Hüseyin Uçak isimli okurumuzun sitemize gönderdiği bir çalışma
Açıklama: Allah Kuran ayetlerinin müteşabih anlamlar içerdiğini bildirmiştir. Dikkatlice incelendiğinde birçok Kuran ayetinin, ilk anlamının yanı sıra, ikinci anlamı olarak Hz. Mehdi (as)'a ve ahir zamanda (Hicri 1400'de) İslam ahlakının dünyaya hakimiyetine işaret ettiği net olarak görülmektedir. Sayın okuyucumuz Hüseyin Uçak da sayfamıza göndermiş olduğu bu çalışmasında, Kalem Suresi'nde ve Kevser Suresi'nde Hz. Mehdi (as) ve İslam ahlakının hakimiyetine işari olarak bakan ayetleri açıklamıştır.
KALEM SURESİ VE MEHDİ (A.S.)'IN BİRTAKIM MEDYA İLE MÜCADELESİ
Kalem suresinde Mehdi (A.S.)'ın birtakım medya ile mücadelesi anlatılıyor olabilir. Ayetler incelediğinde ahir zamandaki deccal medyasına ve Mehdi (A.S.)'a kuracakları tuzaklara, onu nitelendirecekleri şeye ve medya yoluyla bu mücadelenin süreceği aktarılıyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir)
(Açıklama: Ahir zamanda bazı gazete ve televizyonlar materyalizm ve Darwinizm telkinleri yaparak, güzel ahlakın yayılmasına karşı faaliyet göstereceklerdir. Hz. Mehdi (as)'ın Darwinizm ve materyalizme karşı yürüttüğü büyük ilmi mücadeleye kendilerince bu yolla karşı koyacaklardır. Ancak bazı medya kuruluşları tarafından yapılan bu deccali çalışma hiçbir neticeye ulaşmayacak, Hz. Mehdi (as) Darwinizm'i ve materyalizmi fikren yerle bir edecektir.)
Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, Sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin. (Kalem Suresi, 1-2 )
Baktığımız zaman ilk ayetlerde kaleme ve yazdıklarına yemin edilerek Mehdi (A.S.)’ın yazın türü şeylerle mücadele edeceği aktarılıyor. Mesela kitaplar internet gibi. Ve deccal medyasının Mehdi (A.S.)'a deli diyeceklerini, bunu medya yoluyla yayacakları belirtiliyor. Ama kendisinin böyle olmadığını ve Allah’tan kendisine bir nimet verildiği belirtiliyor. (Doğrusunu Allah bilir)
Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır. Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. (Kalem Suresi, 3-4 )
3. ve 4. ayetlerde Hz. Mehdi (AS)'ın alacağı mükafatlar belirtiliyor ve ahlakı övülüyor. (Doğrusunu Allah bilir)
Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler. (Kalem Suresi, 5-6)
5. ve 6. ayetlerde akıl hastası damgası vurulduktan ve bu iftira medya yoluyla yayıldıktan sonra Allah bu durumdan Mehdi (A.S.)'ı kurtaracağını ve bu yalanı uyduranların foyasının meydana çıkacağını belirtiyor. Ve Allah Katında asıl deli olanların onlar olduğunu belirtiyor.
Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir. O halde yalanlayanlara boyun eğme. İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar. (Kalem Suresi, 7-9)
7. ve 8. ayetlerde Mehdi (A.S.)’ın sapkın olduğu yolunda medyada haberler çıkacağı, insanların çoğunun da buna inanacağı ve onu sapkın bir kimse olarak tanıyacakları belirtiliyor. Ancak insanların nasıl olduğunu sadece Allah'ın bileceği ve hidayete kimin ereceğini de O’nun bileceği anlatılıyor. Bu yüzden o insanlara boyun eğilmemesi gerektiği ve onlarla fikri mücadele edilmesi gerektiği de vurgulanıyor. (Doğrusunu Allah bilir)
9. ayette de Mehdi (A.S.)’ın onların istediği gibi hareket etmesini istediklerini böylelikle onların da çıkarlarının bozulmayacağını belirtiyor. Onların dışarıdan yumuşak görünümlü ve iyiliksever gibi göründüğü bildiriliyor. Ama onların iç yüzü bir sonraki ayette aktarılıyor:
Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der. Yakında biz onun burnunu damgalayacağız. (Kalem Suresi, 10-16)
Bu ayetlerde özellikle Mehdi (A.S.) ile mücadele edecek olan insanların özellikleri vurgulanıyor. Ve medyada nasıl haberler yapacakları belirtiliyor. Bu özellikler dikkate alındığında bu insanın ya da insanların nasıl bir zihniyette olacakları az çok belli oluyor. Ayrıca Mehdi (A.S.)'ın onlara boyun eğmemesi ve mücadele etmesi vurgulanıyor.
