana hatlarıyla özetleyen iddialarda bulunuyordu. Leakey insanın sözde evrimsel atalarının 7 milyon yıl önce iki ayağı üzerine doğrulduğunu, bu canlıların iki gruba ayrıldığını, bu gruplardan birinin Australopithecus’u, diğerinin ise Homo genusunun atasını ortaya çıkardığını öne sürüyordu.
Ancak Bilim ve Gelecek dergisinin, Leakey röportajıyla bir kez daha gündeme taşıdığı insanın evrimi senaryosu, aslında son derece dağınık ve yetersiz fosil kalıntılara dayanmaktadır. Evrimciler, ısrarlı ve sürekli girişimlerine rağmen henüz kendi aralarında dahi tutarlı bir senaryo oluşturabilmiş, hayali soyağacı üzerinde uzlaşabilmiş değillerdir. İnsanın evrimi senaryosunun bu belirsiz yönüyle ilgili itiraflara Bilim ve Gelecek dergisi de çeşitli defalar yer vermiştir. Örneğin derginin Haziran 2005 sayısında yayınlanan "İnsanın evrimsel varoluşu ve Homo floresiensis" başlıklı yazıda aynen şunlar yazılmıştır:
Paleoantropologlar arasında Hominidae ailesindeki türlerin filogenetik tanımlamalarına dair henüz bir konsensüs oluşmamıştır...1891’den bugüne kadar insanın soyağacı üzerine morfometrik, kladistik, taksonomik ve filogenetik birçok çalışma ve hipotez üretildi ancak paleoantropologlar arasında henüz bir anlaşma sağlanamadı.
Evrimcilerin hayali soyağaçları, neredeyse her yeni bulguya karşı kırılgan ve hassas yapıdadır. Bu soyağacı üzerindeki fosiller, anatomik özellikler ve yaşları açısından tutarlılık sergilememekte, bulunan yeni fosiller bu belirsizlik halinin altını daha da çizmektedirler. Öyle ki, “yeni fosillerin ışıktan daha çok ısı vermesi” yorumu, yeni fosil bulgusunu rapor eden paleoantropologlar için klişe bir ifade olarak yerleşmiştir. Bu yüzden Leakey’nin iddiaları da az miktardaki ve yetersiz nitelikteki kanıtları oldukça aşan, bunlara bolca hayalgücü ekleyen spekülatif yorumlardan ibarettir. Aşağıda Leakey’nin evrimci iddialarının bilimsel dayanaktan yoksunluğu gösterilmektedir.
Leakey, insanın sözde yedi milyon yıl önce iki ayağı üzerinde doğrulan maymunlardan evrimleştiğini iddia etmektedir. Ancak böyle bir canlının yaşadığına ve insan soyunun başlangıcında yer aldığına dair hiçbir somut kanıt bulunmamaktadır. İnsanın hayali soyağacının bu bölümü tamamen karanlıktadır. Son yıllarda bulunan Sahelanthropus tchadensis, Orrorin tugenensis ve Ardipithecus kadabba fosilleri bu rol için birer aday olarak önerilmişse de, bunlardan hangisinin insanın atası olabileceği konusunda uzlaşı sağlanamamış, hatta evrimciler bunların hominid olup olmadığı üzerinde dahi anlaşabilmiş değillerdir. Leakey’nin 7 milyon yıl önce yaşadığını iddia ettiği evrimsel ata, tamamen hayal ürünü bir kahramanıdır. Scientific American editörlerinden Kate Wong, son fosillerin evrim senaryolarına etkisini şöyle özetlemiştir:
"Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ateşli tartışmalara da yol açtılar. Aslında, uzmanlar yeni türlerin soyağacının neresine ait oldukları konusunda ve henüz bir hominidi oluşturan özelliklerin ne olduğu konusunda bile derin görüş farklılıkları taşıyorlar.... Tartışmalı görüşler bir ölçüde araştırmacıların insan soyunu neyin özgün yaptığı hakkında anlaşamadıkları gerçeğini ortaya çıkarıyor. "Hominidleri tanımlamamız oldukça zor" diyor Poitiers Üniversitesi"nden Roberto Macchiarelli." 1
Görüldüğü gibi, son bulunan fosillerle insan arasında evrim iddiaları doğrultusunda bir soy bağlantısı kurabilmek için bilimsel olarak hiçbir somut zemin bulunmamaktadır. Leakey, kendi zihninde yaşattığı bir hayali canlıyı tarif etmektedir, o kadar.
Leakey, Australopithecus maymunlarının 7 milyon yıl önce yaşadığını düşündükleri bu hayali maymundan evrimleştiğini iddia etmektedir. Elbette, Leakey’nin hayali canlısıyla Australopithecus arasında kurduğu bu bağlantı da “hayali”dir. İnsanın evrimi senaryosunda Australopithecus’un hiçbir evrimsel atası bilinmemektedir. National Geographic dergisinde, iri maymunların atası olarak gösterilen canlılarla Australopithecus arasında büyük bir boşluk olduğu şu sözlerle itiraf edilmiştir:
"33 milyon yıllık Aegyptopithecus ile dört milyon yıllık Australopithecus"u büyük bir gizem körfezi ayırıyor. Aradaki formlar için adaylar arasında, Kenya"da ele geçirilen ve Proconsul ve Kenyapithecus olarak bilinen fosiller ile Pakistan, Çin ve Kenya"da ele geçirilen Ramapithecus ve Sivapithecus ve Avrupa"da ele geçirilen Rudapithecus ve Dryopithecus yer alıyor. Bu (sözde) maymunumsu canlılar 8 ila 20 milyon yıl önceki dönem içinde çeşitli zamanlarda yaşadılar.
