Günümüzbilimi Rabbimizin, evreni 13,8 milyar yıl önce Büyük Patlama BigBangolarak adlandırılan bir süreçle yarattığını göstermektedir.Büyük Patlama’dan önce sıfır hacim ve sonsuz yoğunluğasahip, fizik yasalarının geçerli olmadığı, “tekillik”singularitydenilen bir durum vardır. Bu ilk andaki enerji düzeyi ve evreningünümüze kadar geçirdiği tüm aşamalar çok hassas bir dengeüzerine varolmuştur. Büyük Patlama’dan sonra evren hızlagenişlemeye ve soğumaya devam ederken, kuark gibi temel parçacıklarve onların birbirleri arasındaki etkileşimlerini belirleyen temelkuvvetler yaratılmıştır. 4 temel kuvvet olarak adlandırdığımız(1) Güçlü Çekirdek Kuvveti, (2) Zayıf Çekirdek Kuvveti, (3)Elektromanyetik Kuvvet, (4) Kütleçekim Kuvveti’nin herbiri,evrenin ve dolayısıyla insan hayatının varolabilmesi için çokkritik değerlere sahiptir.
“GüçlüÇekirdek Kuvveti”, protonları ve nötronları oluşturankuarkları birarada tutar. Yani atom çekirdeğinin varolmasınısağlar. Bu o kadar güçlü bir kuvvettir ki, iki kuarkı ayırmayaçalışsanız başaramazsınız. Çünkü birbirinden uzaklaştırmayaçalıştıkca çekim kuvvetleri artar ve bu zorlama sonunda o kadarbüyük bir enerji ortaya çıkar ki, ayrılan kuarklarınızayapışmış yeni kuarklar bulursunuz. Bu durum, iki uca sahip olanlastiğin çekildikçe uzaması ve sonra koptuğunda, geride aynışekilde ikişer ucu olan iki lastiğinizin kalması gibidir! GüçlüÇekirdek Kuvveti %1 veya %2 daha güçlü olsaydı, Güneş gibiyıldızlarda, proton protonla çarpıştığından iki protonlu birçekirdek oluşurdu. Yani hidrojenden helyuma giden çekirdekdönüşümü başlamadan biter ve Güneş’teki enerji kaynağıoluşmazdı. Şu anki hassas değere sahip olduğu için, ikiprotondan biri nötrona dönüşüyor ve protonla nötronbirbirlerine tutunabiliyor. Dolayısıyla hidrojenden, daha ağırelementlerin oluşumuna giden süreç devam edebiliyor. GüçlüÇekirdek Kuvveti daha zayıf olsaydı, başka bir sorun ortayaçıkacak, tek bir protonu olan hidrojen çekirdeğine başka protonkatılamayacak ve yine hidrojenden başka element oluşmayacaktı.
“ZayıfÇekirdek Kuvveti”, protonun nötrona veya nötronun protonadönüşmesi gibi bazı “bozunum”ları sağladığı için,değerindeki en ufak değişiklikler, çekirdek sentezini olumsuzetkileyecek, evrende ve yıldızlarda hidrojenden ağır elementlerinoluşumunu engelleyecekti.
“ElektromanyetikKuvvet” farklı yükteki parçacıkların birbirini çekmesini,aynı yükteki parçacıkların ise birbirini itmesini sağlayan,elektrik yüklerinin ortaya çıkardığı bir kuvvettir. Bilindiğigibi elektronlar eksi yüklü, protonlar ise artı yüklüdür. Buiki atomaltı parçacığın elektrik yüklerinin oluşturduğukuvvet, atomun parçacıklara dağılmasını önler ve bütünlüğünükorur. Elektronların çekirdeğe olan mesafeleri, yörüngeyerleşimleri hep Elektromanyetik Kuvvet’in sonucudur.Elektromanyetik Kuvvet daha güçlü olsa, elektronlar atomçekirdeğine yapışacak veya çok yaklaşacaklardı. Daha zayıfolsaydı, elektronlar atom çekirdeği etrafındaki yörüngelerindekalamayacak ve dağılacaklardı. Her iki durumda da atom yapısınıkoruyamayacağı için bildiğimiz mânâda madde hiçbir zamanoluşmayacaktı.
