Allah yaratmış olduğu her canlıyı çok çeşitli özelliklerle donatmıştır. Tüm canlıların farklı farklı özellikleri vardır. Bütün canlıların ortak özellikleri ise Allah’ın ilhamıyla hareket etmeleri ve davranışlarıyla Allah’ı tesbih etmeleridir. Kuşların gösterdiği akılcı davranışlar da Allah’ın üstün yaratma sanatının örneklerinden biridir. İşte bu örneklerden bazıları:
Sığırcık kuşları sonbahar ve kış aylarında gökyüzünü adeta siyaha boyarlar. Aynı anda binlercesinin birbirlerine hiç çarpmadan ahenkle gerçekleştirdikleri dansları muhteşem bir görsel şölene dönüşür. Bu canlıların bir araya toplanarak güçlerini birleştirmelerinin türlü sebepleri var. Bunlardan biri güvenliklerini sağlamaktır. Binlercesi bir arada hareket ettikleri için şahinler, bu kuşları avlamakta zorlanırlar.
Bir araya gelmelerine bir diğer sebep de geceleri ısınabilmektir. Gün batımında, hava kararmadan hemen önce ısınabilmek için gökyüzünde bu muhteşem dans gösterilerine başlarlar. Sığırcıklar Ekim-Kasım aylarında toplanmaya başlarlar ve haftalar sonra yaklaşık 100.000’ini bir arada görmek mümkün olabilir. Çok fazla sayıda kuşun, bir araya gelmek için haberleşmesi, şüphesiz Yüce Allah’ın ilhamıyla hareket etmeleri sebebiyledir. Ayette şöyle buyrulur:
“... Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir.” (Bakara Suresi, 116)
Kuzey Kutbu’nda yaşayan kutup sumru kuşları, her yıl yaklaşık 70.000 km uzunluğunda olan bu yolculuğu sırasında tüm ömrü boyunca ‘ayda üç kere gidip gelecek kadar’ uzunlukta bir uçuş gerçekleştirir. Bu kuşlar Kuzey Kutbu’ndaki Grönland adasından yola çıkarak, Güney Kutbu’na, Antartika sahillerindeki Weddell Sea’ye kadar uzun bir yolculuk yapar. Büyük kıyı kuşları 5.000 km’lik bir yolculuğa yetecek kadar yedek yağ taşıyabilirler ve bu yüzden de daha düz bir rota izleyebilirler. Ancak kutup sumru kuşu gibi küçük bir kuş yağı büyük kuşlar kadar, depolayamaz. Bu nedenle farklı bir uçuş rotası çizerek enerji tüketimi açısından tasarruf sağlamayı amaçlar. Bu kuşlar kuzeye, evlerine doğru geri uçarken geliş yollarını takip etmek yerine, “S” şeklinde bir rota izlerler. Ancak bu şekildeki bir rota ile yollarını binlerce km uzatarak yolculuklarını iki katına çıkarırlar. Fakat kuşların bu şekilde uçmalarının oldukça hikmetli bir açıklaması vardır. Kuşların dönüş yolundaki bu değişikliğin nedeni Atlantik Okyanusu üzerindeki hakim rüzgarlardan faydalanarak enerji tüketimini daha aza indirmek ve enerjilerini düz bir yolculuktan harcayacaklarından daha verimli kullanmaktır. Bu kuşların bir hesap makinaları, uçtukları mesafeyi ölçen aletleri yoktur. Hakim rüzgar yönünü takip ederek rüzgarın itme gücünden faydalanarak daha az enerji harcayacakları bilgisine de sahip değildirler. Fakat yine de uzun ve zahmetli göç yolculuklarını kusursuz bir şekilde çok üstün akıl örnekleri ve teknikler kullanarak başarırlar. Elbette bu başarının sahibi üstün akıl sahibi Yüce Allah’tır. Kutup sumru kuşları, Kuran’da bildirildiği gibi, Rabbimiz’in yaratışındaki ihtişamı ve ilhamıyla hareket ederek hayranlık uyandırıcı göçlerini başarıyla tamamlarlar:
Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir, bağışlayandır. (Fatır Suresi, 41)
Kanat çırpmak çok fazla enerji gerektirir. Bu nedenle kuşların enerjisi onlar için çok değerlidir ve bunu en ekonomik şekilde harcarlar. Örneğin bir ağaçkakan uçarken, düzenli olarak kanat çırpışlarını keser ve kanatlarını sıkıca vücuduna kapatır. Böylece kısa bir süre kanatlarının havaya karşı oluşturduğu direnci önler ve havada ilerlemeye devam eder.