Bir de 16. ayette burnunu damgalayacağız yine dikkat çekici bir ayet. Bildiğimiz gibi her işe burnunu sokmak deyimi vardır. İşte burnunun damgalanması her yalan haberin ya da pis işin arkasında bu insanın ya da insanların olduğunun hemen belli olacağı anlamını taşıyor olabilir. Baktığımız zaman artık gerçekten yalan haberleri ya da pis işleri hemen gün yüzüne çıkmaktadır. (Doğrusunu Allah bilir)
Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz? Onda, "Seçip beğendiğiniz her şey mutlaka sizindir" (diye mi yazılı?) Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız? Sor onlara: "Onların hangisi bu (iddianın doğruluğu)na kefildir?" Yoksa onların ortakları mı var? Doğru söyleyenler iseler, haydi getirsinler ortaklarını! (Kalem Suresi, 36-41)
Yine bu ayetlerde yalan haberler ve yalan hükümler hakkında deccal medyası uyarılıyor. Özellikle "Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz" ayeti ile çok önemli bir hususa dikkat çekilmiş. Bilindiği gibi habercilikte haberler okunur. İşte bu okumaların ve yalan haberlerin neye istinaden yapıldığının hesabı soruluyor. (Doğrusunu Allah bilir) Bir sonraki ayette ise bunların her güzellik ve doğruluk için kendilerini buna layık gördükleri, ama bunun bir boş inanış olduğu belirtiliyor. (Doğrusunu Allah bilir) Sonraki ayette ise yaptıkları haberlerin, verdikleri hükümlerin hep doğru olduğunu savunacakları ve nasıl olmasını isterlerse öyle haberler yapacaklarını ama bunların hepsinin boş olacağı bildiriliyor. (Doğrusunu Allah bilir)
Mehdi (A.S.)'a onlara hesap sorma (Açıklama: bu inşaAllah ilmi ve fikri bir mücadele olacak, Hz. Mehdi (as) İslam ahlakını sevgiyle ve merhametle hakim kılacaktır) ve mücadele etme yetkisi verildiği ve bu haberlerin ve hükümlerin hangisinin doğru olduğuna dair onlardan kanıt istemesini bildirmektedir. Böylece onlar küçük düşecek ve yalancı oldukları ortaya çıkacaktır. (Doğrusunu Allah bilir)
En son ayette ise bu haberleri nereden yaptıkları bu hükümleri nasıl verdikleri konusunda yine hesap soruluyor ve bunları kendilerine haber veren bir gücün olmadığı ve onların açıkça sapkınlık içinde oldukları belirtiliyor. (Doğrusunu Allah bilir)
Onlara mühlet veriyorum. Şüphesiz benim tuzağım sağlamdır. Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar bu yüzden ağır bir borç yükü altına mı girmişlerdir? Yahut gayb (levh-i mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundan aktarıp) yazıyorlar? (Kalem Suresi, 45-47)
Bu ayetlerde Allah onlara mühlet verdiğini ve tuzak kurduğunu belirtiyor. Yine diğer ayette Mehdi (A.S.)'ın yaptığı işler için onlardan bir şey istemediğini, ama Allah'ın dediklerini yapmanın onlara ağır geldiği belirtiliyor. (Doğrusunu Allah bilir) Ve yapılan haberleri neye dayandırarak yaptıkları konusunda yine onlardan hesap soruyor. Bu ayetlerde hep yazmak fiiline dikkat çekilmesi de medyaya yönelik önemli bir işaret olabilir. (Doğrusunu Allah bilir)
Şüphesiz inkar edenler Zikr'i (Kur'-an'ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) "Hiç şüphe yok o bir delidir" diyorlar. Halbuki o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür. (Kalem Suresi, 51-52)
