Toprağın altında yaşayan karıncaların yağmur baskınlarında nasıl hayatta kaldıklarını hiç düşündünüz mü?
Şiddetli yağmurlar, yuvalarını yer altında kuran karınca türleri için önemli bir tehlikedir. Aniden bastıran yağmurun getirdiği sular, çok kısa bir süre içinde bir karınca kolonisinin bulunduğu bölgeyi kaplayıp yer altındaki oda ve kanalları doldurabilir. Böyle bir durumda milyonlarca karınca için ani ve toplu bir ölüm riski söz konusudur. Ancak karıncaların böyle tehlikeli durumlar için kullandıkları özel “acil durum stratejileri” vardır.
Son derece akılcı davranışlar barındıran bu stratejiler, karıncaların türüne ve yerine göre değişiklik gösterir. Bazı türlerde, yuvalarda açılan kompleks tüneller bir tür kanalizasyon veya drenaj sistemi gibi suyu toplayarak karıncaları su baskını tehlikesinden kurtarır. Bazı türlerde ise yuvaların ağızları bir tepe halinde yükseltilerek ve su geçirmez kapaklarla örtülerek önlem alınır.
Ancak karıncaların sel baskınlarına karşı kullandıkları savunma sistemleri sadece inşaat stratejileriyle sınırlı değildir.
Karıncalar, sel anındaki inşaat stratejilerinin yanı sıra selleri önceden haber alma özelliğine ve “ACİL TAHLİYE” planlarına da sahiptir!
Tropikal ormanlarda yaşayan Pheidole Cephalica türü karıncalarda; yuvanın içine tek bir su damlası dahi girecek olsa, durumu fark eden ilk karınca güvenli bir yere kaçıp canını kurtarmak yerine doğrudan yuvanın içine yönelir. Amacı diğer karıncalara haber vermektir! Bu karınca, yuvanın kanallarında hızla koşarak koloniye alarm durumunu haber verir. Koşarken bıraktığı koku iziyle arkadaşlarını yuvanın güvenli olan diğer çıkışlarına yönlendirir.
Durumun ciddiyetine göre koloninin bazen yuvayı tamamen terk ettiği bile görülür. Koca bir koloninin yuvayı boşaltması sadece 30 saniye içinde gerçekleşmektedir. Peki ya yağmur 30 saniyeden az sürede yuvayı basacak kadar şiddetliyse?
Amerika kıtasında yaşayan Solenopsis invicta ve Solenopsis saevissima türü karıncalar, böyle ani sel tehlikeleri söz konusu olduğunda ise hızla zemin seviyesine ulaşırlar. Birbirlerine tutunarak erişkin karıncalar, kraliçe karınca ve henüz çatlamamış yumurtalardan meydana gelen büyük bir sal oluştururlar. Bu sal, kraliçe arı ve yavrular için bir cankurtaran botu işlevi görür. Çünkü kraliçe arı ve yavrular, bu salda kümeleşmiş çok sayıda karıncanın ortasında dururlar. Sularla mücadele eden bu canlı sal, yüksekçe bir ot ya da tepeyle karşılaştığında demir atar. Araştırmacılar bu sistemin etkili olduğunu, birçok yağmurdan sonra karıncaların çoğunun hayatta kaldığını ve sular çekilir çekilmez karıncaların eski yuvalarını onarmaya giriştiklerini belirtmektedirler.
Bu noktada akla şu sorular gelmektedir: Bir karınca ani bir sel tehlikesi olduğunda niçin kendi canını kurtarmak yerine diğerlerine bu tehlikeyi haber vermeyi seçer ve hayatını riske sokar? Niçin karıncalar salın güvenli yerinde yolculuk yapmak için mücadeleye girişmez ve daima burayı kraliçe karıncaya ve yavrulara tahsis eder? Tüm bu soruların cevabı açıktır:
Tüm canlıların yaratıcısı olan Yüce Allah, karıncaları, yağmurları önceden haber alan alarm sistemleri ve fedakâr davranışları ile birlikte yaratmıştır. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
“Şüphesiz müminler için göklerde ve yerde ayetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.”
(Casiye Suresi, 3-4)
Kaynak:
E. O. Wilson, The organization of flood evacuation in the ant genusPheidole (Hymenoptera: Formicidae), Insecte Socieaux, Cilt 33, s. 458–469, (1986)
https://link.springer.com/article/10.1007/BF02223951