Albatroslar açık denizlerde yaşarlar. Kanatlarını rüzgara karşı tamamen açarak havada durmak albatrosun uçması için yeterlidir. Kuş bunu kanatlarını olabildiğince geniş açarak gerçekleştirir ve bu esnada kuşun kanatlarının genişliği “3.5 m’ye” ulaşır ki bu, kuşlar arasında en geniş kanat uzunluğudur. Albatrosların kanat kemiklerinde kanatlarını açık pozisyonda tutmaya yarayan bir çeşit kilit sistemi vardır. Böylece günlerce, haftalarca hatta aylarca minimum seviyede enerji kullanarak hiç durmadan uçabilirler. Albatros yukarıya doğru yükselen dalgaları ve rüzgarı kullanarak, onların yönünde ilerler ve rüzgarın içinden zigzaglar çizerek bir dalganın tepesinden diğerine geçer. Bu şekilde albatros tek bir kanat bile çırpmadan saatlerce su üstünde uçabilir.
Kartalların hem yerden havalanıp uçabilecek kadar hafif olmaları, hem de avlarını yakaladıklarında rahatlıkla taşıyabilecek kadar güçlü olmaları gerekir. Bir kel kartalın 7000’den fazla tüyü vardır, fakat hepsini biraraya koyduğunuzda bütün tüylerinin ağırlığı yaklaşık 500 gram tutar. Ayrıca vücutlarının daha hafif olabilmesi için, kemiklerinin içi de boştur. Bu kemiklerin birçok yerinde havadan başka birşey yoktur. Bir kel kartalın tüm iskeletinin ağırlığı 272 gramdan sadece biraz fazladır.
Bir kartal uçmak için kendisine gereken gücün çoğunu kanatlarını çırpışı sırasında, kanadının aşağıya doğru olan hareketinden alır. Bu yüzden, kartalın kanatlarını aşağıya doğru iten kasların sayısı, kanatları yukarı doğru iten kasların sayısından daha fazladır. Bir kartal için uçuş kasları çok önemlidir. Bu kaslar genelde kuşun vücut ağırlığının yarısı kadar bir ağırlığa sahiptir. Ayrıca kartallar kanatlarının pozisyonunu değiştirerek daha hızlı veya daha yavaş uçabilirler. Hızlı uçmak istediklerinde, kanatlarının ön kenarlarını rüzgarın içine doğru çevirir ve böylece “havayı keserler”. Kendilerini yavaşlatmak istediklerinde ise, bu sefer de kanatlarının geniş kısmını rüzgara doğru çevirirler.
Kartal inişini yaparken, kuyruğunu havalandırır ve onu vücuduna göre bir açıyla aşağı çekerek hızını azaltır. Kanatlarının uçlarını alçaltarak onları fren olarak kullanır. Hızını kaybederken, kanatların üstünde oluşan hava akımı onun düşme tehlikesinin artmasına neden olur. Bunu “alulas”larını kaldırarak önler. Alulaslar uçan kuşların kanatlarının ucunda bulunan üç-dört tüy öbeğidir. Bunlar kanat yüzeyinde havanın çizgi halinde akmasına yardımcı olur. Artık kuş neredeyse tüm hızını kaybetmiştir. Dev pençelerini ileri doğru uzatır, dalı kavrar ve böylece tamamen durur.