Bu iki ayette Kur’an ve hadisler ışığında Mehdi (A.S.)'ın yaptığı çalışmaların (internet sayfaları, kitaplar, televizyon programları gibi) medya yoluyla duyulması deccal medyasında kıskançlığa yol açacak ve onları telaşlandıracaktır. "Neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) "Hiç şüphe yok o bir delidir" diyorlar." ayetinde belirtilen "gözleriyle devirmek" onların medya yoluyla, yani televizyon, gazete, internet gibi göze hitap eden kaynaklarıyla sana zarar vereceklerdi anlamını ifade ediyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir)
Yine ayette Mehdi (A.S.)'a deli denileceği, onun yaptığı çalışmalarında saçma şeyler olduğu yönünde yayınlar yapılacağı ve bunun medya yoluyla yayılmaya çalışılacağı belirtiliyor.En son ayette ise Kur’an ışığında yapılan çalışmaların bir öğüt olduğu belirtiliyor. (Doğrusunu Allah bilir)
KEVSER SURESİ VE BU SURE DAHİLİNDE AHİR ZAMANDA MEHDİ (A.S.) 'A SESLENİŞ
Şüphesiz Biz Sana Kevseri verdik ( Kevser Suresi ,1)
1. ayette belirtilen Kevser bir çok hayır bereket anlamına gelmektedir. Burada Mehdi (A.S.)'a seslenilerek onun bir çok hayır ve berekete nail olacağı bildirilmektedir. (Doğrusunu Allah bilir) Mesela onun talebeleri, ona verilecek olan ilim ve kudret, yapacağı çalışmaların başarıya ulaşması, İsa (A.S.) ile buluşması ve İslam liderliği bunların hepsi ve daha bilmediğimiz pek çok şey onun için hayır ve berekettir. (Doğrusunu Allah bilir)
O halde Rabbin için namaz kıl, kurban kes ( Kevser Suresi ,2)
2. ayette ahir zamanda özellikle namaz ibadetinin terk edileceği, fakat Mehdi (A.S.)’ın özellikle bu ibadet dahilinde diğer ibadetleri de yerine getirmesi gerektiği ve bunu da herkese tavsiye etmesi gerektiği vurgulanıyor olabilir. Ayrıca ona tabi olanların da bunu yapması isteniyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir)Ayrıca kurban kesme ibadetinin de ahir zamanda yapılmayacağı ya da farklı yorumlanacağı belirtilerek, bu ibadetin de yine Mehdi (A.S.) tarafından yerine getirilmesi, ona tabii olanların da aynı şekilde bu ibadeti yapmaları isteniyor olabilir. Bir de burada Batıni manada nefislerin kurban edilmesinin özellikle ahir zamanda önemli olacağı, yani nefsine ne kadar az uyulursa kurtuluşa o kadar yaklaşılacağını belirtiyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir)
Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir. (Kevser Suresi, 3)
3. ayette ise Mehdi (A.S.)'ın aleyhinde işler yapan ve haberler çıkaranların bu işlere kendilerinin layık olduğu ve yaptıkları haberlerin asıl kendileri için olduğu belirtilmektedir. Çünkü Mehdi (A.S.) evli olmayacağından onun soyunun devam etmeyeceği, kadın işleriyle uğraşacağı gibi asılsız ve yalan haber yapanları işaret ediyor ve bu işleri asıl kendilerinin yaptığını, (Açıklama: Hadislerde belirtildiğine göre Hz. Mehdi (as)'ın Hz. Yusuf (as)'a haksız yere tutuklanması, hapsedilmesi yönüyle benzeyeceği bildirilmektedir. Hz. Yusuf (as)'a yanında bulunduğu Vezir'in eşi, Hz. Yusuf (as) iffetine düşkün olduğu için yalan yere iftirada bulunmuştur. Hz. Mehdi (as)'a da bu konuda iftiralar atılacağı anlaşılmaktadır) ayrıca Mehdi (A.S.)'ın Allah’ın izni ile, talebeleri, seyyidler ve sevenleri ile bunlara galip geleceği ve yeryüzünden bunların silinip gideceği bildiriliyor. (Doğrusunu Allah bilir)