Adnan Oktar'ın 20 Nisan 2011 A9 Tv, Aks Tv ve Tv Kayseri'deki Canlı Sohbetinden
ADNAN OKTAR: Şeytan’dan Allah’a sığınırım; Nur Suresi 45; “Allah, her canlıyı sudan yarattı”, “Her canlının kökeninde su vardır” diyor, Allah. İnsanların da büyük bölümü sudur, bütün canlıların büyük bölümü sudur biliyorsunuz. “İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. Andolsun Biz, açıklayıcı ayetler indirdik. Allah, dilediğini doğru yola yöneltip-iletir.” Yani hidayet verip doğru yola iletir. 2044 tarihini veriyor, ebcedi. “Onlar derler ki: ‘Allah'a ve elçisine iman ettik ve itaat ettik’. Sonra bunun ardından onlardan bir grup sırt çevirir. Bunlar iman etmiş değildirler”. İnsanlar genellikle iman ederler fakat bir süre sonra bakarsın namazdan vazgeçer, dinden vazgeçer. Dinden vazgeçen, sonradan tavrını değiştiren çok insana rastlamışsınızdır. Kuran onlara dikkat çekiyor. “Aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Resulüne çağrıldıkları zaman, onlardan bir grup yüz çevirir”. “Kuran ahlakına göre hareket edelim dendiğinde kabul etmezler, bir grup” diyor, Allah. “Fakat hak lehlerinde ise, ona boyun eğerek gelirler”. İnsanlar da bir şey olduğunda mutlaka önce kendi haklarının korunmasını isterler halbuki, adalette mutlaka bir taraf mağdur olacaktır. Mağdur zannedecektir kendini. İki kişi davalaşıyorsa bir tanesi haklıdır, değil mi? İkisi birden haklı çıkmaya çalışıyorlar, Kuran ona dikkat çekiyor. “Eğer hak lehlerinde ise, ona boyun eğerek gelirler. Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah'ın ve elçisinin kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkuyorlar?” Peygamberimiz (s.a.v)’in adaletine güvenemiyorlar. Kuran ona dikkat çekiyor. “Hayır, onlar zalim kimselerdir. Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve elçisine çağrıldıkları zaman mümin olanların sözü; ‘işittik ve itaat ettik’ demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır”. Mümin ne yapacak? İşittik ve itaat ettik diyecek. Adaleti Peygamberimiz (s.a.v)’e bırakacak. Mehdiyet devrinde de öyle, adaletine Hz. Mehdi (a.s.)’ın kanaat getirilecek. İnsan orada şüpheye, kuşkuya düşmeyecek. Hakkım yendi, hakkım çiğnendi demeyecek. Çünkü onun bilmediği bir yönü olabilir. Derinliğini bilmediği bir yönü olabilir, güvenecek, inşaAllah.