Bazı kartal türleri ise havada inanılmaz bir sürat yaparak aşağıya doğru inişe geçerler. Bu dalış esnasında saatte yaklaşık 322 km. hız yaparlar. Büyük kartallar avlarına çok hızlı çarparlar. Kel kartalın avına vuruşu, yivli tüfek mermisine kıyasla iki kat daha güçlüdür.
www.kuslarinveucusunkokeni.imanisiteler.com
Hepsi birbirinden farklı kanat şekillerine sahip olan kuşlar farklı uçuşlar yaparlar.
And dağlarında yaşayan tepeli akbabanın uzun ve geniş kanatlarındaki tüylerin ucunda açılıp kapanabilen yarıklar bulunur. Akbaba bu kanatlarıyla, ısınıp yükselen hava akımlarının üzerine çıkar ve saatlerce bir kez bile kanat çırpmadan süzülür. Karakenarlı albatrosun çok uzun ve ince olan kanatları, denizlerde esen güçlü ve düzenli rüzgarların üzerinde yüksek hızla uçmaya uygun bir şekle sahiptir. Kızıl gergedan kuşunun aralarında yarıklar olan kısa ve geniş kanatları, çabuk havalanmasına, kaçmasına, dalların arasına ve yere doğru dalışlar yapabilmesine yarar.
Albatros, deniz kırlangıcı ve kılıç kırlangıçları hayatlarının büyük çoğunluğunu uçarak geçirdikleri için uzun ve ince kanatlara sahiptirler. Bu kanatlarla okyanus rüzgarlarında kolaylıkla süzülebilirler. Şahinlerin, kartalların ve akbabaların ise geniş, dışa doğru meyilli tüylü kanatları vardır. Onlar da bu kanatları ile sıcak karalar üzerinde rahatlıkla süzülebilirler.
Sinekkuşları kanatlarını sekiz şeklinde hareket ettirirler ve bir saniyede kanatlarını 60 defa sekiz şeklini yapacak şekilde çırparlar. Kanatlarının bu hızlı hareketi onların havada rahatça dolaşmalarını sağlar. Sinekkuşları çiçeklerden nektar içerken bir yandan da dolaşırlar. Uçarken hızlı bir şekilde ters yöne doğru dönebilirler. Hatta arkaya doğru da uçabilirler. Bu diğer kuşların yapamadığı bir şeydir. Diğer kuşlara göre farklı özellikleri olan sinekkuşunun kalbi uçuş sırasında bir dakikada 1200 defa atabilir. (Ne kadar hızlı koşarsa koşsun bir insanın kalbi bir dakikada en fazla 200 defa atabilir.) Sinek kuşunun kalbinin hızlı bir şekilde atması, kanat kaslarına çok fazla miktarda kan pompalar. Bu çok önemlidir çünkü kan, kuşun kanatlarının hızlı bir şekilde çalışabilmesine yardımcı olacak oksijeni taşımaktadır.
Bu örneklerde üzerinde düşünülmesi gereken bir nokta vardır. Kuşların bu akılcı taktikleri kendi beyinleriyle düşünüp tasarladıklarını ve sahip oldukları fiziksel özellikleri yine kendi kendilerine planlayıp vücutlarına yerleştirdiklerini ileri sürmek son derece mantıksız bir iddia olacaktır.
Allah kuşları ve tüm canlıları yoktan var etmiştir ve herşey ancak O’nun emriyle hareket etmektedir. Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi sarıp-kuşattığını bilip-öğrenmeniz için.” (Talak Suresi, 12)
Allah yarattığı tüm canlılara birbirinden farklı özellikler vermiştir. Bu özelliklerle canlıların yaşamlarını devam ettirebilmeleri, onların çevreleriyle uyumlu olacak şekilde, bir anda yaratıldıklarını ispatlar. Bu konuda kuşlar güzel bir örnektir. Kuşlar arasında binlerce farklı çeşitte üreme, yuva yapma, avlanma, beslenme ve uçma şekilleri vardır. Bunlardan sadece bir tanesinin uçma özelliğini incelemek bile Allah’ın sınırsız gücünü görmek için yeterli olacaktır. Allah bir ayetinde tüm varlıkların sahibinin Kendisi olduğunu şöyle bildirir: “Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi O’na ‘gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar.” (Rum Suresi, 26)