Yoğun tartışmalar ve spekülasyona rağmen bu primatların hiçbiri bir türlü insanın atası olarak kabul görmedi. Miyosen olarak bilinen uzun jeolojik dönem (24 ila 5 milyon yıl önce), daha fazla fosil -ve daha eksiksiz örnekler- bulunmadıkça hominid evriminde büyük ölçüde karanlıkta kalan bir bölüm olmayı sürdürecek." 2 (Vurgu bize aittir)
Leakey, Turkana çocuğu fosilinin insanlar ve maymunlar arasında bir eksik halka olduğunu öne sürmektedir. Ancak bu, tamamen gerçekdışı bir iddiadır. Turkana çocuğu, günümüz insanlarında olduğu gibi dik yürümesini sağlayan bir iskelet yapısına ve iri bir beyne sahiptir. (Turkana çocuğu fosili hakkında buradan bilgi edinebilir, Leakey’nin iddialarının neden tümüyle zorlama bir yorumdan öteye geçmediğini görebilirsiniz.)
Bilim ve Gelecek dergisinde yorumları aktarılan Ricrhard Leakey, üç nesil paleoantropolog vermiş bir aileden gelmektedir. Leakey ailesi, insanın evrimi senaryolarına atfedilen çeşitli fosiller bulmuş ve bunlar insanın hayali soyağacının şekillendirilmesinde kullanılmıştır. Ancak tüm bu hayali soyağaçları gerçekte hiçbir bilimsel anlam ifade etmemektedir. Bunu itiraf etmiş bir isim, Richard Leakey’nin, kendisi de paleontolog olan annesi Mary Leakey’dir. Mary Leakey, ölümünden üç ay önce Associated Press tarafından yayınlanan bir röportajında şu sözleri söylemiştir:
“Dallarında atalarımızı taşıyan bu hayat ağaçlarının tamamı oldukça büyük saçmalık”. 3
Leakey ailesinden bir başka isim, Richard Leakey’nin eşi, paleontolog Meave Leakey de insanın evrimi senaryosunun bilim dışı yönünü itiraf etmiş birisidir. Meave Leakey, insanın evrimi senaryolarının en başta gelen hikayelerinden olan iki ayaklılığın gelişimi senaryolarının “peri masallarından farksız olduğunu, çünkü hiçbirşeyi ispatlamadıklarını” söylemiştir. 4
Leakey’nin tekrarladığı evrimci iddialar, son derece az ve dağınık fosillere dayandırılan hayali bir senaryodan ibarettir. Nitekim Leakey’nin ifade ettiği şu sözler, iddialarının bilimsel kanıttan yoksunluğunu açıkça gözler önüne serer niteliktedir:
Bu dönemden geriye kalan çok az parçanın olduğu unutulmamalı; sadece birkaç kemik, diş, kafatası parçaları. Bu parçaları bölümlere ayırmak oldukça zor. Farklı alanlardan gelen birkaç bilim insanı tümüyle farklı değerlendirmelerde bulunabilir. Tartışma ve çatışmanın sonu yok.
Leakey’lerin yukarıda aktarılan ifadelerinden de anlaşılacağı gibi, böylesine az miktarda kemiğe dayandırılan evrimsel senaryolar hiçbirşeyin kanıtını oluşturmamaktadır. Bu kalıntıların birbirinden evrimleşen yarı maymun yarı insan canlılara ait olduğu yönündeki iddialar, tümüyle hayalgücüne ve dogmatik bir inanca dayanmaktadır.
Bilim ve Gelecek dergisinin bu evrimci iddiaları birer bilimsel gerçekmiş gibi aktarması, sadece bu teoriyi bir dogma olarak benimsemesinden, bir diğer deyişle evrimci önyargılarından kaynaklanmaktadır. Bilim ve Gelecek dergisine bu bilim dışı masalların propagandasını yapmaya son vermelerini tavsiye ediyoruz. İnsan ve maymunlar tesadüfi bir süreçte ortaya çıkmamış, Yüce Allah’ın kusursuz yaratmasıyla varolmuşlardır.
1. Kate Wong, "An Ancestor to Call Our Own", Scientific American, Ocak 2003
2. Kenneth F. Weaver, "Stones, Bones, and Early Man: The Search for Our Ancestors," National Geographic 168, no. 5 (1985), sf. 581-582; Stephan Caesar "No "Missing Link" Between Animals and Humans", http://www.creationism.org/caesar/missing.htm
3. Mary Leakey, ölümünden üç gün önce yayınlanan Associated Press (AP) ropörtajından, 10 Aralık 1996.
4. Michael D. Lemonick and Andrea Dorfman, “One Giant Step for Mankind,” Time, 158:54-61, 23 Temmuz 2001.