Kasas Suresi; 37-41 (Ateşe çağıran önder firavunun 'Nil'in çamurlarından insanlar türedi' diyerek yaktığı büyük fitne ateşi)
ucgen

Kasas Suresi; 37-41 (Ateşe çağıran önder firavunun 'Nil'in çamurlarından insanlar türedi' diyerek yaktığı büyük fitne ateşi)

32238

Adnan Oktar'ın Tv Kayseri'deki Canlı Röportajı (13 Şubat 2011)

 

Adnan Oktar: Kasas Suresi, 37, şeytandan Allah’a sığınırım; “Musa dedi ki: "Rabbim, kimin Kendisi'nden bir hidayetle geldiğini ve bu (dünya) yurdun(un) sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir.” Yani dünyanın son hakiminin kim olacağını daha iyi bilir. “Gerçekten, zulmedenler, felah bulmazlar.” Deccaller felah bulmazlar. “Ama dünya yurdunun sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir.” İnşaAllah, Hz. Mehdi (a.s) ve Hz. İsa Mesih (a.s)’a ait olacak, Allah’ın izniyle. “Rabbim, kimin Kendisi’nden bir hidayetle geldiğini,” hidayetle gelen kimdir? Mehdi (a.s)’dır, inşaAllah. Birçok anlamı var, birçok işareti var. Biz ahir zamana, Mehdi (a.s)’a bakan yönüyle tefsir ediyoruz, açıklıyoruz. “Firavun dedi ki: "Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum.” Deccallik yapıyor, deccalliğini ilan ediyor. Yani haşa “Allah yok” diyor. O zamanın Darwinist, materyalisti, o zamanın Darwin’i firavun. O devrin Darwin’idir firavun. Çünkü “Nil’in çamurlarından oluştunuz” diyor onlara. Nil’in çamurundan. “Büyün hayvanlar, bitkiler, bütün hepsi Nil’in çamurlarından tesadüfen oluştu” diyor. O devrin Darwinist, materyalisti. “Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum. Ey Haman, çamurun üstünde bir ateş yak da, bana yüksekçe bir kule inşa et.” Tabii bu, gerçekten bir çamur kastediyor. Ama biz üçüncü, dördüncü, beşinci derecede tefsir edecek olursak, derinliğine bakacak olursak, işari anlamda; Darwinist ve materyalistler ne diyor? “Nil’in çamurlarından oluştu” diyor, değil mi adam? Burada ne diyor? Çamur. “Çamurun üstünde bir ateş yak.” Ne ateşi yakıyor? Fitne ateşi yakıyor ve o fitne ateşi bütün bölgeyi kaplamış oluyor. “Bana yüksekçe bir kule inşa et.” “Öyle bir deccaliyet inşa et ki, oluştur ki, deccaliyetin görünümü o kadar göz boyayıcı olsun ki adeta bir kuleyi andırsın. Büyük bir bina gibi olsun” diyor. “Belki Musa’nın İlahına çıkarım.” Güya kendince, aptalca alay ediyor firavun. “Çünkü gerçekten ben onu yalancılardan (biri) sanıyorum.” Onu tekzip ediyor, Hz. Musa (a.s)’ı. O devrin deccali, onu kendi dininden dönmekle, mürtetlikle itham ediyor. “Mürtet” diyor, “benim dinimden döndü” diyor. Senin dinin zaten sapkın bir din, değil mi? Hak din İslam’dır, inşaAllah. Bazen de münafıklar çıkar. Münafıklar da Mehdi (a.s)’a “hak dinden döndü” diyecektir. O da ayrı bir fitnedir, inşaAllah. “O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve gerçekten Bize döndürülmeyeceklerini sandılar.” İslam ülkelerinde mesela bak Enver Sedat da öyleydi, bu firavun da öyle. Kime güvenerek kepazelik çıkarıyorlar? Askere güvenerek kepazelik çıkarıyorlar. Mısır askeri ne yaptı? Bunu tersledi. Bunun ahlaksız olduğunu bildiği için, “biz senin hizmetçin değiliz” dediler adamlar. Yakışanı yaptılar ve bunu kovdular. Ve yapayalnız kaldı ve sonunda istifa etti. Ama tabii istifası da alengirli bir istifa. “Biz, onları ateşe çağıran önderler kıldık.” Fitneye, belaya, cehenneme çağıran önderler kıldık. Bakın buradaki çamur ve buradaki ateşle, buradaki ateş bağlantılı görünüyor. “Ateşe çağıran.” Bak ne diyor: “Ey Haman, çamurun üstünde bir ateş yak.” Bir fitne ateşi. “Nil’in çamurlarından insanlar türedi” diyor. Büyük bir fitne ateşi işte bu. Ve büyük bir kule inşa etmiş oluyor. Deccalin de böyle bir kule gibi olduğu, bu kadar kametli olduğu müteşabih olarak hadislerde benzetmeyle belirtiliyor. Hatta “Hz. İsa (a.s) sıçrar, kılıcı ancak dizine kadar ulaştırır” diyor. O kadar yüksektir yani. Onun fitnesinin ne kadar azametli olduğu anlatılıyor. 

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo