Ayette müminlerin sözün en güzeline uydukları, her öğüdü dinleyip uyguladıkları bildirilmiştir. Allah güzel söze uyan kullarını hidayete erdireceğini müjdelemiştir. Ayetin sonunda ise bu kişilerin temiz akıl sahipleri olduğu haber verilmiştir. Temiz akıl sahibi olmak; derin düşünebilmeyi, incelikleri kavrayabilmeyi, hikmetli konuşabilmeyi, doğruyu yanlışı birbirinden ayırt edebilmeyi ve hayırları görebilmeyi ifade eder. Vicdanının sesini dinleyerek Allah'a yönelen her insan, kısa sürede temiz bir akla sahip olabilir. Bunun için yapılması gereken, Allah'a samimiyetle iman etmek, O'ndan gereği gibi korkmak ve Rabbimiz'in istediği gibi bir yaşam sürmektir. Bu samimi iman, insana akıl kazandırır.
Samimi ve vicdanlı insanlar her türlü kötülükten ve eksiklikten arınmayı içten arzu ettikleri için kendilerini Allah'a yaklaştıracak her öğüdü canı gönülden dinler, Allah'ın ayetleri doğrultusunda yapılan bir hatırlatmayı işittiklerinde hemen itaat ederler. İman eden bir insan kendisine ulaşan her hatırlatmanın, kendisini sonsuz cehennem azabından korumak için yapıldığını düşünerek tam bir teslimiyetle karşılık verir.
Müminler için güzel söze uyup uymamak bir tercih konusu değildir. Çünkü bu tercihte bir yanda cennetle diğer yanda cehennemle sonlanabilecek ebedi bir hayat söz konusudur. Bundan haberdar olan ve Allah'tan korkan, ahirete kesin bilgiyle iman eden müminler sonsuz ahiret hayatlarını tehlikeye sokabilecek her türlü tavır ve sözden şiddetle sakınır, ahiret gününde kendilerine fayda sağlayacağını umdukları tüm öğüt ve hatırlatmalara hemen uyarlar.