“KütleçekimKuvveti” etkisini en çok hissettiğimiz kuvvettir. Galaksilerin veyıldız sistemlerinin düzenini sağlar. Ay’ın Dünya çevresinde,Dünya’nın da Güneş çevresinde dönmesini yani biraradadurmalarını sağlar. Büyük veya küçük, ağır veya hafifherhangi iki kütle arasında mutlaka kütleçekim vardır. Ancak bukuvvet, kütleler arttıkça daha çok hissedilir. İki kütlearasındaki mesafe arttığında ise kütleçekim zayıflar. Dünya,Güneş’in kütleçekimini, Merkür’den daha az hisseder. Ay’ınkütlesi Dünya’dan daha az olduğu için, merkezindeki kütleçekimdaha zayıftır. Yani çoğumuzun bildiği gibi, eğer Ay’daolsaydık kendimizi daha hafif hissedecektik. Kütleçekim Kuvvetidaha güçlü olsaydı, Dünya, Güneş Sistemi ve tüm galaksiler şuanki düzenlerinde olamayacaklardı. Dünya ya hiç var olamayacaktıya da Güneş’e daha yakın, tıpkı Merkür veya Venüs gibiyaşamın olamayacağı kadar sıcak olacaktı. Kütleçekim Kuvvetidaha zayıf olsaydı, yıldız sistemleri ve galaksiler günümüzdekigibi asla birleşmeyeceklerdi. Dünya ya hiç var olmayacaktı ya daGüneş’e daha uzak bir konumda, yaşamın olmayacağı kadar soğukolacaktı.
Evrenin,Dünya’nın, yaşamın ve insanın varlığı için, tüm fizikyasalarıyla beraber, Güçlü Çekirdek Kuvveti’nin, ZayıfÇekirdek Kuvveti’nin, Elektromanyetik Kuvvet’in, KütleçekimKuvveti’nin yani evrendeki 4 temel kuvvetin “belirlenmiş birölçüde” hassas bir dengeyle yaratıldıklarını görüyoruz.Evreni belli bir ölçüyle yoktan yaratan Rabbimiz, 1400 yıl öncevahyettiği Kuran-ı Kerim’de bu gerçeğe şöyle dikkatçekmektedir:
“Göğegelince, onu yükseltti ve ölçüyükoydu. (Rahman suresi, 7)
Ayetteölçü anlamındaki kelime “mizan”dır. Bu ayetten hemen sonraki8. ve 9. ayetlerde Rabbimiz bizlere hakkaniyetli ve ölçülü olmayıemrederken, “mizan” ve aynı Arapça kökten gelen “vezin”kelimeleriyle, evrendeki 4 temel kuvvete işaret ediyor olabilir.
“Taki ölçüdehaddi aşmayın! Ve tartmayıadaletle dosdoğru yapın, hem ölçüdeeksiklik etmeyin” (Rahman suresi, 8-9)
RahmanSuresi’nin 7., 8., 9. ayetlerinde toplam 4 kere geçen “mizan”ve “vezin” kelimelerinin ayrı ayrı anlamlara işaret ettiğiniBediüzzaman Said Nursi şöyle ifade etmektedir:
“Sure-iRahman’da 7, 8 ve 9. ayetindeki dört mertebeye, dört nevi mizanaişaret eden dört defa “mizan” zikretmesi, kâinatta mizanınderece-i azametini ve fevkalade pek büyük ehemmiyetini gösteriyor”(Lem’alar,30. Lem’a, 368)
AyrıcaElmalı Hamdi Yazır da tefsirinde bu ayetlerle ilgili şu yorumuyapmaktadır:
“...Aynı manada bir tekrardan ibaret olmasının uygun düşmeyeceğicihetle biz bunlardan her birinin ayrı bir manaya işaret ettiğineinanıyoruz.”
Bilimingelişmesiyle tespit edilen, hassas ölçüyle belirlenmiş bu 4temel kuvvete, 1400 yıl önce vahyedilen Kuran-ı Kerim’de işaretediliyor olması, evreni yoktan yaratanın, fizik yasalarını birölçü ile belirleyenin, Kuran-ı Kerim’i vahyeden Yüce RabbimizAllah olduğunun bir delilidir. En doğrusunu Allah bilir.
“SenYücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.”(Bakara Suresi, 32)